29 Nisan 2012 Pazar

Alan Razı Veren Razı: Stoke City 1-1 Arsenal




Arsene Wenger geçen hafta oynanan Chelsea maçı kadrosundan iki değişiklik yaparak maça başladı. Gervinho ve Benayoun, Walcott ve Oxlade-Chamberlain yerine ilk on birdeki yerlerini aldılar.

Maçın başında Stoke City biraz topla oynamaya çalışmasına rağmen oyun dengeli başladı. Henüz 3. dakikada Song kendini sakınmasa ayağını kırabilecek bir hamle geldi Whitehead'den. Geçmişi bilen Van Persie olaya çok sert tepki gösterdi ve maçın hakemine kartı göstertti. Crouch ve Benayoun'un şutları ilk kaleyi yoklamaları oldu her iki takımın da. Benayoun özellikle maça çok iyi başladı. 8. dakikada Van Persie, Rosicky'nin ortasında etkili bir kafa vuruşu yaptı ama kaleci Begovic kurtardı. Ramsey'in kaptırdığı topta gelişen atakta ise sahada kafa vurmak denince akla gelen ilk oyuncu Crouch iki stoperin arasından kafayı vurarak Stoke City'i 1-0 öne geçirdi. İyi başladığımız bir maçta geriye düştük. Arsenal yine kaleyi bulan ilk şutta golü yemeyi başardı. Gole rağmen Arsenal oyundan kopmadı ve rakip kaleye gitmeye devam etti. Ramsey ile kaleyi yokladığında golü bulamadı ama maçın etkili isimlerinden Benayoun'un geliştirdiği atakta Rosicky'nin ortasına vuruşunu yapan Van Persie skoru eşitledi.

İlk yarının orta bölümüne girildiğinde Arsenal tam anlamıyla rakibini ablukaya aldı. Sağlı sollu ataklarla gol aramaya devam etti. Gervinho ile çok net bir fırsatı değerlendiremedi. Stoke City dahi eminim Arsenal'den böyle fiziksel bir oyun beklemiyordu. Vücut vücuda korkmadan mücadele verdiler. Arsenal, Stoke beklerini neredeyse sahadan silecek kadar etkili hücumlar yaptı kanatlardan.

Son bölüme girildikten sonra da oyunun temposu maçın başına oranla kademeli olarak düştü. Kaleye şut çekilmedi gibi bir şeydi. Son dakikalarda Stoke City, Arsenal kalesine doğru gelmeye çalıştı ve duran toplarla gol aradı. Fakat ilk yarıda başka gol sesi çıkmadı.

İkinci yarıya da Arsenal gole yakın olan taraf olarak başladı. Gervinho ve Van Persie ile kaleyi yokladılar. Van Persie yine çok iyi bir kafa vuruşunda kaleciyi geçemedi. Stoke City ise ceza sahasına şişirme topları kullanmaya devam etti. Arsenal topu ne zaman havadan, Stoke City ise yerden oynasa topu kaybeden taraf oldular. Herkes bildiğini yapmalı deyimi tam bu maç için söylenmiş.
İkinci bölümde Arsenal etkinliğini giderek kaybetmeye başladı. İlk yarıda Benayoun ve Rosicky'nin geliştirdiği ataklarla topun hakimiyetini elinde tutarken bu iki oyuncunun yorulmaya başlaması nedeniyle Arsenal adına tempo son derece düştü. Kazanılan serbest vuruşta Van Persie'nin barajdan dönen topa Vermaelen'in şutu savunma tarafından elle kesilmesine rağmen hakem bu pozisyonu atladı. 

Maçın son bölümüne etkisiz isim Ramsey yerine Diaby'i oyuna aldı Wenger. Beş dakika sonrasında ise Gervinho yerine Chamakh'ı oyuna soktu. Kurtarıcı olarak yeniden Chamakh'ı sahada görünce zaten umutlarım bitmişti. Kenarda Chamberlain beklerken gitmesi istenen ve beklenen Chamakh ne alaka diye soruyor insan. Değişikliklere rağmen Arsenal bir etkinlik gösteremezken Stoke City Jerome'un şutuyla gole yaklaştı ama Szczesny geçit vermedi. Son değişikliği de Benayoun-Santos şeklinde yaparak yenilmemeyi istediğini gösterdi Wenger. Uzatma dakikalarında ilk kez etkili taç şansı yakalayan Delap yine son derece etkili bir atış yaptı ve Sagna bir anlamda takımı ipten alarak golü engelledi.

Arsenal kısmen üstün oynamış olsa da galibiyeti hak edecek kadar kendi futbolunu sergileyemedi. Galibiyet almadan üç hafta geçti ama hala üçüncülük koltuğundayız. Rakiplerimiz eksik tüm maçlarını kazansalar bile Arsenal'in birer puan arkasında kalıyorlar. İşte sırf bu nedenle bu maçtaki bir puan önemli.

Emrah Partal / GencArsenal

28 Nisan 2012 Cumartesi

Stoke City - Arsenal Maç Öncesi





İki haftada önce Wigan Athletic mağlubiyeti ardından Chelsea beraberliği ile çoktan garantileyebileceğimiz üçüncülüğü ertelemek zorunda kaldık. İki iç saha maçından alınan bir puan kimsenin beklemediği bir durumdu. Yaşanan bu kayıpları telafi etme adına güzel bir fırsat. Stoke City sezon başında ve ortasında çok daha tehlikeli bir takımdı. Ancak son haftalara girildiğinde ligdeki konumlarının netleşmesinden dolayı tıpkı geçtiğimiz haftalardaki Aston Villa gibi biraz işleri salmış durumdalar. Son yedi haftada sadece bir galibiyet alabildiler o da küme düşmesi kesinleşen Wolverhampton Wanderers'a karşı. Eski formlarından uzaklaştılar. Buna rağmen Stoke City'nin anti-futbolu Arsenal'in güzel futbolu ile karşı karşıya gelince çok sıkı bir mücadele yaşanıyor. Stoke City'nin bizi yenmek için hep bir hırsı bulunuyor. Geçtiğimiz sezon Britannia stadında 3-1 galibiyet almışlar ve bizi deli etmişlerdi.

Arsenal'de Abou Diaby sakatlığını atlattı, hastalığını geçirdi ve bu maçta kadroda yer alması bekleniyor. Tomas Rosicky de haftaiçinde hastaydı ve iyileşti. Chelsea maçında kurallar nedeniyle forma giyemeyen Yossi Benayoun da seçilebilecek isimler arasında. Theo Walcott ve Mikel Arteta da sezonu yeni kapatan isimler. Jack Wilshere ve Per Mertesacker ise hala sakat.
Stoke City'de sağ bek Andy Wilkinson sakatlığı nedeniyle maçı kaçıracak. Hastalığını geçiren Jermaine Pennant'ın da ilk on bir başlamasa bile maça yedekte başlaması bekleniyor.



Szczesny

Sagna-Koscielny-Vermaelen-Gibbs

Song-Ramsey
Rosicky
Chamberlain-Van Persie-Gervinho

Stoke City'nin oyun tarzını tüm dünya biliyor artık. Yapacakları savunmadan uzun topla Crouch'a şişirmek ve kazanılan her türlü duran top fırsatını değerlendirmeye çalışmak. Duran topları kazanmak için kendilerini kolayca yere bırakmalarını çokça görebiliriz. Küçük statlı deplasmanlarda Arsenal maalesef çok zorlanıyor. Taraftar baskısından kolay etkilenen oyuncularımız var. Bu maçta bu nedenle her türlü sonuca açık bir maç. Hangi sonuç alınırsa alınsın şaşırmayacağım. Kazanmak için ne kadar nedenimiz varsa kaybetmemiz için de bir o kadar da sayabiliriz.


Üçüncülük yarışında rakibimiz artık Newcastle United. Tottenham Hotspur bir tık geride kaldı. Biz önümüzdeki maçlarda Norwich City ve West Bromwich Albion ile oynayacakken Newcastle United'ın rakipleri Chelsea, Manchester City ve Everton olacak. Sezon sonunda onlar da muhtemelen ilk dört dışında kalacak ve dördüncü muhtemelen yine Tottenham olacak. Kazandığımız taktirde huzurlu bir şekilde sezonu bitirebiliriz.



Bu da Guardian 11'i ;


 Stoke City v Arsenal


Emrah Partal / GencArsenal

U16 Milli Takımı'nın Victor Bannikov Turnuvası Aday Kadrosu

Kadroyu sadece takım bazında incelediğimizde dahi, genel olarak stratejinin dışına çıkılmadığını görüyoruz. Altyapısı kuvvetli Spor Toto Süper Lig takımlarından, Bank Asya 1. Lig takımlarından ve yurt dışında altyapılardan oyuncular var. Bunların dışında ise sadece Turgutluspor'dan İsmail Köse kadroda yer alıyor.


Victor Bannikov Turnuvası 2-6 Mayıs 2012 tarihlerinde Ukrayna'da düzenlenecek. Kadromuz ve turnuva takvimi ise şöyle ;




Oyuncu Adı Soyadı
Kulübü
Bertuğ BAŞDEMİR
Fenerbahçe A.Ş.           
Anıl DEMİR
Fenerbahçe A.Ş.           
İbrahim Serdar AYDIN
Fenerbahçe A.Ş.           
Egemen ZENGİN
Fenerbahçe A.Ş.           
Furkan YAMAN
Beşiktaş A.Ş.                  
Tayfun AYDOĞAN
Beşiktaş A.Ş.                  
Oğulcan ÇAĞLAYAN
Bursaspor                        Bursaspor logosu
Mustafa Batuhan ALTINTAŞ
Bursaspor                        Bursaspor logosu
Hüseyin Altuğ TAŞ
Galatasaray A.Ş.           
Melih KABASAKAL
Samsunspor                   
Oğuzhan ACAR
Trabzonspor A.Ş.        
Mahmuthan Samet ACAR
Bucaspor                        
Melih Can YAĞCI
Bucaspor                         
Furkan KOPUZ
Çaykur Rizespor A.Ş.    
Muhammet ARI
Denizlispor                      
Mehmet Göktüğ BAKIRBAŞ
Göztepe A.Ş.                     
İsmail KÖSE
Turgutluspor                   
Anıl ÇAPKIN
1.FC Köln                            
Mete ÇELİK
VFB Stuttgart                    
Orkan ÇINAR
VFL Wolfsburg                  



Turnuva Takvimi

27 Nisan 2012 Cuma

Ali Dere Söyleşisi

Röportaj: Nihat Özten / TamSaha



Konyaspor küme düştüğü sezonda Türk futboluna pırıl pırıl bir oyuncu armağan etti. Geçtiğimiz sezon son dakikada oyuna girdiği Manisaspor maçında öyle bir gol attı ki, tüm Türkiye'ye parmak ısırttı. Adeta bir 100 metreci süratine sahip ve sol ayağını raket gibi kullanabiliyor. Futbola oldukça geç başlayan, 13 yaşında bir "Futbol Star" organizasyonunda keşfedilen genç oyuncu U19 Millî Takımımızın da özenle geleceğe hazırladığı yıldız adaylarından biri.


Geçtiğimiz sezon Manisaspor maçında öyle bir gol attın ki, "Bu golü atan oyuncunun sırtı yere gelmez" dedirtin. Gerçekten de üstün yetenek gerektiren bir goldü. Bir de oyuna sadece 1 dakika önce girmiştin ve Süper Lig'deki ikinci maçındı. O gol için "Futbol hayatımın dönüm noktasıydı" diyebilir misin? Sonrasında neler değişti senin açından?


Dönüm noktası diyebilirim çünkü o maçta hocamın beni oynatacağını hiç beklemiyordum. Oyuna son dakikada girecektim ve sadece deplasmanda 1 puan kazanmak için yapılan vakit geçirmeye dönük bir değişiklik olduğunu düşünüyordum. Ama oyuna girerken Ziya Hocam beni yanına çağırdı ve "Ali, istediğini yap, sana güvenim tam. İyi de oynasan kötü de oynasan kızmayacağım" dedi. Sahaya girdiğimde kendime ayrı bir güven geldi. Skorboarda baktığımda 90'ı gösteriyordu. Top ayağıma geldiğinde aklımda sadece olumlu düşünmek vardı. Topla ilk buluşmamda rakiplerimi birer birer geçtim. Kaleciyi gördüğüm zaman aklımda sadece topa vurmak vardı. Vurduktan sonra da sadece topun kaleye girdiğini gördüm. O an ne yaptığımın farkında değildim. Sevinç çığlıkları atmak istedim ama sesim çıkmadı.


Gole tepkiler nasıl oldu?


O golü attığımda Konyaspor çok kötü durumdaydı, adeta herkes ipin ucundaydı. Gerçi ligin sonunda küme düştük ama o an için deplasmanda elde edilen o galibiyet takım için çok önemliydi. Benim açımdan ise o golün bambaşka anlamları var. Bir kere o gol sayesinde Türkiye'ye ismimi duyurmuş oldum. Süper Lig bambaşka bir dünya. Orada ön plana çıkabilmek için böyle goller atmanız ya da attırmanız gerekiyor. Daha ikinci maçımda böyle bir gol atmak, kariyerim açısından çok önemliydi.




Afyonlusun ama futbola Konyaspor'da başladığını biliyoruz. Bize biraz o günlerden söz eder misin? Ailen neden Konya'ya göç etti, futbola nasıl başladın?


Afyon'da doğmuşum ama Konyalı olan annem memleketinde yaşamak isteyince ben 2 yaşındayken ailece oraya taşınmışız. Yani bütün hayatım Konya'da geçti diyebilirim. Dolayısıyla futbola da Konya'da başladım. Aslında futbola da çok geç adım attım. 13 yaşındaydım ve Futbol Star adı altında bir organizasyon yapılıyordu. Turan Sofuoğlu, Lemi Çelik gibi teknik adamların bulunduğu elemelere katıldım. Bu organizasyonun varlığından akşam yemeği sırasında televizyonda haberdar olmuştum. Babamdan rica ettim, sağ olsun o da kırmadı ve götürdü. Elemelerde beğenildim ama İstanbul'a gidemedim. Çünkü Konyasporlular da beni izlemiş ve beğenmiş. "Bizim yaz okulu seçmelerimiz var, oraya gel" dediler. Ben de üç aylık yaz okuluna katıldım. Kursa 350 kişi katılmış ve sonunda sadece ben seçilmiştim. Böylece Konyaspor altyapısında oynamaya başladım.
Ailen futbol oynamanı nasıl karşıladı?


Annem bu işten hiç hoşlanmamıştı. Her anne gibi o da benim sağlığımı düşünüyordu ve her tekme yiyişimde adeta yüreğine iniyordu. Sokakta oynarken gördüğünde bile terlememe dayanamazdı. O zamanlar zayıf bir çocuktum. Babam ise futbolcu olmam konusunda çok hevesliydi. Zaten beni teşvik eden de oldu. Tabii annem de sonradan alıştı.


Futbol hayatına yön veren teknik adamlardan söz eder misin bize? Kimler senin kariyer gelişimine ne gibi katkılarda bulundu?


İlk önce Mesut Erçetin Hocamdan söz etmem gerekir. Onunla aramızdaki diyaloğu tarif edemem. Adeta baba-oğul gibiyiz. Zor zamanlarımda hep yanımda oldu. Ben de her şeyimi onunla paylaştım. Salih Eken Hocam da yine öyle. Altyapıda Osman Durmuş ve Mümin Duru Hocalarımın emeklerinden de söz etmeliyim. Ziya Doğan, A takıma çıktıktan sonra bana çok güvendi. Aynı şekilde Yılmaz Vural Hocam da öyle. Ama hepsinin arasında Mesut Hocamın yeri çok farklı.


Futbola başladığında da bugünkü mevkiinde mi oynuyordun?


Futbola santrfor olarak başladım. Golcü özelliğim çok yüksekti. Her maçta 1-2 gol atıyordum. Yaşım ilerledikçe hocam beni kanatlarda oynatmaya başladı ve gol pozisyonu hazırlayıp asist yaptıkça futboldan daha fazla keyif almaya başladım. Günümüzün tek santrforlu futbolunda kanat oyuncularının hücumdaki rolü de giderek önem kazanıyor. O bölge için hem pozisyon hazırlayan hem de gol atabilen oyuncular aranıyor. Ben de bu tip bir oyuncu olmaktan çok mutluyum.

Futbola başladığında benzemek istediğin oyuncular var mıydı?


O zamanlar 2003-2004 yıllarıydı ve Cristiano Ronaldo'nun Manchester United'a gittiği ilk dönemlerdi. Ben de Ronaldo'yu çok beğeniyor ve onun gibi bir oyuncu olmak istiyordum. Bugün ise Messi tartışmasız dünyanın en iyi oyuncusu ama ben kendime Arjen Robben'i örnek alıyorum.


Hocalarınla konuştuğunda senin hangi özelliklerini beğeniyorlar?


En çok birebir pozisyonlarda adam geçmemi beğeniyorlar. Süratli oluşumu, rakibimin üzerine çekinmeden, korkmadan, cesaretle gidişimi beğendiklerini söylüyorlar.

Soruyu tersine çevirirsek, hocalarının geliştirmeni istediği yönler neler? Bunları gidermek için neler yapıyorsun?


Geçtiğimiz sezon Ziya Doğan Hocam yarım sezon boyunca her idmandan sonra sağ ayağımı çalıştırdı ve bu konuda büyük bir ilerleme kaydettiğimi söyleyebilirim. Aynı şekilde kafa toplarındaki eksikliğim üzerinde de durdu ama ben hâlâ bu konuda kendimi zayıf hissediyorum. Altyapıda olduğum dönemde kafayla güzel goller atardım ama Süper Lig seviyesinde kafa toplarında çok eksik olduğumu görüyorum. Bunun için antrenmanlardan sonra sürekli çalışıyorum ama hâlâ istediğim seviyeye gelemedim.


Konyaspor'un yaz okuluna 350 öğrenciyle başladığınızı ve sonunda sadece senin seçilebildiğini söylemiştin. Sonraki süreçte de birlikte eğitim aldığın bir çok oyuncudan çok daha farklı bir yerde, Süper Lig'e geldin. Bunu başarabilmeyi hangi özelliklerine borçlu olduğunu düşünüyorsun?


Samimi olmam gerekirse benim futbolun dışında bir arkadaş çevrem yok. Vaktimin büyük bölümünü futbol sahasında, geri kalanını ise ailemle geçiriyorum. Futbol için yaşıyorum diyebilirim. Beslenmeme, dinlenmeme çok dikkat ediyorum. Bence bir başarı varsa, futbol için yaşamamdan kaynaklanıyor. Bunların dışında yetenekleriniz ve çalışmanız çok önemli. Ayrıca futbolculuk karakteriniz de ilerlemenizde büyük rol oynuyor. Hocalarınıza karşı saygınız, duruşunuz, ne zaman nerede konuşup nerede susacağınızı bilmeniz futbolda çok önemli etkenler. Mesela oynadığınız zamanla oynamadığınız zaman arasında hocalarınıza tavrınızda, hareketlerinizde bir değişiklik varsa bu sizin açınızdan hiç de olumlu bir puan değil. Ne olursa olsun, oynasanız da oynamasanız da aynı adam olmayı sürdürmeniz gerekiyor. Her zaman daha çok çalışmanız ve karakterinizi bozmamanız lâzım.


Geçtiğimiz sezonun gelecek vaat eden oyuncularından biri olarak transfer teklifleri aldın mı?


Gerçekten beklediğimden çok daha fazla teklif aldım. Süper Lig'in bambaşka bir ortam olduğunu da zaten o zaman iyice anladım. PAF Ligi'nde veya Banka Asya 1. Lig'de oynarken de duyuyordum ama insan içinde yaşadığı zaman daha iyi idrak ediyor. Süper Lig'in piyasası inanılmaz. Hiç beklemediğim takımlardan harika teklifler aldım. Ama teknik direktörümüz ve başkanımız Konyaspor'da kalmamın daha uygun olduğunu düşündükleri için kaldım. Beni isteyen takımlar arasında Antalyaspor, Büyükşehir Belediyespor ve Kayserispor vardı. Bu arada üç büyük takımın transfer haberlerinde de adım geçiyordu.


Senin açından iyi bir sezon geçmiş olsa da küme düşmek gibi bir oyuncunun başına gelebilecek en kötü olaylardan birisiyle de karşılaştın. Bu durum nasıl etkiledi seni?
Yaşımın da küçük olması nedeniyle maçlara hep sonradan girdim. Ya yenik durumdaydık ya da oyun berabere gidiyordu. Yani hiç bir zaman kafam rahat olarak sahaya çıkamadım. Üzerimde hep bir çekingenlik vardı. Ama bu sezon o çekingenliği atlattığımı düşünüyorum. Küme düşmeye gelince, ben iki kat fazla üzüntü yaşıyorum. Çünkü küme düşen sadece oynadığım takım değil, aynı zamanda benim şehrimin takımı. Bu da daha büyük bir acı veriyor insana. Ama en azından kadromuzu fazla bozmadık. Herkes birbirini tanıyor ve bu sezon yeniden geri dönebiliriz. Bir de Konya gibi büyük bir şehrin takımı sürekli inip-çıkan bir takım olmaktan kurtulmalı. İnsan bu nedenle de küme düşmeyi kaldıramıyor. Bu durumu kendime yediremedim ve bir hafta uyuyamadım.


Konyaspor'da geçen sezon çok sayıda yabancı oyuncu forma giydi. Birileri gitti, birileri geldi... Ve senin gibi yetenekli bir oyuncu uzun süre oynama fırsatı bulamadı. Sen kendisine forma arayan genç bir oyuncu olarak kulüplerin yabancı tercihlerini nasıl değerlendiriyorsun?


Yabancılara ne yazık ki bir başka bakılıyor. Onlara daha fazla tolerans tanındığını gözlemledim. Kötü de oynasalar hocalar yabancı oyuncularda ısrar ediyor. Ellerinde daha iyi oyuncular olsa bile öncelik hep yabancılarda. Bu üzücü ama beni daha çok çalışmaya teşvik ediyor. Daha fazla hırs yapıyorum, hocamın gözüne daha fazla girmeye çalışıyorum. Ülkemizdeki yabancı kontenjanının da çok fazla olduğunu düşünüyorum. Bank Asya 1. Lig'deki 3 yabancı kontenjanı ise yeterli.

Ligimizde beğendiğin yabancı oyuncular var mı?


Alex gerçekten de çok büyük bir oyuncu. Onun dışında da aklıma başka isim gelmiyor.


Beğendiğin ve kendine örnek aldığın yerli oyuncular hangileri?


Arda Turan'ı ve Emre Belözoğlu'nu eskiden beri çok beğeniyorum. Emre abinin oyun bilgisi, asla pes etmemesi ve takımını sürekli ateşleyen hırsına, Arda abinin de tekniğine hayranım.


Umut vaat eden genç oyunculardan bir Süper Lig karması yapmanı isteseler kimlerin ismini yazardın?


Şu anda içinde yer aldığım U19 Genç Milli Takımı'nın oyuncularını seçerim.


Genç Millî Takımlara ilk olarak ne zaman çağırıldığını ve bu davetin ardından neler hissettiğini hatırlıyor musun?


Daha önce kamplara hiç davet edilmemiştim. İki sene önce bir deplasman dönüşü, hiç beklemediğim bir dönemde kadroya alındığımı öğrendim ve sevinçten ağladım. Dünya Kupası finallerinde arkadaşlarımı seyrederken bir yandan onlarla gurur duyuyor, bir yandan da "Neden ben orada yokum?" diye içim içimi yiyordu. Bir turnuva için U18 Takımının kadrosuna çağrıldım ve Rusya'ya gittik. Takımda Konyalı olan Ömer Ali Şahiner dışında hiç kimseyi tanımıyordum ve kendimi yabancı gibi hissediyordum. Hatta ilk üç gün koridorda "Ben nereye geldim?" diye ağlamıştım. Turnuvadaki ikinci maçımızı Azerbaycan'la oynamıştık. O maçta bir gol atıp bir de asist yaptım. Bu benim Millî Takım'da yükselişim oldu. Arkadaşlarım yanıma gelip benimle konuşmaya başladı. Benim de sesim iyidir, onlara şarkılar söyledim. Sonrasında turnuva hiç bitmesin, ben de buradan hiç ayrılmayayım diye düşündüm. Tabii Millî Takım'a çağrılmam ailemi de çok şaşırtmıştı o dönemde. Çünkü sadece Konyaspor'un PAF takımında oynuyordum. Çok beklenen bir şey değildi. Ama sağ olsun hocalarımız gelip beni Konyaspor'un PAF maçında izlemiş.


Gelecekle ilgili nasıl hayaller kuruyorsun? Kariyer planlamanda neler var?


Her futbolcu Avrupa'da oynamayı ister. Ben de çok istiyorum. Herkes Real Madrid'i, Barcelona'yı ister belki ancak ben İngiltere Ligi'ni çok beğeniyorum. Orada oynanan futbolun kendi stilime daha uygun olduğunu düşünüyorum. Zaten bir Manchester United hayranıyım. Nani çok beğendiğim oyunculardan biri. Açıkçası İngiltere'de hangi takımda olsa oynarım.


Türkiye'de oynamak istediğin bir takım var mı?


Ülkemizde her oyuncu dört büyük takımda oynamak istediğini söylüyor. Ama bence en doğrusu oynayabileceğin takıma gitmek.


Arkadaşların arasında nasıl bir insan olarak tanınıyorsun?


İnsan çevresini kendi karakteriyle belirliyor. Eğer siz iyi bir insansanız, Allah da sizin karşınıza öyle arkadaşlar çıkartıyor. Benim arkadaşlarım da ahlâklı, düzgün, aile terbiyesi almış insanlar. Beni gerçekten çok seviyorlar. Neşeli, esprili bir insanım. Şakalar, taklitler yaparak arkadaşlarımı güldürürüm. Şarkılar söylerim. Olaylara olgunlukla bakmasını, gerektiğinde alttan almasını bilirim.

Futbolun dışında neler yaparsın, hobilerin neler?



Dediğim gibi şarkı söylerken bambaşka bir insan oluyorum, üzerimde bir çekingenlik kalmıyor. Türk Sanat Müziği şarkıları söylerim. Duygusal kitaplar okurum. Babamla playstation oynuyorum. O da alıştı artık, yeni öğrenmesine rağmen bazen beni yenebiliyor.




Bu yazı TFF yayın organı TamSaha dergisinde yayınlanmıştır.

26 Nisan 2012 Perşembe

Yayınlar #32


28 Nisan 2012 - Cumartesi 

14:00 Kartalspor - Gaziantep B.B.Spor / TRT 1 

 29 Nisan 2012 - Pazar

 14:00 Kasımpaşa - K.Erciyesspor / YAYIN YOK * 
14:00 Karşıyaka - Boluspor / YAYIN YOK *
 14:00 Bucaspor - Göztepe / YAYIN YOK * 

 14:00 Konyaspor - Adanaspor / TRTANADOLU ;  KONTV ; Konya TV**
14:00 Denizlispor - Akhisar Bld.Spor / TRT 6 
14:00 Tavşanlı Linyitspor - Elazığspor / TRTSPOR 
14:00 Ç.Rizespor - Giresunspor / TRT AVAZ
 17:00 Sakaryaspor - Güngörenspor / TRT 1 

 (*) Yayın akışındaki değişiklikleri ve TRT Web Tv canlı yayınlarını trt.net.tr 'den takip edebilirsiniz.
(**) KonTv ve Konya Tv Turksat Uydusunda da yayın yapmaktadır. Ayrıca Konya Tv 'ye, D-Smart 142, Teledünya 129. Kanal'dan da ulaşabilirsiniz.

Foto İçerik: Edvard Prior London - Mevlana Müzesi / Konya

23 Nisan 2012 Pazartesi

Zirvede Son 3 Hafta


Bank Asya 1. Lig'de son 3 haftada zirvedeki takımları birbirinden zorlu maçlar bekliyor.

İşte ligin ilk 5 sırasındaki takımların kalan maçları:


ELAZIĞSPOR

TKİ Tavşanlı Linyitspor (D)
Bucaspor
Konyaspor (D)

KONYASPOR

Adanaspor
Göztepe (D)
Elazığspor

KASIMPAŞA

Kayseri Erciyespor
TKİ Tavşanlı Linyitspor
Bucaspor (D)

ÇAYKUR RİZESPOR

Giresunspor
Boluspor (D)
Akhisar Belediyespor

AKHİSAR BELEDİYESPOR

Denizlispor (D)
Karşıyaka
Çaykur Rizespor (D)
.

-Puan Durumu-

Haydi Üniversiteli, Kapıdan Dönme!

Her sezon zirveye oynar Konya ekibi Selçuk Üniversitesi. Ekibini yeniler her sezon. Yenilenen her kadro normal sezonun üstüne çıkar her zaman. Bu sezon da diğer sezonlar gibi. Ancak belli başlı statü değişikliklerini de içinde barındırıyor.İlk 8'in işin içine dahil olması gibi. Normal sezonu ilk sırada bitiren Selçuk Üniversitesi, kişisel istatistiklere damgasını vuran sekizinci Akhisar Belediye ile eşleşti. Bu seri de diğerleri gibi 0-0 başlıyor. 2 yapan tur atlıyor. Bir sonraki aşamayı da kazanan 2 takım Beko Basketbol Ligi'nin yeni takımları oluyor. 

Haydi Üniversiteli ! Kapıdan dönme gir içeri !

Konuyla ilgili haberi bir de TBL'nin sitesinden 'den okuyalım.


TB2L’nin normal sezonu  38. hafta maçlarıyla tamamlanırken, Play-Offlara kalan takımlar ve ligden düşen takımlar da belirlenmiş oldu. Büyük bir heyecana sahne olan son hafta maçlarının ardından Selçuk Üniversitesi, ligi averajla zirvede tamamlarken Optimum Ted Ankara Kolejliler de averajla ikinci sıranın sahibi oldu. Puan durumunun son 4 sırasında yer alanOrman, Tire Belediyesi, Gamateks Paü ve Tenis Eskrim Dağcılık ise lige veda eden takımlar oldular.

Ligde son haftanın perdesi 20 Nisan Cuma günü Gelişim Koleji ile İstanbul Büyükşehir Belediye arasında oynanan karşılaşma ile açılırken, ev sahibi ekip maçtan 87-83 galip ayrıldı. Geriye kalan 9 maç ise 21 Nisan Cumartesi günü saat 16:00’da başlarken ligin lideri Selçuk Üniversitesi deplasmanda Tire Belediye’ye 79-70 yenildi. Evinde Vestel’i 84-78’le geçen Optimum Ted Ankara Kolejliler Konya temsilcisiyle puanını eşitlemesine rağmen averajla ikinci sırada kalırken, Selçuk Üniversitesi normal sezonu ilk sırada tamamladı. 


Ligin alt sıralarında ise büyük bir heyecan yaşanırken, oynanan maçlar sonrasında Garanti Koza İstanbulspor, Başkent Gençlik, Orman ve Tire Belediyesi 51’er puana sahip oldular. Averajla ligi 15. sırada tamamlayan Garanti Koza İstanbulspor ve 16. sıradaki Başkent Gençlik ligden düşmezken Orman ve Tire Belediyesi, Erkekler Bölgesel Basketbol Ligi’nin yolunu tutan Gamateks Paüve Tenis Eskrim Dağcılık’a katıldılar.

Öte yandan ligi ilk 8 sırada bitiren takımların Play-Off heyecanı ise 28 Nisan tarihinde başlayacak. Beko Basketbol Ligi play-off’larında olduğu gibi normal sezonu ilk sırada bitiren Selçuk Üniversitesi, sekizinci Akhisar Belediye ile, ikinci sırada bitiren Optimum Ted Ankara Kolejliler yedinci Final Gençlik ile, üçüncü sırada bitiren Genç Telekom altıncı Vestel ile ve dördüncü sırada bitiren Maliye Milli Piyango da beşinci Gaziantep BŞB ile eşleşerek çeyrek final mücadelesi verecekler ve tüm seriler 0-0 başlayacak. TB2L play-off’ları üç maç üzerinden oynanacak ve iki maçı kazanan takım üst tura yükselecek. Play-off’lar sonunda finale yükselen iki takım önümüzdeki sezon Beko Basketbol Ligi’nde mücadele etmeye hak kazanacak.

Ligde son hafta alınan toplu sonuçlar, oluşan puan durumu ve Play-Off eşleşmeleri ise şu şekilde;



20 Nisan Cuma

Gelişim Koleji – İstanbul Büyükşehir Belediyesi: 87-83



21 Nisan Cumartesi
Optimum Ted Ankara Kolejliler – Vestel: 84-78 
Pertevniyal – Gaziantep Büyükşehir Belediyesi:56-78 
Gamateks Paü – Başkent Gençlik: 76-84 
Best Balıkesir Basket – Orman: 74-80 
Maliye Milli Piyango – Tenis Eskrim Dağcılık: 127-86 
Tire Belediye – Selçuk Üniversitesi: 79-70 
Uşak Üniversitesi Belediyespor – Final Gençlik: 89-77 
Darüşşafaka - Garanti Koza İstanbul: 78-59 
Akhisar Belediye – Genç Telekom: 75-70 



STakımOGMAYPuan
1.Selçuk Üniversitesi383083101279368
2.Optimum Ted Ankara Kolejliler383082969255268
3.Genç Telekom3828102903275766
4.Maliye Milli Piyango3827113266309365
5.Gaziantep BŞB.3826122718250664
6.Vestel3825132880266563
7.Final Gençlik3824142968295362
8.Akhisar Bld.3822162768267060
9.Gelişim Koleji3818202706271056
10.Best Balıkesir Basketbol Kulübü3817212747274655
11.Darüşşafaka3816222665269454
12.İstanbul BŞB.3816222805284854
13.Uşak Üniversitesi Belediyespor3815232906298953
14.Pertevniyal3814242769293752
15.Garanti Koza İstanbulspor3813252727290951
16.Başkent Gençlik3813252752287851
17.Orman3813252684283351
18.Tire Belediye3813252762301651
19.Gamateks Paü3812262838300549
20.Tenis Eskrim Dağcilik388302605298546

TB2L Play-Off Eşleşmeleri

(1) Selçuk Üniversitesi – (8) Akhisar Belediyesi
(2) Optimum Ted Ankara Kolejliler – (7) Final Gençlik
(3) Genç Telekom – (6) Vestel
(4) Maliye Milli Piyango – (5) Gaziantep BŞB

Yarı Final

1-8'in Galibi / 4-5'in Galibi
2-7'nin Galibi / 3-6'nın 
Related Posts with Thumbnails