Giresunspor maçının zor geçeceği belliydi.
Ancak puan kaybı sürpriz oldu.
Konyaspor’un kalan 7 maçlık fikstürü içinde fire verilmeden geçilmesi gereken maçlardan bir tanesiydi Giresun karşılaşması.
Konyaspor’u yakından takip edenler mutlaka yapmıştır.
Elde kağıt kalem, tahminlerini maçların yanlarına iliştirmişlerdir.
Kimsenin bu maça 1 puan yazdığını tahmin etmiyorum.
Hesaplarımız hep kalan 4 iç saha maçının kayıpsız geçilmesi üzerine yapılıyor ve deplasmanda gelecek puanlarla 34. haftanın sonunda Süper Lig vizesi alınacağını öngörüyordu.
Evdeki hesabın çarşıya uymadığını bir kez daha tecrübe ettik.
Maça çok kötü başlayan Konyaspor da ne kazanma arzusu ne de hırs gözlemledim ilk bölümde.
Sanki lige havlu atmış ve hiçbir iddiası olmayan bir ekip görüntüsünde maça başlayan Konyaspor, 15’de golü yedikten sonra kendisine gelebildi.
Kendisine geldi derken, öyle rakibi bunaltan ataklar izleyemedik ilk yarı boyunca.
Top hakimiyetini hep elinde tutan sağ ve soldan doldurma ortalarda gol arayan Konyaspor, kapalı defans kurgusundaki Giresunspor’un kilidini bir türlü açamadı.
Maçın ikinci yarısının daha zor geçeceği belliydi.
İlk yarıda zaman zaman ileriye çıkan Giresun, ikinci yarıda skoru koruma adına kapandı da kapandı.
Renkdaş futbolcular; ‘3 puan gelsin de, nasıl gelirse gelsin’ mantığıyla her türlü sahtekarlığı yaptı sahada.
Yalancı sakatlıklar, oyuna topu 10-15 saniye geç sokmalar.
Uzun zamandır böyle bir takım görmedim.
Uzatmalarla birlikte, Giresun, tam 80 dakika kendi sahasından çıkmadı.
Ancak beklediğimiz gol gelmeyince rakibin direnci, bizimde stresimiz arttı.
90+5’nin ilk saniyesinde şansa bulduğumuz golle ancak beraberliği kurtarabildik.
Çaykur Rize ve Kasımpaşa dışında rakiplerimiz kazanarak önemli bir avantaj yakaladılar.
Tek umudumuz sahamızda oynayacağımız Akhisar ve Elazığ maçları..
***
Teknik adamların bir çoğu takıntılıdır. Ummadık yerde ummadık işler yaparlar.
Herkesin gördüğünü değil de kendi görmek istediklerini yaşar, yaşatırlar.
Sadece onların doğruları vardır.
Osman hocada kendince doğruları yaparak takımı hedeften uzaklaştırıyor.
Bir ara Gökhan Emreciksin’e takmıştı.
Şimdi de formsuz futbolcuları sahada tutarak yanında oturttuğu cevherleri görmezden geliyor.
Ertuğrul gibi bir silahın var ama ilk 11’de sahaya sürmüyorsun.
Anlamak mümkün değil.
Güngören ve Giresun maçlarında oyuna girdikten sonra Ertuğrul’un neler yaptığını gördük.
10 ay önce bıraktığımız Ertuğrul aynen karşımızda.
Böyle kritik maçlarda bu denli futbolcuların sahaya sürülmemesi intihardır.
Hocanın, bazı gerçekleri görme zamanı artık geldi.
Hiç kimse, ‘Genç kadroyla gelinen nokta başarıdır’ geyiği yapmasın. Giresun maçı kadrosunda, 7 tane Süper Lig’de forma giymiş oyuncu vardı.
Ertuğrul’la birlikte 8 Süper Lig oyuncusuyla maçı tamamladık.
Alternatif sıkıntısı olduğu doğrudur. Peki sorunun çözümü noktasında Osman Özdemir neler yapıyor?
Osman Hoca ilginçtir hala Can Parlayan’dan umut bekliyor.
A2 takımında fırtınalar estiren ve 11 golle krallık koltuğuna oturan Aykut’u görmüyor, bir kere de olsa şans vermiyor. Aykut’ta bulamayıp ta Can’da bulduğun nedir hocam?
Artık telafisi olmayan 6 maç kaldı.
Şapkalar öne koyulmalı ve doğrular bulunmalıdır.
Süper Lig’e bu kadar yaklaşılmışken bu tren kaçırılmamalı.
Yönetime duyurulur.
TOLGA DURMAZ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder