KONYASPOR tarihinin en zorlu dönemini geçiriyor dersek yanlış söylememiş oluruz. Yaşım ve meslek hayatım itibariyle 1985 yılından beri, önce taraftarı sonra da takımın peşinde koşan bir medya mensubu olarak, Konyaspor’un birçok sıkıntılı anına tanıklık ettim. Sakaryaspor ile girilen amansız şampiyonluk yarışında, son haftaki unutulmaz Tarsus İdmanyurdu maçı ve sonrasında yaşananlar hala aklımda. Federasyon tarafından tarihi bir cezaya çarptırılan Konyaspor, daha sonra cezada indirime gidilmesine karşın bir sonraki sezon uzun bir müddet sahasında maça çıkamamıştı.
DAHA sonraki sezonlarda da Konyaspor sıkıntılı süreçleri oldukça fazla yaşadı. Genelde maddi imkanların yetersizliği, şehrin tek takımını sıklıkla güç durumda bıraktı. Kayyumun kapısından dönen, taraftarı açlık grevine giren, yönetimsiz kalan Konyaspor hep bu sıkıntılı anlarda kurtuluş yolunu buldu ve kulüp bugünlere kadar geldi.
İLGİNÇ ama gerçek. Yeşil-Beyazlılar ne zaman büyük bir sıkıntıya girse, sonu hep şampiyonluk oldu. Tarsus maçı sonrası çıkan olaylar ve verilen tarihi ceza sonrası açık ara yakalanan şampiyonluk aklıma ilk gelenler arasında. Ardından kayyuma kalmaktan son anda kurtularak, toplama bir takımla yakalanan ve 10 yıllık hasreti dindiren ikinci şampiyonluk sevincini tattık. Son şampiyonluk çok mu farklı yaşandı? Mehmet Ali Kuntoğlu yönetiminin bıraktığı enkaz sonrası yaşananlar çok geri de kalmadı. 2 sene önce 15-16 milyon civarındaki borç yüküyle Bank Asya’ya düşen Konyaspor, son anda oluşturulabilen yönetim ve yine toplama bir kadroyla sezon sonunda kupayı kaldırmıştı.
YANİ Konyaspor’un tarihinde yaşadığı tüm şampiyonluklar sancılı bir sürecin ardından geldi. Hep; “Konyaspor artık bitti, tükendi, bundan sonra amatöre kadar gider” denildi, ama öyle olmadı. Her zaman, bitti denenen noktada bu kulüp yeniden dirildi. Şimdi yine sıkıntılı bir dönem geçiriliyor.. En başta yönetimsel hatalar sonucu yeniden küme düşme acısı yaşandı ve 15 milyonluk borç yükü ikiye katladı. Ardından yine yönetimsel hatalar sonucu 2 sezon önce Konya’dan ayrılan Milos’a olan borcun ödenmemesi Yeşil-Beyazlıları görülmemiş bir ceza ile karşı karşıya bıraktı.
CEZA gelene kadar geçen süreçte yapılmayanlar, cezanın gelmesinden sonra kulübün haklarının iyi korunamaması ve yanlışlara devam edilmesi Konyaspor’u büyük bir kaosun içine soktu. Bunu ben değil yıllarını spor hukukuna veren insanlar söylüyor. Konyaspor Milos davasında, bir profesyonel kulübe yakışmayacak şekilde temsil edildi ve cezayı da sonuna kadar hak etti. Artık olan oldu mantığıyla bundan sonra neler yapılmalı onları konuşmalı ve tartışmalıyız.
MİLOS davası sonrasında yönetim yerini sağlamlaştırdı. Camianın sezon bitimiyle beklediği kongre umutları tamamen ortadan kalktı. Bunca derdin, sıkıntının ve bilinmeyenin çokluğunda nasıl yeni bir yönetim gelebilir ki? Artık sezonu mevcut kadro ve mevcut yönetimle kapatacağız. İstesek de, istemesek de buna mecbur bırakıldık. Hani taraftar şu tezahüratı yapar ya; “Aşkımız renklere, sizlere değil.” Aynen de öyle. Biz ne Karapınarcıyız, ne Kuntoğlucuyuz, ne de Şancıyız. Bizim tek isteğimiz ve arzumuz, hiçbir beklenti içine girmeden bu takımın başarılı olması ve hak ettiği noktaya çıkmasıdır.
ŞAYET Konyaspor’un bu dehlizden çıkmasını istiyorsak, yeniden birlikteliği sağlamalıyız. Cezaya rağmen Konyaspor’un Bank Asya cehenneminden kurtulması mümkün. Yönetimin ceza gelmesinden sonra mevcut kadroyu koruma adına futbolculara olan geçmiş dönem borçlarını kapatması ve serbest kalmalarını önlemesi çok önemliydi. Artık bir şekilde bir kadromuz var. Çoğu Süper Lig kadrosunda yer alan futbolcular, alt yapı ve geçen sezonlarda kiralık olarak başka takımlarda oynayan futbolcuların katılımıyla bir takım oluşturulacak.
AMA bundan önce, Haziran ayı içinde Milos’a ve Robak’ın kulübüne ödeme yapılması gerekiyor. Bu sıkıntıda atlatılabilirse önümüz biraz daha açılacak. Aksi durumda, 2 dönemlik transfer yasağının üstüne ek yaptırımlar bizi bekliyor. En büyük korkumuz ise sezona puan silme cezasıyla girilmesi.
GEREKLİ girişimlerin bu hafta içi yapılarak borçların kapatılmasını bekliyoruz. Bu sıkıntı da atlatıldığı zaman geriye, ligde mücadele edecek futbolcuların ve onları maçlara hazırlayacak teknik heyetin belirlenmesi kalacak. Kadro büyük ölçüde kesinleşti aslında. Sözleşmesi devam eden ve serbest kalmaları engellenen futbolcuları hatırlarsak: Marcin Robak, Mahamoudoy Kere, Peter Grajciar, Alvaro Mejia Perez, Marıusz Pawelek, Ali Dere, Serkan Şahin, Gökhan Emreciksin, Ertuğrul Arslan, Hakan Aslantaş, Ercüment Kafkasyalı ve genç kaleci Nazmi. Yabancılardan biri dışında kimse gönderilmemeli. Sanırım, Kere’nin yüksek maliyeti ve Süper Lig’den isteyen kulüplerin olması nedeniyle Burkina Fasolu futbolcu kiralanacak veya bonservisiyle verilecek. Onun dışında kalan 4 yabancı ve tüm yerliler muhakkak kadroda tutulmalı. Maliyetleri ne olursa olsun kadro korunmalı.
ALACAKLARI nedeniyle federasyona başvuran Adnan, Veli, Barbaros ve sözleşmesi sona eren Erdinç’in de yeniden takıma dönebileceklerini öğrendim. Adnan, Veli ve Barbaros’un borçları ödenir ve federasyona yaptıkları şikayetleri geri çekerlerse bu 3 futbolcu da kadroda kalacak. Urfaspor ile prensipte anlaşan Erdinç’in de takımda kalmak istediğini biliyorum. Şayet bu 4 futbolcu da kadro da tutulabilirse, Konyaspor’un transfer yasağı cezasından etkileneceğini sanmıyorum.
ALTYIPADAN profesyonel yapılan; Tolga, Serbay, Rifat, Selim, Abdülkerim, Mehmet Çoban, Sayim ve Ali Kireş de geleceği parlak futbolcularımız. Ayrıca 2. ve 3. Liglerde kiralık oynayan Muhammet, Niyazi, Recep ve Feyyaz da yeniden dönüyor. Tekrar tekrar söylüyorum. İsmini saydığımız bu futbolcularla sezona başlanması durumunda Konyaspor’un ligin en güçlü kadrosuna sahip takımı olacağı kesin. Yönetim transfere ayıracağı paranın biraz fazlasını bularak mevcut kadrodaki futbolcularına dağıtırsa, hiçbir sıkıntı yaşanmadan mutlu sona ulaşılabilir.
SON olarak teknik direktör sorununa değinmek istiyorum. Yılmaz Vural, ne kalırım diyor, ne kalmam diyor. O da önünü görmek istiyor. Futbolcuların çoğu Yılmaz Vural’ın kalmasını istiyor. Geçmiş dönemden alacağı olduğunu öğrendiğimiz ve önümüzdeki sezon için futbolculara yapılacak ödemelerde garanti isteyen Yılmaz Vural’ın ikna edilmesi ve macera aranmaması gerekli. İsmi gündemde olan Cemal Menteşe ile nasıl bir ivme yakalanacağı belirsiz. Yılmaz Vural’ın bu kadroyla zorlanmadan, takımı şampiyonluğa ulaştıracağını düşünüyorum. Sezon hazırlıkları için de geri sayım başladı. Haziran ayının sonunda her şey netleşecek. Bakalım Tatlıcak’taki ilk idmanda hangi futbolcuları ve hangi teknik adamı göreceğiz.
TD/ YMeram
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder