31 Mart 2012 Cumartesi

Queens Park Rangers - Arsenal Maç Öncesi


Arsenal'in yakaladığı form durumunda üst üste yedi maç kazanarak 2007 yılından beri ilk kez bunu başardı. Eğer bu maçı kazanır ise Invincibles döneminden sonra ilk kez böyle bir seri yaşanacak. Queens Park Rangers ise küme düşmemek için mücadele ediyor. Son yıllarda Premier Lig'e yeni çıkan üç takımdan en az biri her zaman düşmüştür. Swansea City ve Norwich City'nin böyle bir korku yaşamadığını hesaba katarsak bu istatistiğe göre Queens Park Rangers lige veda etmesi gerekiyor.

Arsenal'in artık Jack Wilshere ve Per Mertesacker'in ağır sakatlıkları dışında sakatlığı kalmadı gibi bir şey. Aston Villa maçı öncesinde sakatlanan Laurent Koscielny'nin durumunu birkaç kez Twitter hesabımdan açıkladım. Kendisini sarı kart görmesi ile iki maç ceza almasını engellemek amacıyla maç kadrosundan çıkarıldı. Villa maçında sarı kart görmesi halinde yarın ki Queens Park Rangers ve Manchester City maçını kaçıracaktı. Wenger %90 kadroda yer alacağını söyledi. Sahadaki on birin ise büyük ihtimal Aston Villa kadrosunun olacağını belirtti. Abou Diaby'nin ise hafif bir ağrısının bulunduğu ve bu maç için riske atılmayacağını açıkladı.

Queens Park Rangers'da ise en önemli isim Djibril Cisse takıma geleli bir ay olmasına karşın ikinci kırmızı kartını görerek dört maç ceza aldı. Savunma oyuncuları Fitz Hall ve Clint Hill'in ise durumla maç saatinde belli olacak. Eski Arsenal'li Armand Traore de bu maçı sakatlığı nedeniyle kaçıracak ve yerine muhtemelen Taye Taiwo forma giyecek. Orta sahanın etkili oyuncusu Alejandro Faurlin ve hücumda DJ Campbell'ın ise sakatlıkları devam ediyor.

Szczesny
Sagna-Djourou-Vermaelen-Gibbs
Song-Arteta
Rosicky
Walcott-Van Persie-Gervinho

Mark Hughes: "İşimiz kolay değil. Zor bir pozisyondayız. Bu maçlarla birlikte üzerimizdeki baskı giderek artıyor. Sürpriz takımız ve bizden galibiyet beklenmiyor. Bundan olumlu şekilde faydalanmak istiyoruz. Kilit nokta en iyi performansımızı sergilemek zorundayız."

Arsene Wenger: "Şu anda seyrettiğimiz periyotta her maça odaklanmak zorundayız. Son maçlarımızda fiziksel ve mental olarak geldiğimiz noktayı gösterdik. Gelişimimizi sürdürmeliyiz."

Karşımızda kesinlikle puan için mücadele edecek bir takım bulacağız. Aston Villa gibi puana ihtiyacı olmayan bir takım değil Queens Park Rangers. Arsenal üzerinde kısmen bir rahatlama olduğunu söylemek zor değil. Ligde üçüncülüğe gelmiş olması ve Tottenham ile 3, Chelsea ile 8 ulaşan puan farkı takımın üzerindeki baskıyı azalttı. Uzun süre aynı kadroyla oynamanın verdiği avantajda skorlara yansıdı zaten. Bu nedenle bu maçı da kazanmamız sürpriz olmayacaktır.

Emrah Partal / GencArsenal

26 Mart 2012 Pazartesi

Yayınlar #28




31 Mart 2012 - Cumartesi

14:00 Tavşanlı Linyitspor - Akhisar Belediyespor / TRTSPOR

16:30 Konyaspor - Giresunspor / TRTSPOR

19:00 Denizlispor - Ç.Rizespor / TRTSPOR

01 Nisan 2012 - Pazar

14:00 K.Erciyesspor - Gaziantep B.B.Spor / TRTSPOR

14:00 Kartalspor - İstanbul Güngörenspor / TRT6

14:00 Elazığspor - Göztepe / TRT 1

16:30 Kasımpaşa - Adanaspor / TRTSPOR

19:00 Bucaspor - Boluspor / TRTSPOR

02 Nisan 2012 - Pazartesi

20:00 Karşıyaka - Sakaryaspor / TRTSPOR

Yayın akışındaki değişiklikleri trt.net.tr 'den takip edebilirsiniz.*

25 Mart 2012 Pazar

Alıştık Artık: Arsenal 3-0 Aston Villa


Arsenal maça başlamadan talihsizlik yaşadı. Maç öncesinde ısınan Laurent Koscielny ayak bileğinden sakatlandı ve yerini Johan Djourou'ya devretti. Yedek kulübesine ise Carl Jenkinson dahil edildi. Gervinho ise Afrika Uluslar Kupası'nın ardından ilk kez ilk on birde forma şansı yakaladı. Tribünlerde Muamba için açılan resim kale arkasında elden ele dolaştı. Maçın en güzel görüntülerinden biriydi.

Szczesny
Sagna-Djourou-Vermaelen-Gibbs
Song-Arteta
Rosicky
Walcott-Van Persie-Gervinho

Maç başladıktan üç dakika sonra ise sakatlık nedeniyle oyuna sonradan dahil olan Djourou'ya Heskey'nin dirsek müdahalesi sonucunda oyun uzun süre durdu. Maç başlamadan itibaren acaba Arsenal'in sakatlık belası geri mi geliyor sorularını akla getirdi. İlk on dakika topun hakimiyeti tamamen Arsenal'deydi. Mutlak hakimiyetten kastım %92'lik bir oran. Walcott ile net bir pozisyon da yakalamasına karşı kaleci Given gole izin vermedi. Aston Villa ise kontra ataklarda Albrighton ile pozisyon aradı.

16. dakikada Gervinho'nun pasında Kieran Gibbs ceza sahası içerisinde savunmadan kurtulup çaprazdan yaptığı vuruşta Given'ın altından topu ağlara gönderdi. Given'ın golde büyük hatası vardı. Aston Villa bir hazırlık maçı atmosferinde mücadele etti sahada. Bu da Arsenal'in işine geldi. 25. dakikada Alex Song yine savunma arkasına harika bir asist yaptı ve Walcott skoru 2-0'a getiren golü attı. Ardından Mikel Arteta harika bir şut çıkardı ama Given gole izin vermedi.

Son bölümde Aston Villa iyice sahadan silindi. Topa dokunamadılar bile. Van Persie, Song ile birlikte geliştirdiği atakta ceza sahası içerisinde harika hareketlerle topu ağlara göndermek üzereydi ki Warnock ağlara giden topu kornere çeldi. Kalan bölümlerde Arsenal de işi ağırdan aldı ve ilk yarının bitmesini bekledi.

İlk yarı sahada hafızasını kaybederek futbolcu olduğunu unutan 11 kişiye karşı Arsenal çok iyi bir maç çıkardı. Maçta tempo neredeyse hiç artmadı. Arsenal rahat rahat pas yaparak, hata kollayarak bir ilk yarı geçirdi. İki hatayı değerlendirerek de ilk yarıyı 2-0 önde tamamladı. İlk yarıda Arsenal 11 şut çekerken Villa tek şutta kaldı. Savunma anlamında fikir sahibi olacak kadar topla oynamadı Villa. Ama ileride Newcastle maçının yıldızı, Everton maçının yokları Walcott, yine iyiydi. Bir var bir yok oyununu devam ettirecek gibi görünüyor. Gervinho yine biraz savruk olsa da Gibbs'e asistini yaptı. Alex Song artık savunmanın bir parçası değil takımın hücumlarında söz sahibi bir adam oldu. Bu maçtaki asistiyle ligdeki asist sayısını 8'e çıkardı.

İkinci yarıya her iki takımda aynı on birleriyle başladı. İlk yarıdaki oyundan bir farkı yoktu. Arsenal topun hakimi gol arayan taraf iken Aston Villa rakip kaleye gitmekten aciz savunmayı bile doğru dürüst yapamıyordu.

65. dakikada Rosicky ceza sahası dışından bir kez daha kaleyi yokladı ama Given topu uzaklaştırmayı başardı. 67. dakikada Arsenal iki değişiklik birden yaptı. Gervinho yerine Aaron Ramsey girerken, Kieran Gibbs yerini Andre Santos'a bıraktı. Santos, Olimpiakos maçından sonra ilk kez Arsenal forması giydi. Santos topla buluştuğu anda az kaldı Arsenal kalesinde gole neden oluyordu kaptırdığı top ile. Bu hatasını aylardır forma giymemiş olması nedeniyle hoş görebiliriz sanırım.

Arsenal son değişikliği ise Walcott yerine Oxlade-Chamberlain'i sokarak yaptı. Chamberlain oyuna girdikten sonra yaptığı hareketlerle yine göze hoş gelen bir oyun sergiledi. Uzatma dakikalarında Mikel Arteta kullandığı serbest vuruşta Villa kalesine bir füze gönderdi ve maçın skorunu belirledi.

Arsenal bu galibiyetle birlikte seriyi 7 maça çıkardı ki bu sayı 2007'den bu yana ilk kez oluyor. Chelsea-Tottenham beraberliği ile ligde iyice rahatlamış durumdayız. Tottenham ile 3, Chelsea ile 8 puan fark oluştu. Çok güzel bir hafta sonu daha geçirdik böylece. Sahada niye yer aldığını bilmeyen Aston Villa'lı oyuncular da kalaylanmayı hak ediyor açıkçası. İddianız olmasa bile bir Premier Lig takımının bu kadar kolay teslim olması kabul edilemez. Her neyse burada Villa'nın sorunlarını konuşacak değiliz. Bizim harika bir takımımız var. Kalan maçları da kayıpsız geçerek ligi 3. bitirelim. Gelecek sezon yeni transferlerle birlikte yeniden şampiyonluk hedefine yürüyelim.

Emrah Partal / GencArsenal

24 Mart 2012 Cumartesi

Arsenal - Aston Villa Maç Öncesi


Bu haftaya hafta içinden kaynaklanan müthiş moral ile giriyoruz. Tottenham'ın bir puan önüne geçerek üçüncülüğe yükseldik. Sezon başında yaşanan şokların ardından takımın bu hale dönmesi bana kalırsa olursa Manchester City'nin şampiyonluğu kadar kıymetlidir. Bu sezon Aston Villa karşısında heyecanı yüksek sonucu güzel maçlar oynadık. Ligin ilk yarısında deplasmandaki maçta Benayoun'un 87. dakikadaki golüyle galibiyeti koparmıştık. FA Cup'ta ise ilk yarıyı 2-0 geride kapattığımız maçta ikinci yarıdaki süper oyunla maçı 3-2 kazanmıştık. Yarın oynayacağımız maçta da Aston Villa'nın ligde hiçbir iddiasının bulunmaması küme düşme korkusu da yaşamaması nedeniyle kolay bir galibiyet bekleyebiliriz. Son altı maçtaki oyunumuzun bir benzerini sergilemek yeterli olacaktır üç puan için. Ayrıca bu hafta Chelsea-Tottenham maçının olması bu maçtaki galibiyetin her halükarda karlı bir sonuç doğuracağının göstergesi.

Arsenal'in sakatlarla ilgili sorunlarının büyük bölümü çözülmüş gibi duruyor. En son Abou Diaby'de iyileşti ve Everton maçı öncesinde rezerv takımla çıktığı Liverpool karşısında takımının tek golünü atmıştı. Orta saha oyuncusunun iyileşmesine rağmen Wenger'in onu riske etmeme adına kadroya almayacağı söyleniyor. Francis Coquelin, Per Mertesacker ve Jack Wilshere'in ise sakatlıkları devam ediyor. Wenger'in Everton maçındaki kadroyu koruması bekleniyor.

Aston Villa takımında ise Charles N'Zogbia yaşadığı sakatlıktan kurtulup Arsenal karşısında forma giymek için mücadele ediyor. Durumu henüz net değil. Fulham maçında galibiyet golünü atan Andreas Weimann, N'Zogbia'nın yetişememesi halinde forma şansı bulabilir. Darren Bent, Richard Dunne ve Fabian Delph'in ise sakatlıkları devam ediyor ve bu maçta forma giyemeyecekler.

Szczesny
Sagna-Koscielny-Vermaelen-Gibbs
Song-Arteta
Ramsey
Walcott-Van Persie-Rosicky

Arsene Wenger: "Ligdeki konumumuz diğer sonuçlara bakmadan güvence altına girene kadar bu formumuzu sürdürmemiz gerekiyor. Diğer takımların aldığı sonuçları düşünmeden kendi oyunumuza odaklanmalıyız. Galibiyet serimiz ile yakaladığımız formu profesyonel şekilde devam ettirmeliyiz. Arsenal'i seven herkesi performansımızdan dolayı mutlu görmekten sevinç duyuyoruz."

Alex McLeish: "Burada iyi oynamış ama kaybetmiştik. Ne olduğunu tam bilemiyorum ama 15 dakikalık bir fırtınada savrulduk. Ama oynadığımız iki karşılaşmada da Emirates Stadı'nda iyi bir sonuç elde edebileceğimizin sinyallerini verdik. Geçen sezon bunu başardık. Premier Lig'de yenilmeyecek takım yoktur."

Arsenal 2010 Mart ayından sonra ilk kez 6 maç üst üste kazandı. 7 maçlık seri ise en son 2007 Ekim ayında idi. Aston Villa, 8 puan ile Emirates Stadı'nda en çok puan toplayan takım konumunda. Aston Villa duran toplardan gol yeme oranı en yüksek takım iken Arsenal ise golü atan taraf konusunda ligin en kötü takımı.

Emrah Partal / GencArsenal

21 Mart 2012 Çarşamba

Yayınlar #27


24 Mart 2012, Cumartesi

13:30 Güngörenspor - Konyaspor / TRTSPOR
18:00 Ç.Rizespor - Kartalspor / TRTANADOLU

25 Mart 2012, Pazar

13:30 Giresunspor - Bucaspor / YAYIN YOK*
13:30 Boluspor - Tavşanlı Linyitspor / YAYIN YOK*

13:30 Akhisar Belediyespor - K.Erciyesspor / TRTSPOR & TRTANADOLU
13:30 Sakaryaspor - Göztepe / TRT 1
16:00 Gaziantep B.B.Spor - Kasımpaşa / TRT 6
16:00 Karşıyaka - Denizlispor / TRTANADOLU
19:00 Adanaspor - Elazığspor / TRTSPOR



Yayın akışındaki değişiklikleri trt.net.tr 'den takip edebilirsiniz.*

Everton - Arsenal Maç Öncesi


Premier Lig'de ikinci kez üst üste hafta içi fikstürümüz olması sebebiyle sanki haftalardır maç yapmamışız gibi hissediyorum. Arsenal'in olmadığı hafta sonu benim için gerçek anlamda bir hafta sonu gibi geçmiyor. O kadar maç takip edip Arsenal'i izleyememek futboldan uzaklaştırıyor. Son dört lig maçımızı geriden gelip kazanarak Premier Lig'de bir rekoru daha eline geçirdi. Bu durum artık takımın benliğine işlemiş durumda. Biliyoruz ve biliyorlar ki Arsenal'in artık geriye düşmesi maçı çeviremeyeceği anlamına gelmiyor. 90 dakika mücadele eden kazanacağına inanan bir oyuncu grubu ile başarı daha kolay elde ediliyor. Everton maçı özelinde de buna yakın bir şey olması sürpriz olmaz. Belki Arsenal tarzı bir kulüp felsefelerinin bulunması ve mümkün olduğunda düşük bütçeyle birlikte altyapılarını kullanmaları, belki David Moyes'in kulübü ile her koşulda devam ederek Merseyside ekibinin Wenger'i olması belki de Everton taraftarı olan kuzenimin etkisiyle sempati duyduğum bir takımdır. Everton maçları her zaman puan kaybının yüksek ihtimal görüldüğü bir maç olmuştur benim açımdan. Buna karşın Everton'ın Arsenal'i mağlup ettiği son karşılaşmanın üzerinden tam 5 yıl geçti. Everton'ın son galibiyeti 18 Mart 2007 tarihinde Andrew Johnson'ın 90'da attığı gol ile 1-0 kazandıkları maç. Daha sonra Arsenal ile oynadığı son 9 Premier Lig karşılaşmasının 7'sini kaybetti.

Arsenal'de sakatlar bir bir iyileşiyor. En son Abou Diaby iyileşti ve dün akşam Liverpool karşısında rezerv maçta bir saat forma giydi ve takımın tek golünü attı. Wenger bu nedenle kendisini kadroya almayacağını açıkladı. Francis Coquelin hızla iyileşirken sezonu kapatan Per Mertesacker hala sakat. Jack Wilshere ile ilgili her şeyin yolunda gittiğini belirten Wenger, net bir dönüş tarihi belirlemediklerini söyledi.

Everton da ise tek eksik Darren Gibson olarak görünüyor. Fakat Gibson oynadığı az karşılaşma nedeniyle Everton'ın vazgeçilmezlerinden değil.

Szczesny
Sagna-Koscielny-Vermaelen-Gibbs
Song-Arteta
Rosicky
Walcott-Van Persie-Chamberlain

Sezonun ilk yarısında oynanan karşılaşmada Everton'ın kaleye çektiği isabetli bir şut bulunmazken Robin Van Persie'nin tek golü hala hafızalarda. Ligde girdiğimiz ilk dört yarışında öyle bir form yakaladık ki şu anda üçüncülük ile aramızda bir puan kaldı. Ligdeki ilk dört durumumuzu netleştirecek olan maç ise Chelsea ile Emirates Stadı'nda yapacağımız karşılaşma. O maçı kazandığımız halde ilk dördü garantilemiş oluruz. Bazı gazatelerin ise Chelsea'nin Şampiyonlar Ligi'ni kazanması ve ilk dörde girememesi halinde ligi dördüncü bitirecek olan takımın Şampiyonlar Ligi'ne kalamayacağı haberleri yapması dikkat çekici. Bu sezon ki Chelsea'nin Real Madrid ve Barcelona dururken şu kupayı kazanma ihtimalini düşünmek bile anlamsız. Gazeteler maalesef haber olsun diye haber yapmayı çok seviyor.

Neyse biz yeniden kendimize dönelim. Everton deplasmanı yine her sonuca açık bir karşılaşmadır. Bir puan alsak iç saha maçlarımızla amacımıza ulaşırız. Bahisçi arkadaşlarda yardım isterlerse eğer maçın üst olacağını söyleyebilir, yüksek oran isteyenlerin ise ilk yarı 0 ikinci yarı 2 oynamalarını tavsiye edebilirim.

Emrah Partal / GencArsenal

17 Mart 2012 Cumartesi

İyi Ki Doğdun Mariusz Pawełek !

17 Mart 1981 - 17 Mart 2012

Mariusz Pawełek

İyi ki Doğdun ; Sözleşmen bitmesin dilekleriyle...


16 Mart 2012 Cuma

Yapmak İstedikleri Bu Mu ?


"...Defanstan başlarsınız bazen, orta sahaya bulaşmadan. Kanatlara doğru akıtırsınız topu aldırmadan preslere..."


Geçen Cumartesi Alsancak Stadı'ndaydım. Hava bir hayli soğuktu. Rüzgarı arkasına alan geliyordu, deplasman tribünü civarına. Rüzgar otobüsler dolusu taraftan getirmişti, bu kıran kırana mücadeleyi izlemeye.

Neyin rüzgarıydı bu ? Hücumun mu , Savunmanın mı? Yoksa başka nedenler mi sürüklüyordu insanları desteğe. Sene başındaki kara bulutlar mı terk ediyordu yaşadıkları diyarları.

Gol atana kadar yine iyiydi Konyaspor. Golü atınca takımda ayrı bir defansif kuvvet açığa çıkıyor. Oyuncular birbirine daha da yaklaşıyor. Kontralar dışında genişlemiyor oyun. Belki de yapmak istedikleri bu.

Takımda;

Gökhan, Tolga'dan alıp sağdan bindiriyor. Ali Dere alıyor sıfıra inip sert çıkarıyor. Abdullah yatarak kayarak müdahale yapıyor. Mejia, Erdinç-Selim'in önünde pas trafiğine pek takılmadan idare ediyor. Recep ortadan fırlıyor. Serkan'ın Mejia'ya bakış daha çok hücumda olduğunu seziyoruz. Robak 10m. yarıçapında çemberler çiziyor...

Maçtan sonra deplasman tribününe selam çakıp Robak'ı kucaklayan Pawelek'e bizden de selam...

14 Mart 2012 Çarşamba

Yayınlar #26



17 Mart 2012, Cumartesi

13:30 Kartalspor - Karşıyaka / TRTSPOR
16:00 Elazığspor - Gaziantep B.B.Spor / TRTANADOLU
19:00 Bucaspor - İstanbul Güngören / TRTSPOR

18 Mart 2012, Pazar

13:30 Tavşanlı Linyitspor - Giresunspor / YAYIN YOK*

13:30 Konyaspor - Ç.Rizespor / TRT1
13:30 K.Erciyesspor - Boluspor / TRT6
13:30 Kasımpaşa - Akhisar Belediyespor / TRTSPOR
16:00 Göztepe - Adanaspor / TRTANADOLU
19:00 Denizlispor - Sakaryaspor / TRTSPOR

13 Mart 2012 Salı

Bu Kaçıncı Oldu: Arsenal 2-1 Newcastle United

Arsenal maça en güçlü kadrolarından biriyle başladı. Liverpool maçında sakatlanan Mikel Arteta yeniden Arsenal orta sahasında yerini aldı. Son haftaların başarılı ismi Tomas Rosicky yine on birde başladı. Alex Oxlade-Chamberlain ise bir kez daha Gervinho yerine tercih edildi. Sakatlıklarından kurtulan Andre Santos ve Aaron Ramsey ise yedek kulübesinde maça başladı.

Szczesny
Sagna-Koscielny-Vermaelen-Gibbs
Song-Arteta
Rosicky
Walcott-Van Persie-Chamberlain

Maç oldukça tempolu başladı ve Newcastle Demba Ba, Arsenal Van Persie ile gol fırsatı yakaladılar. Sonraki bölümlerde de iki takım gol pozisyonu ararken Arsenal'de Vermaelen ve Koscielny, Newcastle United'da da Coloccini ve Tiote atakları kesen isimler oldular. 14. dakikada Vermaelen'in uzaklaştıramadığı topta Ben Arfa sağdan getirdiği topla Gibbs'i geçtikten sonra yakın direk dibine isabetli bir şut çıkardı ve topu ağlarla buluşturdu. Fakat ne var ki golün tekrarı gösterilirken gelişen atakta Walcott, Coloccini'yi ilk kez mağlup ederek açtığı ortada Van Persie, Williamson'dan sıyrılarak Tim Krul'u avladı. İlk on beş dakikalık bölümde kaleyi bulan iki şutta karşılıklı olarak gol oldu.

İkinci bölümde Arsenal biraz daha fazla topa sahip olmaya ve pas yapmaya başladı. Chamberlain'in yerde kalmasından kazanılan serbest vuruşta Van Persie isabetli bir vuruş yaptı ama kaleci Tim Krul hata yapmadı. Arsenal'in 24 ile 28 arasında yaptığı pas ile oynadığı oyun inanılmaz hale geldi ve bu bölümde Newcastle'lı oyuncular topa temas dahi edemedi. Ancak Arsenal bu oyunda gol pozisyonu üretemedi.

Son bölümde de Arsenal topa olan oyununa devam etti ama ceza sahası içerisinde ekstra bir şey üretmekten yana her zaman Coloccini'nin engellemelerine takıldı. 37. dakikada Demba Ba'nın faulünü atlayan Webb'e rağmen çok net gole gidebilecekleri bir pozisyonda topu taça atan Tiote'yi alkışlamak lazım. Ucuz faul oyunları uğruna kendisini yere atan meslektaşlarına centilmenlik dersi verdi.

İlk yarıda maç oldukça tempolu oynanmasına rağmen iki takımında savunması tempolu şekilde savunma yaptı ve toplamda cılızlar da dahil olmak üzere 9 şut çekildi. Arsenal %61'lik topla oynamasının yanında %87 pas yüzdesiyle de etkili oldu. Arteta ilk yarıda yaptığı 52 pasta %94 isabet oranıyla takımın atağını yönlendiren isim oldu. Newcastle da ise Tiote orta sahanın en iyisiydi. Theo Walcott sağ kanatta Sagna ile birlikte Gutierrez ve Santon'u delik deşik etti desek yeridir. Fakat onların kademesindeki Coloccini inanılmaz oynadı ve atağı kesen isim oldu. Zaten bir kez hata yaptı onda da Van Persie golünü attı. Ters kanatta ise Simpson ve Ben Arfa hücuma çıktıkları bölümde Gibbs'e zor anlar yaşattılar. Nitekim gol de o kanattan geldi. Oxlade-Chamberlain topla çok az buluştu ve fazla etkinlik sergileyemedi. Demba Ba hava toplarını almasına rağmen diğer takımlara olduğu kadar etkili olamadı ve kaleyi bulmayan tek bir şutu vardı.

Newcastle ikinci yarıya ilk yarıda tel tel dökülen Santon yerine Perch'ü oyuna alarak başladı. Arsenal ise aynı on biri ile devam etti. İkinci yarı da tıpkı ilk yarı gibi karşılıklı ataklarla başladı. Tiote'nin şutunda Szczesny doğru yer tuttu ve gole izin vermedi. Arsenal ise yine sağ kanattan geldi ve Walcott'un ortasına kafa vuruşunu yapan Rosicky topu Krul'un üzerine nişanladı. 55'te bu kez Arteta'nın pasında Vsn Persie kendisine yakışmayan bir vuruş yaptı ve net fırsatı değerlendiremedi. Arsenal ikinci yarıda baskısını daha da arttırdı. İlk yarıda 6 şut çekebilirken ikinci yarıda ilk on beş dakikada bu rakama ulaştı.

Çok baskı yemeye başlayan Newcastle ileride top tutmak adına Obertan yerine oyuna Ameobi'yi dahil etti. İlk yaptıkları hamle olan Santon-Perch değişikliğinde fayda sağladı Newcastle. Perch, Santon'a göre daha iyi savunma yaptı. Fakat ters kanatta ise Gibbs ve Chamberlain hücuma çıkarak tehlikeler yarattı. 67. dakikada Rosicky kendi mücadelesi ile yarattığı pozisyonda bitiriş fırsatını da yakaladı ama çok kötü bir vuruş yaptı ve net bir fırsatı değerlendiremedi. Arsenal skor ne olursa olsun yaptığı değişikliği yine yaparak yorulan Chamberlain yerine Gervinho'yu oyuna dahil etti.

Maçta son bölüme girildiğinde Milan maçına benzer bir yorgunluk belirtisi çöktü takımın üzerine. Newcastle'da yapılan değişiklikler olumlu yanıtlar verirken Gervinho bir etki yaratamadı. Bunun üzerine Rosicky ile Ramsey yer değiştirerek orta sahayı canlandırmaya çalıştı Wenger. Pardew ise son değişikliğini Newcastle adına Coloccini ve Simpson'dan sonra sahanın en iyisi Tiote'yi sakatlığı nedeniyle çıkararak kullandı. Oyuna ise Guthrie girdi. Arsenal son terinin son damlasına kadar gol aramaya devam ederken Simpson ikinci defa topu çizgi üzerinden çıkararak Newcastle'ı kurtaran isim oldu. 90. dakikada Vermaelen'in kafasında da Krul müthiş kurtardı. Maç tam bitti dediğimiz anda ise Newcastle atağında kazanılan top ile gelişen kontra atakta Walcott ortasında seken topu kovalayan Vermaelen altın vuruşu yaptı ve Arsenal'e galibiyeti getiren golü attı.

Açık söylemek gerekirse oyuna yaptığı doğru müdahalelerle Pardew önemli işler yaptı. Fakat hücum anlamında Newcastle Çıldır Gölü iken Arsenal Marmara Denizi gibiydi. Newcastle'ın kaleyi bulan 2 şutuna karşılık Arsenal'in 8 isabetli şutu vardı. Walcott iki devre iki ayrı isme karşı oynamasına karşın harika bir maç çıkardı. Arteta %94 oranla yaptığı 88 pas, 6'da 6 isabetli uzun pas ve 4 top çalma ile orta sahayı tek başına idare etti. Rosicky'de oyundan çıkana kadar varını yoğunu ortaya koydu. İnsan keşke 3-4 yaş daha genç olsaydı diyor. Savunma anlamında Coloccini ya da Simpson kadar iyi görünmemiş olabilir ama bunun nedeni Demba Ba'nın tek forvet olarak çok etkisiz kalmasıydı. Song-Vermaelen-Koscielny üçlüsü onu adet yuttu. Tiote'nin sakatlanarak çıkması Arteta'ya son bölümde daha geniş bir alan sağladı ve bundan yararlandı. Szczesny'nin kaleyi tutan iki şuttan birini yemiş olması ise düşündürücü. Oyuna sonradan giren Ramsey ve Gervinho yine yeteri kadar etki göstermediler ama kenardan gelecek oyunlar olarak kaliteli isimler.

Sonuç olarak Tottenham'ın bir puan arkasında ve Chelsea ile içeride oynayacağımız bir maç olmak ile birlikte 3 puan önündeyiz. Bu takımın artık ligi ilk dört dışında bitireceğine inanmak zor. Üst üste dördüncü kez geriden gelerek galip geldik. Bu takımların Sunderland, Tottenham, Liverpool ve Newcastle olduğunu da hatırlatmak lazım. Bu kaçıncı dönüş. Takımda son dakikaya kadar bitmeyen bir inanç oluştu. Umarım gelecek sezona da taşırız bu ruhu. Keşke bu halimiz sezon başında olsaydı demek geliyor içimizden ama yapacak bir şey yok. Bu sezonu olabilecek en üst yerde tamamlayarak gelecek sezona umutla bakmak dileğiyle.

Emrah Partal / GencArsenal

11 Mart 2012 Pazar

Arsenal - Newcastle United Maç Öncesi

Hafta sonunu boş geçtiğimiz bir Premier Lig haftasında nöbetimin olması nasıl bir güzelliktir anlatamam. Maçı kaçırma ihtimalinden kurtulmuş olmakla beraber haftanın ilk gününü Arsenal ile bitirmek harika olacak. Tabi ki elde edilecek sonuç günün nasıl bittiğini de belirleyecek. Arsenal'in şu anda yakaladığı form ve inanç ile şu maçı kaybetmesi çok sıra dışı olaylarla mümkün olabilir. Tottenham ve Liverpool'u geriden gelerek mağlup etmek, üzerine bir de Milan'ı ilk maçın skorunu düşünerek geriden gelerek 3-0 sonuç elde etmek bir duruşun göstergesidir. Sezon başından bu yana mücadele ettiğimiz ilk dört şu anda ilk üç yarışına dönüşmüş durumda. Gazı kaçan Tottenham üç maçtır kaybediyor ve aramızda maç eksiğimizle dört puan fark bulunuyor. Liverpool dün kaybederek çoktan bıraktıkları dördüncülük yarışından iyice koptular. Newcastle zaten bizimle oynuyor. Yenersek onlarda hedef dışı kalacaklar. Chelsea ise maç fazlasıyla bizi yakalamış durumda. Ama onların da bizi yakalayabileceklerini sanmıyorum.

Arsenal'de sakatlar bir bir iyileşmeye başladı. Olimpiakos maçında ayağı kırılan Andre Santos takımla antremanlara başlamıştı. Bu maçta yedek kulübesinde görebiliriz kendisini. Liverpool maçında Henderson'un müdahalesiyle sakatlanan ve Milan maçında dinlendirilen Arteta yeniden on birde yerini alabilecek. Aaron Ramsey ise sakatlığını atlattı kulübede yerini alacak. Diaby, Coquelin, Mertesacker ve Wilshere'in sakatlıkları ise devam ediyor.

Newcastle kadrosunda ise forvet Lovenkrands bu maçı kesin kaçırırken bir ihtimal sezonu da kapatmış olabilir. Shola Ameobi hastalığını atlattı ve geçtiğimiz hafta yedek kulübesindeydi. Sakatlıkları süren oyuncular ise Leon Best, Sammy Ameobi, Steven Taylor, Sylvain Marveaux.

Geçtiğimiz sezon yaşanan 4-0'dan 4-4'lük maç ile sezonun açılış maçında şu anda Newcastle'da olmayan Joey Barton ile Gervinho arasında yaşananlar büyük gerginlik yaratmıştı. Ayrıca Arsene Wenger'in Alan Pardew West Ham menajeri iken yaşadığı sert tartışma hala hafızalarda.

Savunmada ideal kadromuza geldik diyebiliriz. Bu nedenle Demba Ba veya Cisse beni o kadar rahatsız etmiyor. Elde ettiğimiz moral motivasyon ile ilk üç yolunda bir galibiyet alacağımızı düşünüyorum.

Maçın hakemi ise Howard Webb. Maalesef bu hakemle de çok güzel anılarımız yok. Maça etkisinin minimal seviyede kalmasını temenni ederek güzel bir maç olmasını diliyorum.

Emrah Partal/GencArsenal

7 Mart 2012 Çarşamba

Yayınlar #25


10 Mart 2012, Cumartesi

13:30 Giresunspor - K.Erciyesspor / TRTSPOR
19:00 Karşıyaka - Konyaspor / TRTANADOLU

11 Mart 2012, Pazar

13:30 Boluspor - Kasımpaşa / YAYIN YOK*
13:30 Gaziantep B.B.Spor - Göztepe / YAYIN YOK*
13:30 İstanbul Güngören - Tavşanlı Linyitspor / YAYIN YOK*

13:30 Akhisar Belediyespor - Elazığspor / TRT1
13:30 Sakaryaspor - Adanaspor / TRTANADOLU
19:00 Ç.Rizespor - Bucaspor / TRTSPOR

12 Mart 2012, Pazartesi

20:00 Denizlispor - Kartalspor / TRTSPOR

Galiptir Bu Yolda Mağlup: Arsenal 3-0 Milan


Arsenal maça maç öncesinde tahmin ettiğim on bir ile başladı. Mümkün olan en ofansif kadro ile sahaya çıktı. Milan gibi bir İtalyan takımına karşı dört farklı bir galibiyet almanız gerekiyorsa yapmanız gereken de budur zaten. Tomas Rosicky ve Kieran Gibbs'in kondisyon testini başarıyla geçmelerinin ardından ilk on bire alındılar. Yedek kulübesinde ise geçtiğimiz haftalarda Türk Milli takımında forma giyeceğini açılayan Oğuzhan Özyakup bulunuyordu.

Szczesny
Sagna-Koscielny-Vermaelen-Gibbs
Song
Rosicky-Chamberlain
Walcott-Van Persie-Gervinho

Arsenal maça beklenildiği gibi son derece atak başladı. Henüz ilk dakikalarda üst üste kornerler kazandı ve bu kornerlerin birinde Alex Oxlade-Chamberlain'in ortasında Laurent Koscielny bomboş kafa vuruşunu yaptı ve henüz 6. dakikada tam da Arsenal'in istediği gibi 1-0 öne geçti. Maçın hakemi ise ilk on beş dakikada Van Bommel, Sagna ve Gibbs olmak üzere maçtaki beş faule üç sarı kart çıkardı.

İlk yarıda ikinci bölümde de Arsenal'in atakları devam etti. Van Persie ceza sahası dışından çektiği şutta Abbiati'yi geçemedi. Milan ise savunma arkasına uzun toplarla Ibrahimovic'in kaçırmaya çalıştı. Bunların büyük bir bölümü ise ofsayt kuralına takıldı. 26. dakikada Walcott'un kanattan yaptığı dribling sonucunda gelişen atakta savunmanın uzaklaştıramadığı topta Rosicky golünü attı ve farkı ikiye çıkardı. Arsenal oyunu forse ederken Milan takımı ise maçın bitmesi için elinden geldiğince yavaş oyunu tercih etti.

Son bölümde de Arsenal yine aynı oyununu sürdürmeye devam etti. Milan'ın her hatasından pozisyon yaratmaya çalışırken Oxlade-Chamberlain harika hareketlerle ceza sahasına girdi ve Mesbah tarafından düşürüldü. Penaltı vuruşunda topun başına geçen Van Persie golünü attı ve skoru 3-0 yaptı. Milan son dakikada Shaarawy ile net bir fırsat yakalasa da Szczesny kalesini zamanında terk ederek açıyı daralttı ve topu auta vurmasına neden oldu.

İlk yarı Arsenal'in belki de istediğinden daha iyi gitti. Üstelik topla oynama yüzdemiz %48'de pas isabet oranımız ise %77'de kaldı. Milan ise %84 pas oranı tutturdu. Arsenal rakip kaleye 6 şut çekti. Bunların 5'i isabetli olurken üçünde golü bulmayı başardı. Milan'ın ise kaleyi bulan şutu bulunmuyor. İlk yarıda son derece iyi olmamıza rağmen Ibrahimovic'in kendisine atılan tüm hava toplarını almış olması tek olumsuzluk olarak gösterilebilir. Takım halinde ise Milan hava toplarının %80'ini kazandı.

İkinci yarıya her iki takımda aynı on birlerle başladı. Milan ikinci yarıda biraz daha top yapmaya pozisyon aramaya çalıştı. Milan tehlikeli sayılabilecek pozisyonları da bulmaya başladı. Ama Arsenal'in iyi oyunu golü önledi. 58. dakikada ise Rosicky kazandığı top ile takımını atağa kaldırdı. Gervinho biraz ağır kalmasına rağmen çektiği şutta savunmadan seken top Abbiati'nin ayaklarına çarptı. Ardından Van Persie topu kalecinin üzerinden aşırtmak istedi ama Abbiati son anda eliyle golü engelledi.

61'de Szczesny'nin inanılmaz hatasında Ibrahimovic boş kaleye topu auta gönderdi. Milan her geçen dakika topun daha çok hakimi olmaya başladı. İlk yarıda %48 olan topla oynama yüzdesini %55'e kadar çıkarttı. Rosicky'nin enerjisinin büyük bölümünü ilk yarıda kullandığından oyundan kopmaya başladığı bölümlerde Milan orta sahada daha çok boş alan bulmaya başladı. Allegri orta saha açığından faydalanmak için Aquilani'yi oyuna aldı. Gole ihtiyacı olan Wenger ise Alex Oxlade-Chamberlain yerine Chamakh'ı oyuna aldı. Milan 74. dakikada Nocerino ile gole hiç yaklaşmadığı kadar yaklaştı ama Arsenal'in şansı yerindeydi ve Szczesny'nin ayaklarına çarpan top ağlara gitmedi.

Gelmeyen gol takımın üzerindeki baskıyı giderek arttırmaya başladı son bölümde. 82'de ise sakatlanan Walcott yerine Park Chu-Young oyuna dahil oldu. İlk yarıda sadece iki şut çeken Milan ikinci yarıda tam 11 şut gönderdi Arsenal kalesine. İlk yarıdaki ekstra efor maalesef Arsenal'in ikinci yarıdaki düşüşünün nedeniydi.

Oyuncu falan değerlendirmeye gerek yok. Maçın hakemi kesinlikle Milan için çalıştı. Saçma sapan hareketlerde Milan'lı oyuncular kendilerini ne zaman yere bıraksa faulü çaldı. Ne zaman Arsenal'li oyuncular pres yapsa faul çalarak engelledi. Aynı hareketler Arsenal'e yapılırken ise görmezden geldi. Aslında bunlar belki ayrıntı sayılabilir. Ama maçın sonuna 3 dakika ekleyip 92:12'de maç bitirmek nedir? Bu maç tamamen hakemin taraflı yönetiminin kurbanı olmuştur. Derseniz ki rakibe penaltı mı verdi gol mü attırdı? Zaten kurnaz hakem uyanık hakem maçı böyle bir takıma verir. Oyunu onun lehine yöneterek. Bariz bir hatayla takıma maç vermek kendisinin sonu olur. Zaten ilk maçta da ofsayttan atılan bir gol ve uydurma bir penaltı ile gelen gol var ki dillere destan.

Bu da Arsenal'in bir kez daha Şampiyonlar Ligi'ne hakem hatalarıyla veda etmesi olarak tarihe geçti. Daha önce Liverpool eşleşmelerinde verilen anlamsız kararlar, Barcelona maçında Van Persie'ye düdükten sonra topa vurdu diye verilen ikinci sarı kart ve kırmızı kart. Ne diyelim sağlık olsun.

Diyecek bir şey yok. Zaten bir mucize peşindeydik. Çokta yaklaştık ama maalesef bazı faktörlerden dolayı olmadı. Açık şekilde gösterdik ki Arsenal gerekiyorsa başarabilir. Artık bu maçı geride bırakarak ligde Şampiyonlar Ligi potasında kalarak gelecek sezon yeniden bu arenada mücadele etmeye çalışmamız lazım.

Emrah Partal / GencArsenal

6 Mart 2012 Salı

Eren Güngör & Behzat Ç.

Twitter'dan paylaştı Eren. Nerede yakaladıysa ...

Arsenal-Milan Maçı Öncesi #2

Açıkçası ben sadece Şampiyonlar Ligi'ndeki son maçımızı keyif almak için izleyeceğim. Her ne kadar Arsene Wenger'in olsun oyuncuların olsun bu maça dair inançları olsa da mantık çerçevesinde düşünüldüğünde şu maçı kazanmamız orta derecede bir ihtimal iken turu geçebileceğimize inanmak tamamen duygusallıktan kaynaklanabilir. Hiç olmadı güzel bir galibiyetle ilk maçın tesadüf sonucu o hale geldiğini kanıtlamak daha önemli.

Arsenal'de savunmada yaşanan krizin geçmesinin ardından virüs şu anda orta sahaya yayılmış durumda. Liverpool maçından sonra hastalanan Yossi Benayoun, Henderson'ın darbesiyle hastaneye kaldırılan Mikel Arteta ve sakatlığı nükseden Abou Diaby, Milan kadrosunda yer alamayacaklar. Yine hafif sakatlıkları bulunan Tomas Rosicky ve Kieran Gibbs ise son testleri geçebilme ihtimallerine karşılık olarak kadroya alındılar. Aaron Ramsey, Francis Coquelin, Per Mertesacker ve Andre Santos ise sakatlıkları devam eden isimler.

Milan'da ise ilk maçta sakatlanan Kevin-Prince Boateng ve Clarence Seedorf'un hala iyileşmemesi ve Massimo Ambrosini kart cezası nedeniyle bu maçta forma giyemeyecekler. Bununla birlikte Alberto Aquilani uzun süren sakatlığının ardından 13 Ocak'ta ilk kez kadroya alınmıştı. Urby Emanuelson da bileğinde ağrının ardından hafta sonu kazanılan 4-0'lık Palermo maçında ilk on birdeydi. Eğer Emanuelson riske edilmez ise Stephan El Sharawy forma giyebilir. Hücum oyuncularından Maxi Lopez ve ilk maçta sakatlanan Pato da sakatlıklarından kurtulamadılar ve bu maçın kadrosunda değiller. Savunmada ise Alessandro Nesta aynı durumda. Eski Arsenal'li Mathieu Flamini antremanlara başlamış ise de muhtemelen bu maçı kaçıracak.

Szczesny
Sagna-Koscielny-Vermaelen-Gibbs
Song-Rosicky
Walcott-Chamberlain-Gervinho
Van Persie


Arsene Wenger: "[Arsenal'in Avrupa Kupalarında oynadığı son 19 karşılaşmanın 6'sında dört farklı ve üstü galibiyetler almasından referans ile] Bu istatistikleri seviyorum. Gol atabiliyoruz. Bu özelliğimizi kullanarak bunun için uğraşacağız. Kazanmak için her şeye sahibiz. Şu anki skor daha biz maçımızı oynamadan belirlenen skor ve bunu değiştirebiliriz. Hayal dünyasında yaşamıyorum. Kolay bir iş olmadığını biliyorum. Üst düzey bir takımsanız yüzde beşlik bir ihtimal de olsa o ihtimale inanarak hareket etmelisiniz. Emin olun biz hala şansımızın sona erdiğini düşünmüyoruz."

Massimiliano Allegri: "Zlatan Ibrahimovic (hafta sonu hat-trick yaptı) harika işler yapıyor. En iyi form durumunda. Üç maç ceza ona iyi geldi. Bence büyük oyuncularınız olmadan Şampiyonlar Ligi'ni kazanmak imkansız. Büyük oyuncularınız olmadan bunu asla yapamazsınız. Bu Arsenal için de Milan için de herhangi bir takım için de geçerli. Büyük isimler almalısınız. Milan'da bizim liderimiz Zlatan Ibrahimovic. Geçen sezona kadar sahadaki karakterimizi Gattuso sergiliyordu. Şimdi ise Mark Van Bommel ve Thiago Silva."


Allegri'ye şunu hatırlatmak isterim ki 2004 yılındaki finalde ne Monaco'nun ne de Porto'nun kadrosu o yılın en iyi 10 kadrosu arasında yer almıyordu. Ya da 2010 yılındaki Bayern Münih-Inter finalini kimse beklemiyordu sanırım. Bu nedenle belli bir standardı ve takım ruhunu oluşturan her takım Şampiyonlar Ligi'nde sonuca gidebilir.


Öncelikle şunu hatırlatalım ki Şampiyonlar Ligi tarihinde eleme turlarında 4-0'tan tur atlayan bir takım yok. Avrupa Kupalarında bunu yapan son takım ise 1985 yılında Real Madrid. Borussia Monchengladbach karşısında 5-1'lik mağlubiyetin ardından 4-0'lık galibiyetle turu atlamıştı.

Bununla birlikte Milan, 2003/04 sezonunda çeyrek finalde Deportivo La Coruna karşısında ilk maçı 4-1'lik skorla kazandıktan sonra ikinci maçı 4-0 kaybedip elenerek, Şampiyonlar Ligi'nde ilk maçta üç farklı avantaj elde ederek elenen tek takım olmasıyla ünlü.

Sıradan ve kafa yoran istatistikleri yazmadan bu kısmı da bitirelim. Benim açımdan sezonun son Şampiyonlar Ligi maçını güzel bir galibiyetle tamamlamak yeterli olacaktır. Turu geçme hayalleri ile maçı izlemenin ve strese girmenin gereği yok. Keyfini çıkarmaya bakın bu maçın. Daha sonra da ligde kalan maçlarımızla birlikte ilk dördü garantileyip üçüncülük yarışının heyecanını yaşayabiliriz.

Emrah Partal / GencArsenal

4 Mart 2012 Pazar

Sen Başkasın: Liverpool 1-2 Arsenal


Arsenal belki de yıllardır yaşamadığı bir haz ile son maçtaki on birinin aynısı ile sahaya çıktı. Özellikle milli maçlarında oynandığı bir dönem geçirildiğini düşününce Arsenal için bir mucize olarak değerlendirilebilir. Sakatlıktan dönen Abou Diaby yedek kulübesinde Gervinho ve Alex Oxlade-Chamberlain'in yanında yerini aldı. Marouane Chamakh yine Park Chu-Young yerine yedeklere dahil edildi.

Szczesny
Sagna-Koscielny-Vermaelen-Gibbs
Song-Arteta
Rosicky
Walcott-Van Persie-Benayoun

Maç düşük bir tempoda başladı ve iki takımda birbirini tartarak oyuna devam etti. Arsenal, Walcott'un isabetli, Sagna'nın taça giden şutuyla etkili olmaya çalıştı. Liverpool ise kazandığı korner vuruşlarıyla gol aradı. Koscielny ve Song'un yaptığı hatalarda da Liverpool pozisyon şansı yakaladı ama önce Szczesny daha sonra Gibbs önemli müdahalelerle atak daha fazla tehlikeli olmadan kestiler.

İkinci bölüme girildiğinde Suarez ceza sahası içerisinde Szczesny'nin topa atlayışından faydalanarak kendisini yere attı ve hakem yine bu aldatmacaya gelerek penaltıyı verdi. Ne var ki Szczesny Kuyt'ın penaltı atışını sonra da tekrar vuruşunu harika bir şekilde kurtararak gole izin vermedi. Her hafta kendini atan futbolculara penaltı verildiği sürece futbol hiçbir zaman adil olamayacaktır. Penaltı bir maçı katleden bir turnuvanın kaderini değiştiren bir karar. Böyle bir karar verirken iki kere düşünmek lazım. Önce Milan maçı, ardından Tottenham şimdi de Liverpool sürekli aleyhimize bir hatalı penaltı kararı furyasıdır gidiyor. 22. dakikada gelişen Liverpool atağında açılan ortaya ters dokunuşu yapan Koscielny, Liverpool'u 1-0 öne geçirdi. Golle birlikte aksamaya başlayan Arsenal savunması önemli bir pozisyon daha vererek Liverpool'a farkı arttırma fırsatı verdi ama ne var ki önce Szczesny sonra direk bu şansı engelleyen faktörler oldular.

Son bölüme girildiğinde hiç bir pozisyon yokken Sagna'nın ortasında Van Persie, Carragher'ın onu durduramayışından faydalandı ve kafayla skora dengeyi getirdi. Van Persie bu maçta Arsenal formasıyla Anfield'da bir lig maçında ilk kez on birde başladı. Golünü de atmayı başardı. Liverpool Suarez ile gole bir kez daha yaklaştı ama maçın kesinlikle Arsenal adına en iyisi Szczesny gole izin vermedi.

İlk yarıda hücum anlamında hiçbir şey yapmayan bir Arsenal vardı. Oynayan Arsenal bu maçta beklemeyi tercih etmişti sanki. Spiker Arsenal ileri hattının isimlerini söylemezken ilk yarının 1-1 sona ermesi buna rağmen yediğimiz golü bile bir Arsenal'linin atması olumlu olabilecek şeyler. Liverpool'un ilk yarıda 8 kornerine karşılık Arsenal'in 0'da kalması ilk yarının özetiydi aslında.

İkinci yarının başında Henderson'un omuz darbesiyle yerde kalan Arteta ciddi bir sakatlık yaşadı ve sağlı ekiplerince dakikalarda yerde bekletildikten sonra sedye ile dışarıya alındı. Onun yerine ise oyuna tek ihtimal olan Abou Diaby girdi. Diaby'nin dört aydır futbol oynamadığını da hatırlatalım. Arteta'nın sakatlığı nedeniyle ilk bölümde fazla pozisyon yaşanmadı ve oyun soğudu.

Son bölüme girilmeden önce de temposuz ağır bir maç devam etti. Liverpool yine topa hakim korner atışları ile gol aramasına karşın net bir pozisyonu yok. Arsenal ise Walcott'un savunmaya çarpan şutu ile gole yaklaştı. Arsenal hücum anlamında hiçbir şey sergilemezken Gervinho Benayoun yerine oyuna girdi.

Son bölüme ise Arsenal oyuna sonradan giren Diaby yerine Oxlade-Chamberlain'i alarak başladı. 1-1 devam eden maçta Arsenal son bölümde ileride Gervinho, Walcott, Oxlade-Chamberlain, Rosicky ve Van Persie ile oynadı. Sahada hücum anlamında yine bir şey gösteremezken Song yine Everton maçında olduğu gibi Van Persie'ye harika bir asist yaptı. Sekiz dakikalık uzatma sonunda Arsenal çok kritik bir galibiyet elde etti.

Oyuna bakıldığında aslında Arsenal'in hücum anlamında çok fazla bir şey yapmadığı bir maç oldu. Akılda kalan pozisyon yok sadece goller var. İki kere geldik yendik gittik gibi bir şey yani. Liverpool'un kaleyi bulan şut sayısı sadece dört ki bunun ikisi penaltı atışında oluştu. Arsenal'in ise yedi isabetli şutu var. Szczesny'nin harikalarına Van Persie'nin harikaları eklendi. Bu dakikadan sonra düşünmesi gereken biz değiliz. Oyunumuzu oynadığımız, Van Persie'miz olduğu sürece bu ligi her türlü ilk dörtte bitiririz. Artık Chelsea ile Liverpool düşünsün. Salı günü bir mucize olur mu bilmem ama ben sadece keyif amaçlı izlemeyi düşünüyorum. Eğer olursa zaten kafayı yerim.

Emrah Partal / GencArsenal
Related Posts with Thumbnails