29 Şubat 2012 Çarşamba

Kartalkaya'yı Ateşleyenler

Hayalin bir dağın tepesine karlarla kaplı olsa da ateşle iz bırakmak kadar zor bir şey olsa bile peşini bırakma. Önce hayal eder, sonra o hayale inanırsın; nasıl yapabileceğini tasarlar ve denersin, yılmadan. Yeterince denersen, neden olmasın?

Onlar tam da bunu yaptı. Karlarla kaplı Kartalkaya’nın zirvesine ateşle iz bırakabileceklerine inandılar. Burn, sadece ihtiyaç duydukları cesaret ve enerji desteğini sağlayarak bir hayali ateşledi. Onlar da tutkularının peşinde yola çıktılar. Boardlarını hazırladılar, pompalarla modifiye ettiler, rampalarını kurdular ve kaydılar. Olmadı, baştan aldılar, onları amaçlarına ulaştıracak şartları gerçekleştirmeyi başarana kadar, tekrar tekrar.

Ve 3. gün de bitip gece yarısı olduğunda Kartalkaya’da istedikleri ateşi yakmayı başardılar. Çektikleri videoyla da ‘İçindeki kıvılcım nasıl kocaman bir ateşe dönüşür’ü hepimize gösterdiler. Tutku ve cesaretle yanmayacak ateş yoktu, inandık. Burn, gençleri tutkularından başka bir şeye kulak asmadan, istediklerini alana kadar denemeye, vazgeçmeden denemeye çağırıyor. Tutkuları cesaretle besleyen kocaman bir ateş yakmak için Burn gençleri ateşlemeye devam edecek.

İçindeki kıvılcımı farket ve büyüt. Burn ateşler.

http://www.facebook.com/BurnTurkiye

Bir bumads advertorial içeriğidir.

Toparlanmak lazım da ; Nasıl ?


''Tam üst sıralarda yer edineceğimizi düşünürken, beklenmedik puan kaybı ile ilk 5 dışında kalma tehlikesi ile karşı karşıya kalıyoruz. Bir an önce toparlanmalıyız ve üst sıralardaki yerimizi sağlamlaştırmalıyız. Hedefimiz için istikrarlı bir grafik çizmek zorundayız. Rakibimiz önemli oyunculara sahip olmasına rağmen beklentilerinin uzağında kaldı. Biz de hedeflerimiz doğrultusunda bu maçı mutlaka kazanmak zorundayız. Kaybedenin üç puandan çok şey kaybedeceği bir maç oynayacağız. Baskı ve stresten uzak 90 dakika sahada doğru işleri yapmak için çalışacağız. Rakibimizden daha çok mücadele edersek, kazanacak gücümüzün olduğuna inanıyorum. Taraftarlarımız kadar hepimiz üzgünüz. Henüz beklentilere cevap verebilmiş değiliz. Ancak ligde uzun bir süre daha var. Her maç ayrı bir final. Bu maçlarda yanımızda olan taraftar cesaretimizi ve gücümüzü artıracaktır. Taraftarımızdan zor şartlarda yanımızda olmasını ve bize destek çıkmalarını bekliyoruz''

Çaykur Rizespor Basın Sözcüsü Cengiz Mataracı

27 Şubat 2012 Pazartesi

Yayınlar #24



03.03.2012, Cumartesi

13:30 Tavşanlı Linyit - Ç.Rizespor / TRTSPOR
16:00 Konyaspor - Denizlispor / TRTSPOR
19:00 Kasımpaşa - Giresunspor / TRTSPOR

04.03.2012, Pazar

13:30 K.Erciyesspor - Güngörenspor / YAYIN YOK
13:30 Elazığspor - Boluspor / TRT1
13:3 yaspor / TRTSPOR
16:00 Adanaspor - Gaziantep B.B.Spor / TRTSPOR
19:00 Bucaspor - Karşıyaka / TRTSPOR

05.03.2012, Pazartesi

20:00 Göztepe - Akhisar Belediyespor / TRTSPOR

Geri Dönüşler Ola: Arsenal 5-2 Tottenham Hotspur

Arsenal sahaya beklenen on birden farklı olarak hafta içinde rezerv takımda parlayan Yossi Benayoun'u sol kanata alarak bir on bir belirledi. Maç öncesinde sakatlıkları nedeniyle durumları net olmayan Laurent Koscielny ve Kieran Gibbs savunmada ilk tercih oldular. Bacary Sagna ve Thomas Vermaelen ile birlikte Arsenal'in sezon başındaki ideal savunma hattı ilk kez sahada bir arada yer aldı. Carl Jenkinson da sakatlıktan kurtulduktan sonra yedek kulübesine geldi. Onun gelişi ise Johan Djourou'yu bu maçın 18 kişilik kadrosundan dışarıya çıkardı. Alex Oxlade-Chamberlain ve Gervinho ikisi birden yedek kulübesinde maça başladı.

Szczesny
Sagna-Koscielny-Vermaelen-Gibbs
Song-Arteta
Rosicky
Walcott-Van Persie-Benayoun

Maç her iki takım içinde sıradan başlamışken Arsenal'de savunmanın yaptığı yerleşim hatasından göbekte bomboş kalan Saha topla buluştu. Maça iyi başlayan Vermaelen onu durdurmaya çalıştığı sırada ayağından seken top Szczesny'i yanılttı ve Spurs maça 1-0 başlamış gibi oldu. Ardından Arsenal, Tottenham kalesine yüklenmeye başladı ve baskı kurmaya çalıştı. İlk tehlikeli atağında ise Van Persie'nin şutu az farkla auta gitti.

İlk yarının ikinci on beş dakikalık bölümde de Van Persie'nin şutu ve o şuttan kazanılan kornerden Rosicky'nin kafa vuruşuyla gole çok yaklaştı Arsenal. Tottenham kesinlikle bir baskı altına alındı. Bu dakikalarda taraftarında sesi daha gür çıkmaya başladı. Spurs ise kontra atakta Walker'ın şutuyla gole yaklaştı.


İlk yarıda son bölüme girildiğinde de Arsenal'in tüm kontrolüne rağmen skoru bulamadı. 32. dakikada ise Mike Dean her hakemin Arsenal'e uyguladığı hatalı kararlarından birini vererek Gareth Bale'in ceza sahası içerisinde kendisini atmasına penaltı çaldı ve Adebayor golü attı. Bir maç daha hakem kurbanı oldu. Arsenal yine iyi oynadığı dönemde golü yiyerek bir kez daha hayal kırıklığı yarattı. 40. dakikada Van Persie yine şanssız olduğu bir pozisyonda topu direğe nişanladı. Sol kanada açılan topta Arteta topu ceza sahasına ortaladı ve Sagna kafa vuruşuyla Arsenal'i umutlandırdı. İki dakika sonra ise maçtaki şanssızlığını kıran Van Persie mükemmel bir gol atarak beraberliği getirdi.


Uzun toplarla kontra atak kovalayan ve iki beleş ötesi gol bulan Spurs'e karşı ilk yarı boyunca oyunun hakimi bir Arsenal ilk yarıda mücadele etti. Arsenal son maçlarda ulaşamadığı kadar ilk yarıda kaleyi bulan 7 şut çekmeyi başardı. Walcott hariç her oyuncu inatla mücadele etti. Vermaelen kendisine çarparak giren golün ardından bir şok dönemi geçirirken ciddi hatalar yaptı. Bunların dışında kesinlikle kazanabilecek bir oyun oynadı Arsenal.

Tottenham ikinci yarıya Van Der Vaart ve Sandro'yu alarak başladı. Bu değişikliklerle uzun top sisteminden vazgeçerek daha çok ayağa pas oynamak istediklerini gösterdi. Arsenal ikinci yarıya Benayoun'un gole çok yaklaştığı pozisyonla başladı. Arsenal kesinlikle rüzgarı arkasına almıştı. 51. dakikada ise Rosicky kendi geliştirdiği atakta Sagna'nın asistiyle golü attı ve Arsenal'i 2-0'dan 3-2 öne geçirdi. Arsenal üstünlüğü ele geçirdikten sonra oyunun temposunu biraz düşürdü. Buna karşın Walcott ile çok net bir pozisyon daha yakaladı.
65. dakikada Rosicky yine topu Van Persie ile buluşturdu. Van Persie iki Tottenham'lı savunmayı oyalarken sağ kanattan gelen Walcott'a pasını aktardı ve o da bugünkü talihsizliğini kırarak farkı ikiye çıkardı. Golden sonra rakibine pres uygulayan Arsenal topu kazandı ve Song savunma arkasına Walcott'a doğru harika bir pas attı. Walcott ise maçtaki ikinci golünü atarak skoru 5-2'ye getirdi.

Arsenal son bölümde Gibbs yerine Jenkinson'ı oyuna alarak onu sakatlığının ardından yeniden sahalara döndürdü. Tottenham son çırpınışlarını yapsa da Arsenal savunması son derece dikkatliydi ve önemli bir gol pozisyonu vermedi rakibine. 82. dakikada ilk yarıda eleştirdiğim ama ikinci yarıda golüyle birlikte kendisini toparlayan Walcott yerine Oxlade-Chamberlain oyuna girdi. 88'de ise Benayoun yerine Gervinho oyuna dahil oldu. Son dakikalar ise paslar ve oleyler eşliğinde geçti.

Arsenal ligde ilk dört mücadelesi ve en önemli derbi olması adına çok önemli bir galibiyet daha aldı. 2-0'dan geri gelmiş olmak ise ayrı bir olay. Rosicky on üzerinden onluk bir oyun oynadı. Orta sahayı tek başına domine etti. Sakat geçirdiği dönemlere üzülmemek elde değil. Savunmada ilk yarıda acayip hatalar yapmasına rağmen Arsenal'in bugün oynadığı futbolun sırrı yine savunmada gizli. Özellikle ilk yarıda Sagna'nın ikinci yarıda oyundan çıkana kadar Gibbs'in bindirmeleri rakip alanda bir adam daha fazla hücum etmeyi sağladı. Walcott'un bu iki golü umarım kendisini toparlamasını sağlar. Arsenal bu maçta tam 23 şut çekti. Son maçlarda bu rakamların 5'te birine razı olmuştuk.

Sonuç olarak harika bir galibiyet. Bundan sonra da dördüncülük hedefimizde önümüzdeki tüm maçları kazanmak dileğiyle. North London Is Red.

Emrah Partal / GencArsenal

.gif [sporx.com'dan]

26 Şubat 2012 Pazar

Kartalspor - Konyaspor | Maç Öncesi



Kartalspor- Konyaspor
Tarih: 26/02/2012 Pazar
Saat: 13:30
Yer: Kartal İlçe Stadı

Yayın: trt.net.tr

Belki de bu hafta Bank Asya 1.Lig'de mücadele açısından en çetin geçmesini beklediğim karşılaşma. İki takım da mücadeleyi 90 dakika boyunca bırakmıyor. Konyaspor verdiği mücadelenin hakkını son haftalarda alsa da Kartalspor bu seviyenin biraz altında kaldığını söyleyeyim. İlk yarının ortaları ve dere arası takımda olan gelgitler biraz da olsa etkilemişti takımı.

Takip ederseniz Kartalspor'un Konyaspor'un oynadığı rakiple bir hafta sonra oynadığını görürsünüz. Geçen hafta Bucaspor'u yenmişti deplasmanda Kartalspor. Konyaspor da Sakaryaspor'u evinde...2 takım da Elazığ'da son dakikada yan top golüyle yıkılmıştı peş peşe.

Gelelim maç içi değerlendirmelere ; Konyaspor toplamda 4 maçtır kazanıyor. Kartalspor ise evinde 4 maçtır kazanamıyor, toplamda 4 maçtır kaybetmiyor. Konyaspor’da Mehmet Abdullah Çoban kırmızı kart cezalısı.Kartalspor’da ise Deyvison Denilson sakat, Ethem Ercan Pülgir ve Olgay Coşkun kart cezalısı. Konyaspor 13 golle ligin en az gol yiyen takımı. Konyaspor son 4 maçta kalesinde 1 gol gördü. Konyaspor’un deplasmandaki 11 maçın 7’sinin ilk yarısı berabere bitti.Sezonunun ilk yarısında Konya’da oynanan mücadelede her iki takım da gol atamamış ve karşılaşma 0-0 sona ermişti.


Kasımpaşa’nın Çaykur Rizespor’a kaybetmesi, Konyaspor açısından ilk 2 sıralara uzanma olasılığını arttırdı. Takım savunmasını iyi yapan bir takım Konyaspor, bu amaç doğrultusunda sonuna kadar mücadele edecektir. Ayrıca Kartalspor'un bu sezonki parlayan yıldızı Ethem Ercan Pülgir'e milli takım yolu açıldı. Genç stoper U19 Milli Takım aday kadrosuna çağırıldı. Bu oyuncu bugün cezası sebebiyle forma giyemeyecek. Konyaspor'da ise Serkan Şahin A2 Milli Takım kadrosunda dahil edildi. Abdülkerim Kılıç ise U18 karşılaşmalarında forma giydikten sonra tekrardan takıma katıldı. Genç oyuncu 2 karşılaşmada da 90 dakika forma giydi.

Konyaspor'un Kartalspor maç kadrosunda ;Mariusz Pawelek, Ercüment Kafkasyalı, Erdinç Yavuz, Selim Ay, Tolga Ünlü, Muhammet Yürükuslu, Serkan Şahin, Alvaro Mejia Perez, Rifat Erdem, Abdülkerim Bardakçı, Abdülkerim Kılıç, Recep Aydın, Ali Dere, Feyyaz Belen, Can Parlayan, Marcin Robak, Gökhan Emreciksin ve Serbay Yağız bulunuyor. Artık beraber oynamaya alışmış kadronun bozulacağını düşünmüyorum. Sadece Abdullah Çoban'ın yerine sakatlıktan dönen oynayacaktır ;

Mariusz Pawelek
Tolga Ünlü,Erdinç Yavuz, Selim Ay, Muhammet Yürükuslu
Gökhan Emreciksin, Alvaro Mejia Perez, Serkan Şahin, Ali Dere
Recep Aydın
Marcin Robak

İnşallah, güzel, seyir zevki yüksek bir karşılaşma olur. İki ekibe de başarılar...

23 Şubat 2012 Perşembe

Mersin İdman Yurdu & Ödemeler


Zor bir süreç içindesin. Altında bıraktığın takımlar yavaştan yükselişte. Evinde kazanamıyorsun, deplasmanda da her zaman kazanamazsın ki; Bir de asıl mevzu sorun olarak karşına gelince, kafalar öne eğilir. Üzülürsün, umudunu kaybetme yolunda büyük adımlar atarsın.

Direneceksin, yılmayacaksın...

Çözeceksin, olmazsa. Alt liglere bak , neler olmuş? Ne haldeler ? Neden bu durumdalar ? Kadrona bak, kim sahiplenecek kimlikte ? Al yanına konuş , zor durumda kalma. Etrafa çaktırma, çaktırırsan karışan çok olur. Bak 'Şekil1a' ...



“Ortada çok büyük sorun yok. Ama olayla neden buralara geldi anlam veremedik. Biz her zaman verdiğimiz sözleri yerine getirdik. Bundan sonrada getirmeye devam edeceğiz. Trabzonspor maçının ardından futbolculara 2 Milyon TL ödeme yapacağız. Daha sonraki dönemlerde de kalan bölümü ödeyeceğiz”

Mersin İdman Yurdu Kulüp Başkanı Ali Kahramanlı

22 Şubat 2012 Çarşamba

Daha Kazanmadık !

''Şimdi sahamızda oynayacağımız Ankaragücü maçına odaklandık. Bu maçta 3 puana kesin gözüyle bakanların futbol anlayışını ben yadırgıyorum. Oynanmamış hiçbir maç kazanılmamıştır. Kolay bir maç olmayacak. Kendi oyun disiplinimizi, taktik düzenimizi, mücadelemizi göstermek zorundayız. Bunları yapmazsak sıkıntı yaşarız. Oyuncularım bunları yapacaktır. Kendi evimizde kaybetmeme serisini devam ettirmek zorundayız. Şu anda iyi yolda gidiyoruz. Çok iyiyi, takımımızın kümede kaldığı zaman söylerim.

Ligde kalmak için 36 puan yeterli olmaz. Bence bu baraj daha da yükselecek. Barajın yükselmesinden ziyade önemli olan kazanmak. Biz şu anda barajı düşünmüyoruz. Biz maçları düşünüyoruz. Ankaragücü maçı bizim için avantaj değil. Her maçı kazanma adına oynamamız ve kazanmamız gerekir. Çünkü kazandığınız zaman takım bütünlüğünün oluşması gibi bazı şeyler daha kolay oluyor. Takım şu anda istenilen seviyede ama daha da iyi olabilir.''

Bülent Korkmaz / KDÇ Karabükspor T.D.

20 Şubat 2012 Pazartesi

Emekler & Yayınlar

Her hafta 1 maç yayınsız bırakılırdı genelde. Bu hafta İstanbul'dan 2 maç TRT canlı yayın akışına girememiş. Ligin 2. ve 3. sırasındaki takımların maçları yayın akışında yok. Kötü bir yorumum yok açıkçası. Sene başında TRT'den bu kadar iyi bir performans da beklemiyordum. İyi götürüyorlar. Belli bir düzene oturttular gidişatı. Alt liglerde tecrübeli yorumcu sıkıntısı çekiyorlar biraz. 4 büyük takımın çevresinden hayata bakanlarla yürütülecek iş değildir, zaman zam çim olmayan sahalarda oynanan futbolu yorumlamak.

Olsun gidişat iyi. İyi maçlar çıkıyor Bank Asya 1.Lig'de. Sert top oynanıyor. Hiç bir maç sonucunu belli etmeden başlıyor artık son haftalarda.

Spor Toto 2. Lig'de ise alt taraflar kopmaya başlamıştı önceki haftalarda . Alt sıralar şekillense de üst sıralarda ki takımlar zirveyi kapatmak için amansız bir yarış veriyor her 2 grupta da. Bazı şehirlerin TV kanalları yayınlıyor Spor Toto 2. Lig'de takımlarının içeride oynadığı maçları. Takip ederseniz görürsünüz mücadeleyi, verilen emekleri. Ne uğruna ? Nerelerde ? Nasıl ? ...

İnşallah bu 3 grupta da emeklerinin karşılığı boşa gitmez amansızca, yüreklerini ortaya koyarak mücadele eden yiğitlerin.

Bank Asya 1.Lig #23 || Naklen Yayın ;

25 Şubat 2012, Cumartesi

13:30 Akhisar Belediyespor - Adanaspor / TRTSPOR
19:00 Ç.Rizespor - K.Erciyesspor / TRTSPOR

26 Şubat 2012, Pazar

13:30 Kartalspor - Konyaspor / YAYIN YOK
13:30 İstanbul Güngören - Kasımpaşa / YAYIN YOK

13:30 Giresunspor - Elazığspor / TRT6
13:30 Boluspor - Göztepe / TRTSPOR
13:30 Denizlispor - Bucaspor / TRT1
16:00 Karşıyaka - Tavşanlı Linyitspor / TRTSPOR
19:00 Sakaryaspor - Gaziantep B.B.Spor / TRTSPOR

19 Şubat 2012 Pazar

Kaybedilenler #2 : Sunderland 2-0 Arsenal


Arsenal istekli olduğunu henüz ikinci dakikada rakip yarı alanda dokuz kişiyle hücum ederek gösterdi. Arteta'nın serbest vuruşuyla gole yaklaşan ilk takım Arsenal'di. Sekizinci dakikada koşarken baldırından sakatlanan Francis Coquelin yerine Sebastien Squillaci oyuna girdi. Ardından Ramsey'in sakatlığı nedeniyle duran oyunda ilk bölüm son derece vasat geçti.

İlk yarının ikinci bölümünde Arsenal yaşanan sakatlıklar ardından seken oyuncuların tekrar ısınmasını beklerken oyundan biraz koptu. Sunderland ise bu bölümde çok fazla bir şey koyamadı sahaya. 25'ten sonra ise oyunda daha etkili olmaya ve daha rahat pas yapmaya başladı Arsenal. 28'de ise bu oyunun getirisi kontra atakta Gervinho'nun şutu oldu. Arsenal'in kaleyi bulan ilk şutu bu oldu.

Son bölümde ise maçın Manchester United'lı hakemi Howard Webb, Van Persie'ye yapılan net penaltıyı çalmayarak yine maça damgasını vuran isim oldu. Djourou'nun felaket oyunu sahada devam ederken kaptırdığı topun arkasından bir de faul yaparak sahada olmayan Sunderland'e duran top fırsatını tanıdı. Kullanılan vuruşta açılan topa Richardson vurdu ve oyuna sonradan giren Squillaci'ye çarpan top kaleye yöneldi ve Sunderland'e üstünlüğü getirdi.

Neredeyse pozisyona giremediği, Webb'in bir penaltıyı yediği, savunmanın Sagna dışında tel tel döküldüğü bir ilk yarı oynadı Arsenal. Coquelin'in de sakatlanarak çıkmasının bunda büyük rolü var. Sunderland'in ne kadar kötü oynadığı ise ilk yarı skorundan belli. Şu Arsenal'e sadece bir gol atmaları bunun dışında pozisyon dahi bulamamaları kötü olduklarının göstergesi. İlk yarıdaki Arsenal'in %74'lük topla oynama istatistiği ise kafa karıştırıyor. Bu kadar topla oynuyorken pozisyona girememek çok düşündürücü.

İlk yarıda yaşadığı sakatlıktan sonra çok fazla bir şey gösteremeyen Ramsey ile oyuna sonradan giren Squillaci oyundan alınarak son hamleler Walcott ve Rosicky oyuna girdi. İkinci yarıda Arsenal oyundan çok fazla kopuk göründü. İstediği hiçbir şeyi sahada yapamıyordu.

Orta bölümde de maalesef sahada hiçbir şey üretemeyen Arsenal ile üretmeyen Sunderland vardı.

78'de Chamberlain kaybettiği topu kazanmak için kendi sahasına doğru koşarken Sunderland kontra atağında direkten dönen top ayağına dolanınca çizgiyi geçti ve Sunderland farkı ikiye çıkardı.

Arsenal'in Milan maçında aldığı 4-0'lık mağlubiyetin çok büyük yaralar açtığı ortada. Sahada hiçbir oyuncu konsantre değildi. Takımda psikolojik bir çöküntü hakim şu anda. Şampiyonlar Ligi'nin ardından FA Cup'a da veda ederek bu sezonu da boş geçeceğimizi gösterdik. Bu kupanın da kaybedilmesinin üzerine travma daha da büyüyerek devam ederse hafta sonu oynanacak olan Tottenham derbisini yaşamak istemiyorum.

İki golü de kendi kalemize attığımız, sakat ve maçta sakatlanan oyuncular ile maç 0-0 iken Howard Webb'in penaltıyı vermediği doğru ama Arsenal'inde maçı kazanma adına sahaya hiçbir şey koyamadığı bir gerçek. Kabus olarak belirttiğimiz fikstürün henüz ortasına gelmedik ama ligdeki Sunderland maçı hariç iki maçı gol atamadan ağır yenilgi ve sıfır oyunla kaybettik bile. Önümüzde çok daha zorlu maçlar var. Bu maçlarında gitmesi halinde kulübün kendi içine kaynamaya başlayacağını düşünmek zor değil.

Emrah Partal / GencArsenal

17 Şubat 2012 Cuma

Kaybedilenler : Milan 4-0 Arsenal


Maç benim ya da herhangi birinin beklemediği kadar tempolu başladı. Şampiyonlar Ligi'nde eleme turu maçlarına geçildiğinde ilk maçlarda oynanan futbol genelde ikinci maçı bekleyelim şeklinde olurdu. Buna karşın her iki takımda son derece hücumu düşünen ve hızlı bir futbol oynayınca çok çabuk bir ilk yarı geçti.

Szczesny
Sagna-Koscielny-Vermaelen-Gibbs
Song-Arteta
Walcott-Ramsey-Rosicky
Van Persie

İki takımda orta saha yuvarlağında rakip tarafından baskıya maruz kalmada topu rakip sahaya çok rahat geçirdi. Milan ileride daha hareketli bir oyun düzeni kullanarak boşa kaçan elemanlarıyla daha rahat pozisyon yakaladı. Arsenal ise topu getiren ismin topu atabileceği tek isim her zaman ilerideki Van Persie oldu. Van Persie ise bulunduğu yerde en az üç Milan'lı oyuncunun markajındaydı. Rosicky'nin ceza sahası dışından kaleyi bulmayan şutu ile ilk denemesini Arsenal yaparken, Milan Ibrahimovic'in sahanın her yerinde olduğu ve top dağıtıcı rolünü üstlendiği sistemiyle pozisyon aradı.

Buna karşın Milan'ın kaleyi tutan Szczesny'nin bir şutu yok iken atılan geri pasta Szczesny'nin orta sahayı geçmeyen topu hızlı bir Milan atağına dönüştü ve Prince-Boateng aldığı pası iyi değerlendirerek topu ağlara gönderdi. Golden sonra Arsenal maçın başına oranla oyundaki kontrolü Milan'a kaptırmaya başladı. Milan'ın hücum hattı sürekli olarak yer değiştirerek Arsenal savunmasının dikkatini dağıtıp hızlı paslarla pozisyonlar buldu. Arsenal ise ilk yarı boyunca Van Persie'ye top atma görevini kimin yapması gerektiğini takım içinde aramaya çalıştı.

Her geçen dakika Milan, Arsenal savunmasını ve orta sahasını daha çok zorlayarak oyunun tek hakimi olmaya başladı. Arsenal'li oyuncuların basit oynamak yerine zoru seçmesi de yaşanan durumda etkili oldu. 38. dakikada ise pozisyon başlangıcının ofsayt olduğu bir pozisyonda Ibrahimovic'i takip etmekte zorlanan Sagna, rakibinin ceza sahasına kadar girerek Robinho'ya asist yapmasını 2-3 metre arkasından izledi. İlk yarı bitene kadar da Milan net fırsatlar yakaladı.

İlk yarıda Arsenal kötü diyemiyorum. Ama Milan aşırı derecede tempolu, net paslarla akıcı bir futbol oynadı. Bu kadar iyi oynadıkları bir ilk yarıyı 2-0 önde kapatmaları hiç de sürpriz değildi. Bu oyunlarında Arsenal'in payını çok fazla da göremiyorum. Son derece iyi hazırlanmışlar ve konsantrasyonları son derece yüksekti. İlk yarının kayıp ismi Walcott'tu.

İkinci yarıya gole ihtiyacı olan Arsene Wenger, Walcott - Henry değişikliği ile 4-4-2'ye dönmeyi denedi. Ancak ilk yarının hemen başında 50. dakikada yine Ibrahimovic'in geliştirdiği atakta Robinho, Vermaelen'in kayıp düşmesinden faydalanarak ceza sahası dışından şutunu çekti ve farkı üçe çıkardı. Maç boyunca Milan oynadı Arsenal izledi.

64. dakikada Arsenal en net tehlikesini yarattı. Henry'nin topuk pasına Van Persie harika bir vuruş yaptı ama Abbiati topu köşeden çıkarmayı başardı. Bu pozisyonda girmeyince bırakalım artık dedim. Çok net bir gol şansıydı. Ardından Gibbs yerine Oxlade-Chamberlain oyuna dahil oldu. Bu hamle ya herro ya merro hamlesi olarak Wenger'in son şansıydı.

79'da Milan kazandığı penaltı vuruşunda Ibrahimovic ile farkı dörde çıkardı ve turu Milano'da bitirdi. Arsenal son bölümde Robin Van Persie ile bir fırsat daha yakalasa da Abbiati'yi geçemedi ve skoru değiştiremedi.

Milan ben izlemeyeli çok değişmiş. Bütün sezon böyleler miydi bilemiyorum ama bu akşam ki oyunları ile kupaya uzanabilecek takım izlenimi yarattılar bende. Arsenal kesinlikle kötü oynadığı için bu maçı kaybetmedi. Milan mükemmele yakın bir futbol oynadı ve şanssızlık nedir bilmedikleri için maçı kazanmayı başardılar. İstediklerinden bile fazlasını elde ettiler. İkinci maça iki takımda yedek oyuncularıyla çıkabilir bu dakikadan sonra. Hiçbir futbol mucizesi turu Arsenal'e getiremez artık.

Şampiyonlar Ligi'nden de elendiğimize göre haftasonunda FA Cup maçında varımızı yoğumuzu göstermeliyiz. Elimizde kalan tek fırsatı da yarı final ya da final oynamadan kaybetmek moralleri fena bozar. Ligde ilk dört hedefimizde de emin adımlarla ilerlemek için bu maçı unutmak lazım. Henry'i böyle uğurlamasak iyi olurdu ama kısa zamanda bize yaşattıkları için teşekkürü bir borç biliriz.

Emral Partal / Genc Arsenal

14 Şubat 2012 Salı

Milan - Arsenal Maç Öncesi

Yaklaşık 1,5 ay aradan sonra yeniden Şampiyonlar Ligi atmosferine dönüş yapıyoruz. Wenger'in kura sonrası yaptığı açıklamada değindiği gibi erken bir eşleşme oldu. Belki de turun en zorlu ve heyecan verici eşleşmesi bu iki maç olacak.

Maç öncesinde Arsenal'de hafta sonunda sakatlanan Per Mertesacker tek olumsuz haber olarak gösterilebilir. Durumu hala netlik kazanmamış olsa da en az bir ay sahalardan uzak kalacağı söyleniyor. Bununla birlikte sakatlıktan geçtiğimiz hafta kurtulan Kieran Gibbs'in bu maçta fiziksel ve mental olarak forma giyebileceği Wenger'in ağzından açıklandı. Bu şekilde Thomas Vermaelen'in sol bekteki zorunlu görevini Kieran Gibbs'e bırakarak esas rolü stopere döneceğini söylemek zor değil. Milan maçıyla ilgili olmasa da Jack Wilshere'in de Mart sonunda sahalara dönebileceği konusunda gelişmeler mevcut. Bu turu geçmemiz halinde çeyrek final eşleşmesinde forma giyme şansı doğacak.

Milan'ın sakat isimleri ise Arsenal kadar mevcut. Gennaro Gattuso sakatlığı nedeniyle bu maçta forma giyemeyecek. Zaten kendisi Milan formasını bu sezon biri sonradan oyuna girmek olmak üzere iki kez giyebildi. Milan'ın hücum hattını besleyen isimlerden olan Alexandre Pato'nun ise sakatlığı olmakla beraber maçta oynayıp oynayamayacağı belli değil. Milan'ın orta sahasını tek başına toparlayan Kevin Boateng de Pato ile aynı kaderi paylaşıyor. Sakatlığı var ama durumu net değil. Orta sahanın savunmaya dönük ismi Liverpool'daki yokluğu ile yakından tanıdığımız Alberto Aquilani ayak bileğindeki sorun nedeniyle bu maçta yok. Bu sezon Milan'a daha çok Ibrahimovic'e yaptığı asistlerle yardımcı olan ikinci forvet Antonio Cassano geçtiğimiz Kasım ayında kalp rahatsızlığı nedeniyle geçirdiği ameliyat sonrasında forma giyemiyor. Savunmanın en önemli isimlerinden Alessandro Nesta'nın da bir sakatlığı bulunuyor. Bunlardan başka 3-4 sakatı daha var Milan'ın ancak bu isimler zaten fazla forma şansı bulabilen isimler değil.

Tur öncesinde futbolcular ve teknik direktörler tarafından turla ilgili yapılan açıklamalara kısaca değinelim.


Arsene Wenger, kura sonrası yaptığı açıklamaya paralel olarak tur şanslarının %50-%50 olduğunu söyledi. Maça iyi başlamak ve sahanın her tarafında savaşmak zorunda olduklarına dikkati çekti. Henry'nin bu maçta da Arsenal'e yardımcı olabileceğini söyleyen Wenger, Henry'nin takımdan ayrılmasına üzüldüğünü, kendisini takıma kazandırmadan önce bu kadar katkı sağlayabileceğini düşünmediği açıkladı.

Wenger ayrıca Milan'ın etkili forveti Zlatan Ibrahimovic'e de övgü dolu sözler yağdırdı. Ibrahimovic'in harika bir oyuncu olduğunu belirten Wenger, kazandığı başarılara bakıldığında kendine olan güveninin ne kadar etkili olduğuna dikkati çekti. Kendine olan güveni ile büyük maçları çevirebilecek kapasitede bir oyuncu olduğu şeklinde açıklamalarda bulundu. Zlatan'ın kariyerine başlamadan önce Arsenal ile antremanlara çıktığı sırada bu durumun farkına vardığını ama kendisinin Ajax'ı tercih ederek harika bir kariyere sahip olduğunu söyledi.

Maça stoper olarak başlaması beklenen Thomas Vermaelen ise turun en önemli eşleşmesinin bu maç olduğunu söylerken, rakibin bu kupada harika bir geçmişe sahip olduklarını, rakibin iyi oyunculara sahip olduğunu, ligde iyi gittiklerini, kolay olmayacağını ama turu geçecek tarafın Arsenal olduğuna inandığını belirtti.

Aaron Ramsey ise deplasmanda atacakları bir gol ile Emirates'te önemli bir avantaj yakalayabileceklerini söyledi. Ramsey ayrıca iki maça da hazır olduklarını ve turu geçeceklerine inandıklarını açıkladı. Şakayla karışık Ramsey umarım Milan'a gol falan atmaz. Milan'a deplasmanda attığı gol ile en az dünyaca ünlü üç ismi kaybedebiliriz.


Geçtiğimiz sezon başında takımın başına geçen ve geçen sezon Milan'ı şampiyon yapan teknik direktörü Massimiliano Allegri ise Arsenal'in etkinliğinin farkında olduklarını, savunmada her iki maçta da dikkatli olmaları gerektiğini, Arsenal'in tek silahının Robin Van Persie olmadığını bildiklerini söyledi.

2007-2009 yılları arasında Tottenham Hotspur forması giyen Kevin Prince-Boateng maç öncesinde cesur açıklamalarda bulundu. Arsenal'den korkmadığını, dengesiz bir takım olduğunu, bir gün harika bir futbol oynarken bir gün ne oynadığını bilmez bir takıma dönüştüğünden bahsetti. Arsenal'in kupasız kalmasını ise klasik şekilde deneyimsizliğe bağladı.

Milan savunmasının en önemli ismi Thiago Silva, Arsenal'de Robin Van Persie'den çok Thierry Henry'den çekindiğini açıkladı. Henry'nin Arsenal ve Fransa ile harika işler yaptığını, kendisine en ufak bir fırsat bile verilmesi halinde cezayı kesebilecek yeteneğe sahip olduğunu söyledi.


Milan'ın deneyimli orta saha oyuncusu Clarence Seedorf'da Boateng ekseninde açıklamalar yaptı. Arsenal'in tahmin edilemez bir oyun oynadığını, Chelsea gibi çok büyük bir maçı 5-3 kazanabilirken daha küçük takımlara mağlup olabildiğinden bahsetti. Arsenal'e saygı göstermek zorunda olduklarını ve rakibi küçümseme gibi bir lükse sahip olmadıklarını belirtti. Arsene Wenger'in harika bir teknik direktör olduğunu söyleyen Seedorf, tek kusurunun kadroyu yeterince deneyimli oyunculardan kurmadığından dert yandı.

Arsenal bundan 4 yıl önce Milan'ı turun dışına itmeyi başarmıştı. San Siro'da Fabregas ve Adebayor'un golleriyle bu stadda maç kazanan ilk İngiliz takımı ünvanını alırken rakibini de Şampiyonlar Ligi'nin dışına itmişti. Ancak o maçtaki Arsenal on biri ile şimdiki on bir arasında büyük bir revizyon yaşanmış durumda.

2008 yılındaki kadro;
Almunia
Sagna - Senderos - Gallas -Clichy
Flamini
Eboue - Diaby - Fabregas - Hleb
Adebayor

Yarın akşam ki muhtemel on birimiz;

Szczesny
Sagna-Koscielny-Vermaelen-Gibbs
Song
Ramsey-Arteta
Walcott-Van Persie-Chamberlain

Yedekler: Fabianski, Coquelin, Djourou, Benayoun, Rosicky, Arshavin, Henry.


Görüldüğü üzere tek isim Bacary Sagna. Her iki takım arasında olumlu olumsuz farklar var. Şimdi bu kadar yazının üstüne bir de bunları yazarsam sanırım sıkılırsınız bu nedenle bu alana girmeyeceğim.

Milan ligde iki maç fazlasıyla Juventus'un önünde lider ve ligin açık ara en çok gol atan takımı durumunda. Milan'ın şu anda en etkili iki ismi Zlatan Ibrahimovic ve Robinho. Sakatlıkları bulunan ve durumları belli olmayan Pato ve Boateng ise diğer tehlikeli oyuncuları. Arsenal savunmasının fizik gücüyle mücadele eden forvetlere karşı zaafı Ibrahimovic konusunda beni düşündüren tek etken. Yoksa diğer oyuncuların Vermaelen, Koscielny ve Song üçlüsüyle durdurulabilme ihtimallerinin bulunduğunu düşünüyorum.

Arsenal'de ise Robin Van Persie yine en önemli silahımız olarak görünüyor. Son maçlarda aldığı süreyi çok da iyi değerlendiremeyen Oxlade-Chamberlain'in bir fark yaratabileceğini umuyorum. Son iki maç ilk on birde başlayıp 90 dakika forma giyen ve yıpranan Rosicky'nin bu maçta Ramsey'e yerini bırakacağını skor ihtiyacı gerekirse oyuna ikinci yarıda dahil olabileceğini tahmin ediyorum.

12 Şubat 2012 Pazar

Konyaspor- Bucaspor | Maç Öncesi

Konyaspor - Bucaspor
Tarih:12/02/2012 Pazar
Saat:16:00
Yer:Konya Atatürk Stadyumu

TRT SPOR

Üst sıralarda Boluspor'un kaybettiği, Kasımpaşa'nın kazandığı bir haftada artık öncelikli görevi 3.-6. arası yerini korumak olan Konyaspor, 16.00'da sadece kadınlar ve çocukların seyredebileceği maçta Bucaspor'u ağırlıyor.

Konyaspor evinde 3 maçtır kazanıyor. Ayrıca 4 golle sahasında en az gol yiyen takım. Kondisyon süreci süren Ertuğrul yine kadroda olamayacak.

Bucaspor'da ise; Sakaryaspor maçında sağ kolu kırılan ve sahalardan 1.5 ay uzak kalacak Aykut Çevik’in yerine Teknik Direktör Sait Karafırtınalar, orta sahada Berkay Samancı’ya ya da önce kadro dışı bırakılan, Sakaryaspor maçı sonrasında affedilen Civar Çetin’e görev verecek. Kart cezası biten defans oyuncusu Efe de kadroda. Bugüne hem genelde (33 gol), hem de deplasmanda (15 gol) attı Bucaspor. 33 golün 24′ünü altına imza koyan Zafer Çevik (7 gol), Abdülkadir Özgen (8 gol) ve Emre Güral’a (9 gol) savunma hattıyla başarı sağlayan Konyaspor için ciddi bir tehdit oluşturacak.

Takım kimlikleri olarak Bucaspor bol golü, Konyaspor ise çetin mücadeleyi ifade ediyor. Tam bir çarpışma meydana meydana gelecek gibi görünüyor Konya Atatürk Stadyumunda. Bucaspor hücum faaliyetleri açısından Konyaspor'dan üstün bir takım ancak defansif açıdan maç içinde zafiyet gösterebiliyorlar. Konyaspor'un hücumda bir şeyler yapabilmesi için istemesi lazım. İstemedikçe hiçbir şey yapamıyorlar.

Konyaspor'un standart 11 'iyle çıkmasını bekliyorum yine ;

Mariusz Pawelek
Tolga Ünlü,Erdinç Yavuz, Selim Ay, Abdullah Çoban
Gökhan Emreciksin, Alvaro Mejia Perez, Serkan Şahin, Ali Dere
Recep Aydın
Marcin Robak


Bucaspor'un kamp kadrosunda ise ; --Ömer Kahveci, Bulut Basmaz, Samet Dinçer, Erman Güraçar, Zafer Çevik, Fahri Akyol, Serkan Yanık, Efe Halil Özarslan, Burak Ayaz, Erdal Çelik, Alparslan Erdem, Musa Yiğit, Mehmet İncebacak, Civar Çetin, Berkay Samancı, Salih Uçan, Emre Güral, Akın Açık, Zekeriya Kacaroğlu, Melih Vardar, Abdulkadir Özgen ve Mert Özcanlar-- var. Sait Hoca'nın standart kadrosunun dışına çıkacağını düşünmüyorum.

Bulut Basmaz
Fahri Akyol , Erman Güraçar ,Serkan Yanık, Alparslan Erdem
Emre Güral, Mehmet İncebacak ,Berkay Samancı, Zafer Çevik, Melih Vardar
Abdulkadir Özgen

İnşallah, güzel, seyir zevki yüksek bir karşılaşma olur. İki ekibe de başarılar...

11 Şubat 2012 Cumartesi

Sondaki Noktalar : Sunderland 1-2 Arsenal

Arsenal geçtiğimiz hafta Blackburn Rovers karşısında 7-1'lik bir galibiyet alan takımdan sadece Francis Coquelin'in yerine Bacary Sagna ile maça başladı. Sakatlığından kurtulan Kieran Gibbs ise maça yedek kulübesinde başladı.

Szczesny
Sagna-Koscielny-Mertesacker-Vermaelen
Walcott-Song-Arteta-Chamberlain
Rosicky
Van Persie

Maçın ilk bölümünde iki takımda oynamak istediği oyunu oturtamadı. Buldukları korner atışlarından gol aradılar ama net bir pozisyon bile yakalayamadılar. Geçtiğimiz hafta yağan karın saha zeminine zarar verdiği çok netti. Yerden atılan basit paslarda bile top sekerek yol katediyordu. Bu durum Arsenal'in oyununu etkilemiş gibi görünüyordu.

İkinci bölümde Arsenal'in topa hakim olduğunu ama gol pozisyonu dahi bulamadığını söyleyebiliriz. Zaten yavaş bir oyun oynanırken saha zemini de Walcott ve Oxlade-Chamberlain gibi oyuncuların hızlanmasını engelliyordu. Sunderland hafta içinde oynadıkları ve uzatmaya giden FA Cup maçının etkisiyle olabilecek nedenle çok pasifti sahada. Neredeyse hiçbir şey yapmadılar.

İlk yarının son bölümünde de durum değişmedi. Bekleyen Sunderland'e bir şey üretemeyen bir Arsenal vardı. Vermaelen'in ilk kez ileriye çıktığı pozisyonda açtığı orta ile bir karambol yakaladı Arsenal. Sessegnon'un geriye gelmemesi Vermaelen'e daha geniş bir alan sunmasına rağmen orijinal bir bek olmaması nedeniyle hücumlara yeteri kadar destek veremedi. İlk yarıdaki kısırlığın bir nedeni de buydu.

İlk yarıyı Arsenal açısından değerlendirirsek başarılı bir savunma (Sunderland'in kaleyi bulan şutu 0), topa hakim bir orta saha (%34 - %66) ve üretkenliği olmayan (kaleyi bulan şut 1) bir hücum hattı vardı. Oynanan oyun tıpkı on gün önceki 0-0 sona eren Bolton Wanderers maçını andırıyordu.

İkinci yarı başladığında da değişen bir şey yoktu oynanan futbolda iki takım adına da. Arsenal, Sunderland'i ceza sahasına yığarak sıkıştırdı ama yine de gol pozisyonu bulmayı başaramadı. Bolton maçında sorunun geç yapılan değişiklikler olarak belirtmiştim. Bu maçın da tıpkı o yönde gidişat halinde olması değişikliği akla getirdi. Rosicky - Ramsey değişikliği ile orta sahaya hareketlilik getirilebilirdi.

Bunalımdan kurtulan Sunderland biraz daha Arsenal kalesine gelmeye başladığı bölümlerde iki önemli pozisyon yakaladı ki bunlar maçın en etkili olanlarıydı. Szczesny harika iki kurtarış ile rakibi engelledi. Bu pozisyonlardan sonra Henry, Oxlade-Chamberlain'in yerine oyuna alındı. Oyundaki kontrolü kaybetmeye başlayan Arsenal, Mertesacker'in baskı altında olmadığı bir anda geçirdiği sakatlık ile kaybettiği topta McLean'in golüne engel olamadı ve 1-0 geriye düştü. Gol öncesi Song'un top kaybı inanılmaz. Sakatlanan Mertesacker yerine oyuna giren Ramsey golden beş dakika sonra karşılık vererek skoru eşitledi.

Beraberlik golünün ardından iki takımda galibiyet için oynamaya başladı. Herhangi bir sonuç elde edilemeyince Arsenal'in son şansı yine Arshavin olmuştu. Maçta uzatma bölümlerine girildiğinde artan Arsenal baskısında Arshavin'in açtığı ortada efsane Thierry Henry altın vuruşu yaptı ve takıma galibiyeti ve ligde dördüncülüğü getirdi.

Açıkçası kazanmayı hak ettiğimizi söylemem zor. Üretkenliğimiz yok denecek kadardı. Blackburn maçından sonra dediğim dertlerden biri buydu işte. Zayıf bir Blackburn'ü yedilemek kolay. Böyle maçlarda başarılı olmak sezonun kritik işi. Bu açıdan başaramadık aslında. 0-0'a bağlanmış bir maç görünümündeydi. Mertesacker'in aniden sakatlanması ile Sunderland yoktan bir gol kaydetti. Oyuna giren Ramsey kaleyi bulan bir şut çekerek iki direğe birden çarpan topla skoru eşitledi. Bu da bizim şansımızdı. Sonrasında Henry'nin uzatmada attığı muhteşem gol.

Henry geldiği iki aylık dönemde bile FA Cup'ta turu geçirtirken ligde de takımı dördüncülüğe taşıdı. Çarşamba günü Milan deplasmanında son kez Arsenal forması giyme şansına sahip olacak. O maçta da bir şeyler yaparsa ikinci heykelini de dikelim derim. Altı maçta üç gol atarak toplam gölünü de 229'a çıkardı.

Emrah Partal /Genc Arsenal

Sunderland - Arsenal Maç Öncesi


Arsenal için sezonun en zorlu fikstür döneminin ilk maçı bu hafta sonu oynanacak. Rakibimiz ligde son iki ayda inanılmaz işler yapan Sunderland. Bunun en önemli faktörü ise Martin O'Neill. Bir teknik direktörün takıma olan etkisini yüzde olarak tavana çıkaran bir isim. Yarattığı Aston Villa şu anda normal bir takıma dönüştü. Çok değil iki sezon sonra Sunderland ilk dördü zorlayan bir takıma dönüşecektir.

Steve Bruce yönetiminde 13 maçta 11 puan toplayabilen Sunderland, Martin O'Neill'ın göreve getirilmesi ile 11 maçta 22 puan topladı. Zaten O'Neill'ın göreve başladığı haftadan itibaren yeniden oluşturulan bir puan tablosunda ligin zirvesinde yer aldığını görüyoruz Sunderland'in. Yakaladıkları form ve aldıkları başarılı sonuçlar ile birlikte sezonun en kritik döneminde hiçbir takımın gitmek istemeyeceği ilk deplasmanlar arasında yer alıyor Stadium of Light. Fakat Arsenal için maalesef durum böyle. Ayrıca FA Cup 5. turunda da Middlesbrough'yu eledikten sonra da rakibimiz yine deplasmanda Sunderland oldu.

Maç öncesinde basın toplantısı düzenleyen Arsene Wenger her zaman olduğu gibi sakat oyuncuların durumları hakkında bilgilendirmede bulundu. En güzel haber sakatlıklara bir yenisinin eklenmemesi. Kieran Gibbs ve Marouane Chamakh kadroda yer alacaklar. Carl Jenkinson'ın iki hafta içinde antremanlara başlayacak. Emmanuel Frimpong ise Wolverhampton takımında geçirdiği sakatlık nedeniyle ameliyat oldu. Dönüşünün gelecek sonbaharı bulacağını söyledi.

Sunderland'de sakatlıkları geçen Wayne Bridge ve Kyrgiakos bu maçta forma giyebilecek durumdalar. Nicklas Bendtner hem sözleşmeli olduğu takım olması hem de sakatlığı nedeniyle forma giyemeyecek. Wes Brown ve Vaughan ise sakatlıklarını hala atlatamadı. Sunderland'in belki de bu sezon en önemli oyuncusu olan Sessegnon'un durumu net değil. Bu maçta oynayabilir de oynamayabilir de. Onun sahada olup olmaması sonuca önemli ölçüde etkili olacaktır.

Yazı başında bahsettiğimiz zorlu fikstürü kısaca yazalım. Bu maçtan sonra Çarşamba günü Şampiyonlar Ligi'nde Milan deplasmanına gideceğiz. Üç gün sonra ise FA Cup maçı için yine Stadium of Light'a geleceğiz. Ardından Tottenham ile Emirates'te karşılaşacağız derbinin kralını oynayacağız. Ertesi hafta Liverpool deplasmanına gideceğiz ki alacağımız sonuçlara göre ilk dört açısından çok kritik bir maç olacak. Üç gün sonra ise Milan maçının rövanşı Emirates'te oynanacak. Sonra içeride Newcastle United ile karşılaşıyoruz. 17 Mart'ta FA Cup'ta turu geçersek kupa maçı geçemezsek Everton deplasmanı.

Fikstürü yazarken ben bile yoruldum. Oynayacak olan futbolculara ve muhtemel kötü sonuçlarda biz taraftarlara sabır diliyorum. Böyle bir fikstürde futbola doyacağımız kesin ama alınacak seri mağlubiyetler bizi futboldan da soğutabilir buna hazırlıklı olalım. Son olarak muhtemel on birimizi de yazarak yazımızı noktalayalım.

Szczesny
Sagna-Koscielny-Vermaelen-Gibbs
Song
Arteta-Ramsey
Walcott-Van Persie-Chamberlain

Emrah Partal/GencArsenal

8 Şubat 2012 Çarşamba

Kopamayan & Eklenen | Elazığspor 0-2 Karşıyaka

Ligin ikinci yarısında Cihan Yılmaz, Fatih Şen gibi oyuncularla orta alanı güçlendiren Karşıyaka, 3 haftada 9 puanı ortaya koyduğu oyuna karşılık maçın son dakikalarında alan Elazığ deplasmanındaydı. Her güzel oynadığın , iyi mücadele ettiğin maçtan da 3 puanla ayrılacaksın diye bir kaide yok sayın Hüsnü Özkara abartmamak lazım isteği.

Oynandı, oynandı..Sorun yok. Elazığ'da güzelde bir mücadele ortaya koydu iki takımda. Adiyah'tan sonra Şaban Genişyürek oynuyor Karşıyaka'da ileri uçta.Zaman zaman gereğinden fazla gayretli. Faydalı olmak herkesin istediği ama biraz daha takım oyuncusu olmalı. Pırpır eleman; Agbetu, buzda dansta da etkili. Nispeten ağır Elazığ defans bloğu hiç vazife görmedi onun karşısında.

Bank Asya 1.Lig'de etkili girdi Karşıyaka 2.yarıya. Elazığ ise bu hafta cepten yemiş gözüktü fakat bu iyi bir sinyal değil Gakkoşlar açısından. Oyun içinde bazen kendilerini kaybediyorlar. Bank Asya 1.Lig hata götürmeyecek cinsten zorlu bir lig.

Üst taraflar daha da şenlenecek. Çünkü; Elazığ koparamadı kendini komşularından. Karşıyaka'da bir nevi ben de varım arkadaş dedi dahil oldu oyuna.

Haydi hayırlsı..

İstemek Yetmez | TKİ Tavşanlı Linyitspor 1-2 Konyaspor


Evet biraz iyi başlamıştı Konyaspor. Gökhan istemişti. Robak istemişti. Recep istemişti. Gol de geldi. Bekledik sonrasında potansiyele inanarak. Oynamak istediniz oynadınız, gol buldunuz. Tamam, zemin Türkiye standartlarına uygunluk derecesinde rezaletti. Deplasman organizasyonuyla Konya'dan, İzmir'den , İstanbul'dan destekçilerin de vardı. Galibiyeti hak ettin Konyaspor.

Tecrübe noksanlığı var. Kabul !.
Uzun zamandır kazanamıyorsun. Kabul !.
Ama isteğini kaybetme, saldır, rahatla...

Hücümda etkinlikler vardı. Robak statikliğinin yerine biraz daha hareketliydi. Gökhan biraz daha istedi ama yetersiz. Recep aradı ve buldu.

Sağda Tolga, Hakan'ın yerinde hiç sırıtmıyor , Gökhan'la daha da iyi anlaşacaklarına inanıyorum.

Solda Abdullah birebir müdahalelerde gayet iyi. Selim - Erdinç uyumu da ha keza.
Serkan ile Alvaro ellerinden geldiğince. Serkan son haftalarda hücuma çıkışlarında etkinliğini daha da arttırdı.

Linyit cephesi ise belkide hala 2-7 'nin etkisinde idi. Abdi ve Ümit bu ligde standart üstü hücumculardan. M. Besler oyunu iyi yönetiyor. Şener ise diğer takımlardaki Şener. Defans kurgusu hücum kurgusundan zayıf Linyit'te. Potansiyelli fakat büyük oynamaya alışık olmayan bir ekip.

Potansiyele dayanarak söylüyorum. İstemek yetmez, ortaya koyacaksın...

4 Şubat 2012 Cumartesi

TKİ Tavşanlı Linyitspor - Konyaspor | Maç Öncesi


TKİ Tavşanlı Linyitspor - Konyaspor

Tarih:05/02/2012 Pazar

Saat:13:30

Yer:Tavşanlı Ada Stadı

TRT SPOR

Ligin ikinci yarısına iyi başlayarak 2 maçta 6 puan alan TKİ Tavşanlı Linyitspor hafta sonu Buca deplasmanında sansasyonel bir galibiyete imza atarak 3.maçından da galibiyetle ayrıldı.

Maçın ilk yarısını 2-0 geride kapatan TKİ Linyitspor ikinci yarıda yaklaşık 40 dakikaya tam 7 gol birden sığdırmayı başardı. TKİ Linyitspor aynı zamanda Türkiye lig tarihinde bir devrede en çok gol atma rekorunu da eline geçirmiş oldu. İlk yarıda çok kötü bir futbol sergileyen ve önce kaleci Yavuz'un ardından da savunmanın hatasıyla 2-0 geriye düşen Linyitspor, ikinci yarıda rüzgarı da arkasına alarak müthiş bir performans sergiledi. Buna Bucaspor kalecisi Ömer'in üst üste yaptığı hatalı çıkışlar da eklenince TKİ Linyitspor adına galibiyet farklı bir şekilde geldi .

Takip ettiğiniz üzere; Konyaspor ise arka arkaya aldığı Elazığspor ve Kasımpaşa karşısındaki şanssız yenilgilerinin ardından Erciyesspor karşısında galip geldi.

Ev sahibi Linyitspor'da cezalarını tamamlayan Ferhat ve İbrahim bu maçta takımdaki yerlerini alabilecekler. Konyaspor'da ise maç kadrosunda (Mariusz Pawelek,Ercüment Kafkasyalı,Erdinç Yavuz,Selim Ay,Abdülkerim Bardakçı,Rifat Erdem,Tolga Ünlü,M.Abdullah Çoban,Alvaro Mejia Perez,Feyyaz Belen,Serkan Şahin,Gökhan Emreciksin,Ali Dere,Abdülkerim Kılıç,Serbay Yağız,Recep Aydın,Can Parlayan,Marcin Robak) yer alıyor.

Konyaspor ilk yarıda aldığı tek yenilgiyi sahasında Tavşanlı Linyitspor'a karşı almıştı ve bu maçı rövanş olarak görüyorlar.
Yakın puan farkı bulunan takımlar olası hesap edilebilecek ikili-üçlü averaj hususlarına da dikkat etmeliler.Ayrıca bu maçta Konyaspor taraftarı için 120 kişilik kontenjan ayrıldı.

Teknik direktör Osman Özdemir'in açıklamaları da bu yönde. İki takımın da mücadeleyi bırakmayacağını düşündüğüm maçta, zeminin son durumu da önemli tabii ki. 'www.kutahyaninsesi.com' sitesinden aldığım fotoğrafta, kar seviyesinin inceldiğini gördüm ancak zemin kalitesi hakkında yorum yapamam. Öngörüm yetersiz.
Maçta beraberlik öncelikli olasılık. Az göl tercihleri de ihtimaller dahilinde.

Konyaspor muhtemel 11;

Mariusz Pawelek
Tolga Ünlü,Erdinç Yavuz, Selim Ay, Abdullah Çoban
Gökhan Emreciksin, Alvaro Mejia Perez, Serkan Şahin, Ali Dere
Recep Aydın
Marcin Robak

Arsenal - Blackburn Rovers Maç Öncesi


Arsenal hafta içinde Bolton Wanderers karşısında yaşanan bir puan kaybıyla daha ligde yedinciliğe geriledi. Takım Premier Lig'de dört maçtır kazanamıyor ve Şampiyonlar Ligi'ne katılma yolundaki dördüncülükten uzaklaşmaya başladı. Wenger ise her yenilgiden sonra takımın mevcut potansiyelinden ve geri dönüş yapabileceklerinden bahsediyor. Takımın ilk dörtte ligi bitireceğinden şüphesinin olmadığını söylüyor.

Bolton Wanderers maçının ardından sakatlıklar açısından çok fazla bir gelişme olmamakla beraber Alex Oxlade-Chamberlain'in bileğinde bir ağrısının bulunduğu, durumunun net olmadığı ve Blackburn Rovers karşısında forma giyip giyemeyeceği belli değil.

Ayrıca Wenger maç öncesinde düzenlediği basın toplantısında yedi günde üçüncü maçına çıkacak olan takımda bazı oyuncuları dinlendirebileceğinin sinyallerini de verdi. Oyuncu dinlendirmek dendiğinde ise akla ilk gelen isim bu sezon takımı taşıyan tek isim olan Robin Van Persie geliyor. Afrika Uluslar Kupası'ndan elenen Fas Milli takımında mücadele eden Marouane Chamakh'ın takıma dönmesi bekleniyor ama bu maça yetişmesinin mümkün olmadığı belirtiliyor. Ne yalan söyleyeyim buna sevindim.

Blackburn Rovers cephesinde ise savunmanın en önemli ismi olan Christopher Samba kadroda yer alamayacak. Ancak bunun nedeni sakatlık veya ceza değil. Blackburn menajeri Steve Kean oyuncunun sakatlığı atlattığını, forma girmeye hazır olduğunu söylemesine rağmen kadroda yer almayacağını açıkladı. Bu açıklama benim aklıma acaba transfere yönelik bir hareket mi diye bir düşünce oluşturdu.

Yeni transferler Bradley Orr ve Marcus Olsson'un birlikte maça başlamaları beklenirken takımın en golcü oyuncusu Ayegbeni Yakubu kart cezası nedeniyle bu maçta oynayamayacak. Ayrıca yedek forvet David Goodwillie'nin de grip olduğu için bu maçı kaçırması muhtemel.

Arsenal'in kalesinde yine Wojciech Szczesny'nin olacağını söyleyebiliriz. Savunmada sakatlığından kurtulan Sagna'nın bir daha sakatlanana ya da karttan ceza alana kadar o bölgeyi kimseye bırakmayacaktır sezonun kalan bölümünde. Stoperde Laurent Koscielny ve Per Mertesacker'in yer alacağı kesin. Sol bekte sakatlığı geçen Kieran Gibbs'in ilk on bir çıkmadan önce rezerv takımla birkaç maç oynaması gerekeceğini söyledi Wenger. Bu nedenle Thomas Vermaelen'in burada devam edecek.

Takımın ön liberosunda yine Alex Song yer alacak. Orta sahada ise Arteta ile son Aston Villa ve Bolton Wanderers maçlarında oldukça yorulan Aaron Ramsey'in yerine Thomas Rosicky on birde başlayabilir.

Hücum hattında ise Theo Walcott'a bir şans daha tanıyacaktır Wenger. Sol kanatta eğer sakatlığı geçmezse Alex Oxlade-Chamberlain yerine Andrei Arshavin formayı alabilir. Evet ben de inanamıyorum ama Arshavin'in maça ilk on bir başlamasını bekliyorum. İleri de ise Robin Van Persie'nin maça yedek başlaması ile ileride Thierry Henry'nin sahaya çıkacağını düşünüyorum.

Szczesny
Sagna-Mertesacker-Koscielny-Vermaelen
Song
Arteta-Rosicky
Walcott-Henry-Arshavin

Bu maç önümüzdeki iki ay boyunca oynayacağımız en basit maç. Arsenal'in kaderi önümüzdeki iki ay içerisinde göstereceği performans belli edecek. Maçları buraya yazmak istemiyorum. Harbiden çok zorlu ve ürkütücü maçlar. Bir zahmet siz bakın resmi siteden fikstüre. Endişelenmemek mümkün değil. Maçı iş yerindeki nöbetim nedeniyle izleyemeyeceğim. Akşama indirip yetiştirebilirsem maç yazısını yazacağım.


Bu da Guardian'ın tahmini 11'leri;

Emrah Partal/GencArsenal

1 Şubat 2012 Çarşamba

Kazanmak & Kaybetmek : Konyaspor 1-0 K.Erciyesspor

Erciyesspor maçının kazanılması çok önemliydi. Üst üste gelen yenilgilerden sonra olası bir mağlubiyet halinde düşüş trendi, seriye dönüşecek ve çıkışı zor bir sürece girilecekti. Bu galibiyetle yeniden zirve yarışının içine giren Konyaspor tam anlamıyla dönüm noktası olarak tabir edilen bir maçtan alnının akıyla çıktı. Maç haberimizin başlığı ‘Herşeye Rağmen’di.
Maçı tekrar irdelediğimiz zaman Konyaspor’un; kötü saha, dirençli bir rakip, sakatlıklar, genç kadro, ceza sınırındaki 5 futbolcu gibi dezavantajlarla mücadele etmesinin üstesinde bir de çok kötü bir hakem triyosuyla uğraştığını net şekilde görebiliriz.

Sanki Konyaspor’un puan kaybetmesi istenmişti. Neredeyse maçın tamamında tüm taktir haklarını konuk ekip lehine kullanan ve Bank Asya’da doğru dürüst maç yönetmeden üst sıraları yakından ilgilendiren bir maça bu ismin atanmış olması düşündürücü. Gerçi bir önceki hafta Kasımpaşa deplasmanındaki maçımızı yöneten sözde deneyimli M. Kamil Abitoğlu’nu da gördük. Konyaspor’un bariz 1 gol ve 1 penaltısını es geçen deneyimli düdük, tüm bu hatalarının ardından MHK tarafından ödüllendirilircesine önceki gün oynanan Kayserispor-Beşiktaş ve yarın oynanacak Samsunspor-Fenerbahçe maçına atanmadı mı?

Artık bu gerçeği kabulleniyorum. Bizi SEV-Mİ-YOR-LARRRR. Nedenini bilmiyorum ama yıllardır bu böyle. Hoşgörü şehrinin hoşgörülü insanları olduğumuzdan mı nedir, ensemize vurup lokmamızı alıyorlar. Bu nedenle Erciyesspor galibiyeti, tüm olumsuz etkenlerinde hesaba alınmasıyla altın değerindedir. Erciyesspor maçının ilk dakikalarında kaçırdığı golle ‘off be’ dedirten Robak için ayrı bir parantez açmak istiyorum.

Top alamadığı için pozisyona giremeyen Robak, Erciyes önünde sezonun en verimli maçını çıkarttı diyebilirim. Kanatlardan getirdiği toplarla Ali Dere ve Recep’i golle burun buruna getiren Polonyalı yıldız, Selim’in şapka çıkartılacak pasını harika bir vücut çalımıyla önüne alarak Serkan’ın attığı gole asist yapması ayakta alkışlanacak cinstendi. Robak’ın bundan sonraki maçlarda da aynı düzenle sahaya sürülmesi ve sağ-soldan top getirerek takımını pozisyona sokmasını bekliyorum.

Konyaspor çok büyük bir sürpriz olmazsa lig sonuna kadar ilk 6 içinde kalacak. İlk 2 için şansımızın olduğunu da son puan durumuna baktığımızda açık bir şekilde görüşüyoruz. Elazığspor nasıl oldu bilemiyorum ama bir şekilde ite-kaka gidiyor. Bir tökezlese belki tepetaklak olacak ama, son 3 maçında 90+3, 90+4 ve 85’de attığı gollerle 1-0’lık sonuçlarla 9 puanı hanesine yazdırarak önemli bir avantaj yakaladı. Kadro yapısını da dikkate alırsak Elazığspor’un ligde bulunduğu konumu sürpriz olarak değerlendiriyorum. Futbol şansı hep yanlarında. Umarım bu çıkış uzun sürmeyecek.

Gelelim bu haftaki maçımıza. En az Elazığ ve Kasımpaşa deplasmanları kadar zorlu ve büyük önem taşıyan bir maça çıkacak Konyaspor. Rakip ligdeki ilk yenilgiyi tattıran Tavşanlı Linyitspor. Geçen sezon olduğu gibi yine zirve mücadelesi içindeler. Buca deplasmanında 2-0 yenilgiden ikinci yarıda attığı 7 golle sansasyonel bir galibiyete ulaşan ve tek devrede 7 gol atarak bir rekor kıran Linyitspor karşısında en kötü sahayı yenilmeden terk etmeli ve rakiple aradaki puan farkını korumalıyız. Galip gelmemiz durumunda ise üst sıra için şansımızın daha da artacağını belirtmeliyim. Olası bir ikili averaj hesabında rakibe karşı avantaj yakalamanın hesaplarını da elbette Osman Özdemir yapıyordur. Çünkü bundan sonraki maçlarda atılan gollerin bile ayrı değeri olacak.

Son olarak TFF Genel Kuruluna değinmek istiyorum. Konyaspor, genel kurulda duruşunu açıkça belli etti. Hamlesini yaptı ve çıkacak şike kararını beklemeye başladı. Hem genel kurul öncesi federasyona çekilen ihtar, hem de başkan Ahmet Şan’ın yaptığı konuşma tam yeri ve zamanıydı. Federasyonun şike yaptığı iddia edilen takımlara uygulayacağı yaptırımlar sonrasında Konyaspor’un nasıl bir menfaat sağlayabileceği belli olacak. Gönlümüz Konyaspor’un maddi kaybı karşılanarak yeniden lige alınmasını istiyor.

TDurmaz/YMeram
Related Posts with Thumbnails