8 Haziran 2012 Cuma

Oğuzhan Ozyakup Gidiyor Ama Neden?



Arsenal'in genç yeteneği Beşiktaş'a transferi konusunda bir adım daha attı. Oğuzhan, İstanbul'a gelerek sağlık kontrolünden geçti.


  19 yaşındaki oyuncu Şubat ayında Türk Milli Takımını seçtiğini açıklamasından önce 2009 yılında düzenlenen U17 Avrupa Şampiyonası'nda kaptanlığını yaptığı Hollanda Milli takımıyla finale yükselmişti. Geçtiğimiz sezon Arsenal ile Carling Cup maçlarında iki kez oyuna sonradan girerken bir kez asist yapmıştı. Geleceği son derece parlak gösteriliyordu.

A takım ile çok fazla fırsat bulamamasına rağmen Rezerv takımın beyni olarak harika bir sezon geçirmişti. Oynadığı 19 rezerv karşılaşmasında 5 gol 8 asistlik bir performans sergilemişti. Arsenal'in bu transfer karşılığında yaklaşık €750k ve bir sonraki transferinden %25'lik bir pay alma hakkı elde edeceği söyleniyor.

Fakat Arsenal ve Arsene Wenger'in bu transfere nasıl onay verdiği büyük merak konusu. Arsene Wenger'in genç yetenekleri sevdiğini, onları yetiştirerek büyük birer yıldız haline getirinceye dek A takımda şanslar verdiğini hepimiz biliyoruz. Arsene Wenger'i Arsene Wenger yapan en büyük özelliklerinden biri budur. Kendisinin bu kadar başarılı bir menajer olarak anılmasının nedeni ne kazandığı kupalar ne de taktiksel hamleleri ile kazandırdığı maçlardır. Tüm dünya onun çok iyi bir menajer olduğunu söylerken yetiştirdiği oyuncuları düşünerek bunu söylüyor.

Jack Wilshere, Alex Oxlade-Chamberlain ve Theo Walcott gibi isimleri henüz çok genç yaşta takıma dahil edip dünya yıldızları arasında sokan Arsene Wenger Oğuzhan Özyakup gibi bir yetenekten neden vazgeçer anlayamıyorum. Oğuzhan Arsenal'in genç kademelerinde oynarken harika bir yetenek olduğunu ispatlamıştı. A takımda oynadığı sürelerde dikkat çekmemiş olması gençliğine verilebilecek bir durum. Arsenal'in yıldızlaştırdığı bir çok isim ilk sezonlarında deneyimsizliklerinden ötürü pasif görünmüş olabilirler.

Oğuzhan gibi yetenekli bir oyuncuyu kadronuza dahil etmiş, gösterdiği performans ile geleceğinin parlak olduğunu ispatlayan bir oyuncuyu satacak isek Arsenal Akademisi ne için çalışıyor. Bu transfer kesinlikle Akademi sisteminin varlığının sorgulanmasını gerektirir. Bu şekilde olacaksa bu oyuncular için neden bu kadar mücadele ediyoruz. Dünya yıldızı isimlerin çıkması zaten düşük bir ihtimaldir. Çok nadir bir Wilshere yetiştirilir ama bir takımın tamamı dünya yıldızı zaten olamaz. Takımın kemik kadrosundan asker oyunculara da ihtiyacı olur. İşte bu isimlere en güzel örnekler altyapıdan çıkan Frimpong, Coquelin, Yennaris ve Miquel gibi isimler gösterilebilir. Oğuzhan da ileride böyle bir isim olabilirdi. Gerektiğinde oynayabilecek çok etkili bir oyuncu olarak.



Bu takımda ne oyuncular rezerv takımda yıllarca bekletildi inanamazsınız. Kerrea Gilbert isimli şahıs 24 yaşına gelmesine rağmen rezerv takım üstüne çıkamamıştı. Buna rağmen ısrarla kadroda bekletildi. Mark Randall gibi geleceği olmadığı her maçında belli olan bir isim yıllarca takımda kaldı. Fakat yetenekli Oğuzhan'a konu gelince henüz 19 yaşında bu kadar parlak geleceği olan bir isim takımdan gönderilebiliyor. Peki ama neden?

Transfere izin verilmesinde paranın etkisinin olmadığı aşikar. €750k gibi komik bir rakam asla bu transferin gerçekleştirilmesine neden olamaz. Ne de sonraki satışından elde edilecek olan %25'lik pay. Bu rakamlar Arsenal'in günlük maç gelirlerinin kat be kat altında. 

Twitter üzerinden paylaştığı resimlerden anladığımız kadarıyla takım arkadaşlarıyla birlikteliği düşünülünce problem yaratacak bir oyuncu gibi görünmüyor. Yani takım içerisinde bir huzursuzluk yaratması sonucunda gözden düşmüş olma ihtimali sıfırın altında.

Tüm bunları düşününce aslında söylemeye çekindiğim ve olmasını istemediğim tek bir ihtimal kalıyor. Türk Milli takımını seçmiş olması bir etken olabilir mi? Yıllardır Hollanda Milli takımıyla çıktığı maçlarda gösterdiği performansla birçok kez övgü alırken, takımın geleceğindeki yeri için yeni Fabregas tabirleri yapılırken, Türk Milli takımını seçmesinin üzerinden 4 ay gibi kısa bir süre geçmesinin ardından takımdan gönderiyorsunuz. Bu belki aşırı bir komplo teorisi olarak gösterilebilir ama bana bu transferde başka bir açıklama sunabilecek kişi varsa lütfen söylesin.

Fotoğraf : http://www.sporx.com 'dan alınmıştır.

Emrah Partal / GencArsenal

Alsancak Stadı Yıkılsın Mı ?

İzmir'de yaşayan  Rumların takımı olan Panionios 1910'lu yılların başından Kurtuluş Savaşı'na kadar Alsancak'ın zemininde oynayarak başlatmış Alsancak'ın futbol tarihini. Daha sonrasında 1929 yılında kapalı (!) ve açık tribünlerin inşa edilmesiyle Alsancak Stadı adıyla tam anlamda bir futbol stadına dönüştürülmüştür. 


1959 yılında kurulan Türkiye Futbol 1.Ligi ' nde İzmir'in takımları maçlarını bu stadda oynamış. güzel bir olaydır ki, Türkiye 1.Ligi 'nin ilk karşılaşması İzmirspor ile Beykoz 1908 arasında 21 Şubat 1959''da Alsancak Stadı' nda oynanmış, lig tarihimizin ilk golü de  İzmirsporlu Özcan Altuğ tarafından 11.dakikada Alsancak Stadı'nda atılmış.Alsancak Stadı'nda birçok kez Fuar Şehirleri Kupası , Kupa Galipleri Kupası gibi unutulmaz Avrupa Kupası maçları da oynanmış.


Tarihi Hissetmek


İzmir'de yaşadığımdan zaman zaman ben de gittim bu stada maç izlemeye. İzmir'de yetişmediğimden olsa gerek stadın yıkılması benim içimde bir tortu bırakmayacak. Ancak katıldığım söyleşilerde ve çok yakınımda bulunan Altaylı, Göztepeli, Karşıyakalı, İzmirsporlu tanıdıklarımın anlattıkları o stadın yukarıdaki 2 paragrafın binlercesi boyutunda bir tarih içerdiği yönünde. Geçtiğimiz kış aylarında bilgi birikimine ve duruşuna hayran olduğum Dağhan Irak , Göztepe taraftarının bir söyleşisi için Tepekule'ye gelmişti. Ben de fırsat bulup takip ettim, söyleşi esnasında yaşı orta yaşın üstündeki bir Göztepeli amca "Halkapınar'daki stada alışamadım. Benim stadım Alsancak'taki." deyince yüzünde ayrı bir duygusallık açığa çıktı. O amcamın yaşadıklarını yaşayan binlerce Altaylı, Göztepeli, Karşıyakalı,Altınordulu ve İzmirsporlu vardır kim bilir? İşte bu olaylar, o stadın tarihini koklamamıza yetiyor da artıyor bile.


Bugünün Tarihinde


Özellikle bugünlerde açığa çıkan TOKİ'ye devir haberleri üzerine bir şeyler karalamak istedim aslında. Biraz da başka pencerelerden bakalım olaylara. Stadın şu anki halini bilenler beni daha da iyi anlayacaktır. İki kelimeyele "Kötü durumda." diyebilirim. Soyunma odaları, zemin, tribünler, -pek dikkat çekmemiştir ama- üst balkondaki canlı yayın kulübesi(!) hepsi sıkıntılı vaziyette. 


Bulunduğu konum itibariyle de her türlü değerlendirmeye de açık vaziyette. Nasıl değerlendirilir, neler yapılır, orası benim ilgi alanım değil tartışmam ama ortaya çıkan tezatlardan da biraz bahsetmek istiyorum.


"Stad Yerinde Kalsın"cılar


Evet, Tarihi yaşamış ve saygı duyan bir kesimin de içinde olduğu bir grup bu tezi savunanlar. Alsancak Stadı'nı sadece İzmir'in değil, Türkiye futbol tarihinin önemli mekanlarından biri olarak değerlendiren Osmanlı'yı, işgali, Kurtuluş'u, Cumhuriyet'i görmüş bir yapı olarak gören, Kent tarihinin, belleğinin, kent kimliğinin ayrılmaz parçası olarak tezini savunan bir grup bunlar. Stadı bir bütün olarak Altay'ın,  Altınordu'nun, Göztepe'nin, İzmirspor'un, Karşıyaka'nın, şimdilerde unutulmaya yüz tutan Yeşilova'nın, Kültürspor'un, Ülküspor'un, İzmir Demirspor'un tarihidir. diyerek; Stadın tarihi ve kimliğine uygun şekilde yenilenmesini, kapasitesinin 20 bin kişiye çıkarılmasını, müzesi, restoranı ve yeraltı otoparkıyla yaşayan bir mekana dönüştürülmesi istiyorlar.


"Stad Artık Kaldırmıyor"cular


Bu kesim de stadın şu anki durumunun farkında ve artık bir çözüm peşindeler. Bir tarafında bölge binası diğer yanında kavak ağaçlarıyla hoş görüntü verse de balkondakiler korku içindeler.(Şahit oldum.)  Alsancak Stadı tepemize yıkılmadan şimdi olduğu yere veya başka bir yere stat yapılsın. İzmir'in Kuzeyinde veya Güneyinde olması fark etmiyor bu kesim için. Haklı değerlendirmeler sonucunda zeminin kötü, stada girişin çıkışın sıkıntılı olduğu sonucunda hemfikirler. 


Doğal Olarak Taraftarlık Tepkileri


Bu kısmı sona bıraktım. Bir kesim var ki, -sayıları oldukça fazla- tamamen olayı taraftar tezatlığı üzerinden değerlendirerek ne tarihi ne de seyir zevkini işin içine ekleyip yorum yapıyorlar. Taraftar ayrışmalarının hat safhada olduğu şu dönemde böyle bir kimlikte söz alanları görmek hiç de şaşırtmıyor beni açıkçası. 


Stad karşılığı olarak Örnekköy'e stad yapılacak gibi duruyor. Bu da haliyle Göztepeliler başta olmak üzere tepki topluyor. Alsancak stadı karşılığında Örnekköy'e (Kuzey- Karşıyaka'ya hitap eder nitekite)  planlanan stat, Güney'e yapılsaydı bu kez Karşıyakalılar yıkılmasın taraftarı olacaktı. Şu anda Karşıyakalılar izleyici konumunda görünüyorsa bu sebepte olması muhtemel. TOKİ’nin Örnekköy’deki stat ve tesislerin yanı sıra, Halkapınar’daki Spor İl Müdürlüğü hizmet binası ve gençlik merkezine harcayacağı rakam 81 milyon TL’yi aştığı takdirde Göztepe’nin yuvası Gürsel Aksel Stadı’nın geleceği de tehlikeye girecek. Protokol gereği, belirlenen bedelin aşılması durumunda GSGM bir başka tesisi daha TOKİ’ye vermesi gerekiyor. Bu da Göztepelileri ayağa kaldırmış durumda.


Bakan Suat Kılıç da çift stad yapılacağından , Alsancak Stadı'nın vedasından bahsediyor hep. Bu da benim hep uzak durmaya çalıştığım, doğal muhalif tepkilerin oluşmasına sebebiyet veriyor.


Öngörülerle Veda


Tarihin birikim stadın vedasını görecek gibiyiz. Bunun sonucunda ise İzmir, Kuzeyde 15-20 Bin kapasiteli, Güneyde ise 30 Bin kapasiteli 2 yeni stad kazanacak gibi. 3 Stad isteği geri dönecek bence. Fazla olur. Balçova isteği var Göztepe taraftarının. Çok sıkışık bir kesimde yeni bir stad oluşumu içine giremez bence Toki. Gaziemir önerisi kabul görmüştü. Arazi tayini sonucu İZSU'dan olumsuz bir yanıt gelmişti diye hatırlıyorum. Son durumdan haberdar ederseniz sevinirim.


Sonuç olarak İzmir'de stadyum kimliği değişecek gibi görünüyor. Stad sayısının artması deplasman kavramının tamamen tazelenmesi anlamına da gelebilir. Halkapınar'daki stadyumu da ayrı bir başlıkta incelemek gerekecek sanırsam.

1 Haziran 2012 Cuma

Konya Torku Şekerspor & Ömer Ali Şahiner Transferi

   Takipçisi olanlar bilir; Konya Torku Şekerspor, 2011 - 2012 futbol sezonunda beklenileni veremedi. Üst üste iki sezon şampiyonluğu kovalayan ve son haftalarda Bank Asya 1. Lig hedefine ulaşamayan takım, bu sezon başında takımın iskeletini bozarak yeni bir yapılanma içerisine gitti. Yeni sezonda Metin Altınay ve Mustafa Çapanoğlu olmak üzere iki teknik adamla çalışan Şekerspor, lige istediği gibi başlayamadı ve takım içinde yaşanan uyum sorunu nedeni ile uzun bir süre kendini toparlayamadı. İkinci yarının başında ise takıma yaptığı takviyelerle Play-Off’u hedefleyen Şekerspor, yine umduğunu bulamadı ve hedefinden uzaklaştı.


Başarısızlığı Etkileyen Faktör : Cafercan Aksu'nun Ayrılması 




Galatasaray Altyapısı'nda Arda Turan'ın da içinde bulunduğu 1987 jenerasyonunun en büyük yıldız adayı olarak görüldü . 2006'daki U19 Avrupa Şampiyonasında UEFA tarafından  takip edilmesi gereken 10 oyuncu arasında gösterilmişti. Galatasaray sonrası ne Çaykur Rizespor kariyeri ne Orduspor kariyeri ne de İBB macerası onu Konya Torku Şekerspor forması altında geçirdiği sezonlar kadar mutlu etmemiştir diye düşünüyorum. Artık takım olarak uzun süre zirvede götürdüğü sezonun ardından gruplarda Elazığspor'a Play-Off larda ise Sakaryaspor'a Bank Asya 1.Lig biletini kaptıran takımdan ayrılarak kendi adına hak ettiği basamağı atlamak istedi. Sözleşmesinin sonunda sezon ortasında anlaştığı Gençlerbirliği'nin yolunu tutan Cafercan Aksu hiç beklemediği bir karşılamayla Gençlerbirliği'nden lisansı bile çıkartılmadan ayrılmak zorunda kaldı. Gençlerbirliği'ne giderken şüphesiz hedefleri farklıydı, ancak üzerinde sürekli baskılar taşıyarak artık pestili çıkan genç(!) oyuncu, basamağı çift atladığının farkına vardı ve Boluspor'la anlaştı sezon başında. 10 maça çıktı. Ağları sadece kupadaki Fethiyespor maçında sarstı. Devre arasında ise sezon sonunda lige veda eder konumdaki Giresunspor'la anlaştı kiralık olarak. Burada da 10 maça çıktı yarım yamalak. Sözleşmesi Boluspor'la devam ediyor şu an. Ancak Boluspor'da ne kadar geleceği olabilir bilemem. Tekrar bir Konya macerası uygundur bence.


Kurşun Adres Sormaz Ki

2005'ten bu yana Torku Şekerspor'un kalesini koruyordu 2 sene önce Haziran ayında Elif Yaprakçı ile hayatını birleştirmişti.Geçen sene bugün evlendikten 1 sene kadar sonra , yeni doğan bebeği Mehmet'i sadece 20 gün sevmişken 105 bin lira şeker borcu toptancıyla yüzünden tartıştı. Bu sırada toptancı tabancalarla ateş açtı. Yaprakçı olay yerinde hayatını kaybetti.  Bebeğine doyamadan ölen Gürsel Yaprakçı geride gözü yaşlı bir eş ve yetim bir bebek bıraktı. Kaleciden oğluna, birlikte çekildikleri tek kare fotoğrafı hatıra kaldı. Konya Torku Şekerspor yönetimi de o sıralar Ankaragücü yönetimiyle anlaşıyordu transfer için.
2005'ten bu yana Torku Şekerspor'un kalesini koruyordu 2 sene önce Haziran ayında Elif Yaprakçı ile hayatını birleştirmişti.Geçen sene bugün evlendikten 1 sene kadar sonra , yeni doğan bebeği Mehmet'i sadece 20 gün sevmişken 105 bin lira şeker borcu toptancıyla yüzünden tartıştı. Bu sırada toptancı tabancalarla ateş açtı. Yaprakçı olay yerinde hayatını kaybetti.  Bebeğine doyamadan ölen Gürsel Yaprakçı geride gözü yaşlı bir eş ve yetim bir bebek bıraktı. Kaleciden oğluna, birlikte çekildikleri tek kare fotoğrafı hatıra kaldı. Konya Torku Şekerspor yönetimi de o sıralar Ankaragücü yönetimiyle anlaşıyordu transfer için. O da sezona Konya Şekerspor'la başlayamadı. Kader çiziyor hayatını, pisi pisine kahrolan hayatlar. Futbol, Şekerspor, Lig yükselme hep hikaye bunların yanında. 


Elde Kalan : Ömer Ali Şahiner 

Şüphesiz gerek kulübündeki gerekse Alt Grup Milli Takımlardaki başarısıyla dikkat çeken Ömer Ali Şahiner ise Konya Torku Şekerspor adına boş geçen sezonun ardından, ayrılmayı artık kafasına koydu.
Geride bıraktığımız sezonun başında Spor Toto Süper Lig ekipleri Bursaspor ve Medical Park Antalyaspor’un transfer listesinde olan Ömer Ali Şahiner, Antalyaspor  - daha doğrusu Mehmet Özdilek- ile prensipte anlaşmış ve gitmek için gün saydığı bir dönemde, Konya torku Şekerspor yönetimi engeline takılmıştı. Konya Torku Şekerspor yönetimi, böylesine yetenekli ve takıma katkısı tartışılmayacak futbolcuyu şampiyonluk hesapları yaptıkları gerekçesi ile bırakmamış ve sözleşme yenileyerek takımda kalmasını sağlamıştı.
 
Bu sezon ise o da direk 2 basamak atlayıp Spor Toto Süper Lig'e yol almak istiyor. Eskişehirspor, KDÇ Karabükspor ve Elazığspor yine O'nun baş talipçileri. Medical Park Antalyaspor ise yeniden bir Emrah Başsan oluşumu için bu sezon başı da Ömer Ali'nin peşinde. Şehrin diğer takım Konyaspor'da ise Ömer Ali'yi bir lig yükselterek Konyaspor forması giydirme hedefi var. Futbol şubesi o yolda girişimler olduğunu açıkladı. Ömer Ali ayrıca Eskişehirspor ile görüştüğünü, Elazığspor'dan ise Bülent Uygun'un kendisini aradığını söyledi. Bir de hatırlatma yapayım, şu sıralar Fenerbahçe 'de Aykut Kocaman'ın yardımcılığını yapan İsmail Kartal , Konya Torku Şekerspor'un başındayken 15 yaşındaki Ömer Ali'yi Fenerbahçe'ye önermiş Şekerspor yönetimi yine sıcak bakmamıştı ayrılığa. 

Ancak ayrılık şu sıralar gerçekleşecek gibi. Güzel, başarılarla dolu bir kariyer senin olsun Ömer Ali. Basamakları adım adım çık kafan rahat olsun. Sen hem Konya'nın hem Konyaspor'un hem de Konya Torku Şekerspor'un geleceğisin.

Ömer Ali Şahiner 'in yazıya cevabı da gecikmedi . Cevabı da burada yayınlayayım akıllarda soru işaretleri kalmasın madem. Her şeyin hayırlısı diyerek tabii.





Related Posts with Thumbnails