2 Temmuz 2012 Pazartesi

Walcott'u Unuttuk Mu?


                            Son haftalarda gerçekleşen ve gerçekleşmesi beklenenler ile geçen günlerde nedense gelecek sezon sonunda sözleşmesi bitecek olan Theo Walcott konusu hiç gündeme gelmedi.Ta sezon başlarındayken kontrat krizinin yaşanabileceğini yazmıştım. O zaman ki verdiğim isimlerden Thomas Vermaelen dışında sözleşme imzalayan olmadı. Andrei Arshavin konusunda zaten son malum olduğu için ondan bir şey beklemeye gerek yok.Sezon boyunca gösterdiği performansın ardından Robin Van Persie kontrat imzalamayanlar arasında en ciddi isim halini almıştı. Geçtiğimiz sezon başında Cesc Fabregas ve Samir Nasri ile yaşadığı sıkıntıları bir türlü unutamayan Arsenal taraftarları doğal olarak bir tekrarının yaşanmaması için Robin Van Persie'nin tüm akrabalarının demeçlerine bakar hale geldi.Görüşmelerin sürekli ertelenmesi Euro 2012 şampiyonası derken zaman su gibi açıp gitti ve neredeyse yeni sezonun hazırlık maçlarının vakti geldi. Robin Van Persie'nin görüşmelerinde herhangi bir aşama kaydedemeyen Arsenal yönetimi buna rağmen transferde son yıllara bakılınca son derece cömert bir dönem geçiriyor.Euro 2012 turnuvasından önce Köln'den Lukas Podolski'yi transfer eden Arsenal, turnuva devam ettiği sırada şampiyon Montpellier'in forveti Olivier Giroud ile anlaşma sağladı. Gerçekleştirilen bu iki transfer bile gündemi Robin Van Persie'den ayırmaya yetmedi. Gelişlerinin Hollandalı'nın gideceğine yorulması çok sık duyduğumuz senaryolardan biri oldu.
Her ne kadar Robin Van Persie konusu halen netlik kazanmasa da Arsenal'in unuttuğu çok önemli bir isim daha var. Theo Walcott. Sezon devam ettiği sırada kontrat görüşmelerinin başladığına ilişkin haberiniyayınlamıştım. Theo Walcott'un sezon içerisinde kötü performans sergilediği dönemlerde ücretini ikiye katlama talepleri yönetim tarafından reddedilmiş, birçok Arsenal taraftarı için ise oynadığını almalı şeklinde tepkilere yol açmıştı.Daha sonra £80k civarında bir maaş ile dört yıllık sözleşme imzalayacağı konuşuldu. Ama imzalar atılmadı. Tıpkı Robin Van Persie durumundaki gibi Euro 2012 turnuvasının araya girmesi nedeniyle sezon bitti, bugün geldi hala herhangi bir görüşme ya da anlaşma bulunmuyor. Arsene Wenger'in Euro 2012'den sonra tamamlamayısöylediği yeni sözleşmeler ise yine bir yalandan ibaret oldu.
Şimdi ise Theo Walcott'un, Chelsea ve Tottenham Hotspur'a transfer haberleri yayılmaya başladı. Kendisinin gerçek bir Arsenal'li olduğuna inanarak bu takımlara gitme ihtimalini çok düşük görüyorum. Ama rakiplere böyle bir koz bile vermiş olmak kulübün büyüklüğüne gölge düşürüyor. Theo Walcott'un herhangi bir Londra kulübünde Arsenal'e karşı forma giymesi kadar beni üzecek başka bir şey olamaz herhalde. Meselenin sadece Londra olmadığı da bir gerçek. Özelinde bakacak olursak geçtiğimiz sezon en başarılı sezonlarından birini geçirmiş, Euro 2012'de İngiltere Milli takımı formasını giydiği süre baz alındığında takımın en iyisi durumunda yer alan ve henüz 23 yaşındaki bir oyuncuyu her ne koşulda olursa olsun kaybetmemek gerekir.                              Demem şudur ki Arsenal için Robin Van Persie ne kadar önemliyse Theo Walcott da o kadar önemlidir. Onu an itibariyle başka bir takımın forması altında görmeye hazır olduğumu düşünmüyorum. Yönetim uyuma Theo Walcott'a sahip çık.


Emrah Partal / GencArsenal

8 Haziran 2012 Cuma

Oğuzhan Ozyakup Gidiyor Ama Neden?



Arsenal'in genç yeteneği Beşiktaş'a transferi konusunda bir adım daha attı. Oğuzhan, İstanbul'a gelerek sağlık kontrolünden geçti.


  19 yaşındaki oyuncu Şubat ayında Türk Milli Takımını seçtiğini açıklamasından önce 2009 yılında düzenlenen U17 Avrupa Şampiyonası'nda kaptanlığını yaptığı Hollanda Milli takımıyla finale yükselmişti. Geçtiğimiz sezon Arsenal ile Carling Cup maçlarında iki kez oyuna sonradan girerken bir kez asist yapmıştı. Geleceği son derece parlak gösteriliyordu.

A takım ile çok fazla fırsat bulamamasına rağmen Rezerv takımın beyni olarak harika bir sezon geçirmişti. Oynadığı 19 rezerv karşılaşmasında 5 gol 8 asistlik bir performans sergilemişti. Arsenal'in bu transfer karşılığında yaklaşık €750k ve bir sonraki transferinden %25'lik bir pay alma hakkı elde edeceği söyleniyor.

Fakat Arsenal ve Arsene Wenger'in bu transfere nasıl onay verdiği büyük merak konusu. Arsene Wenger'in genç yetenekleri sevdiğini, onları yetiştirerek büyük birer yıldız haline getirinceye dek A takımda şanslar verdiğini hepimiz biliyoruz. Arsene Wenger'i Arsene Wenger yapan en büyük özelliklerinden biri budur. Kendisinin bu kadar başarılı bir menajer olarak anılmasının nedeni ne kazandığı kupalar ne de taktiksel hamleleri ile kazandırdığı maçlardır. Tüm dünya onun çok iyi bir menajer olduğunu söylerken yetiştirdiği oyuncuları düşünerek bunu söylüyor.

Jack Wilshere, Alex Oxlade-Chamberlain ve Theo Walcott gibi isimleri henüz çok genç yaşta takıma dahil edip dünya yıldızları arasında sokan Arsene Wenger Oğuzhan Özyakup gibi bir yetenekten neden vazgeçer anlayamıyorum. Oğuzhan Arsenal'in genç kademelerinde oynarken harika bir yetenek olduğunu ispatlamıştı. A takımda oynadığı sürelerde dikkat çekmemiş olması gençliğine verilebilecek bir durum. Arsenal'in yıldızlaştırdığı bir çok isim ilk sezonlarında deneyimsizliklerinden ötürü pasif görünmüş olabilirler.

Oğuzhan gibi yetenekli bir oyuncuyu kadronuza dahil etmiş, gösterdiği performans ile geleceğinin parlak olduğunu ispatlayan bir oyuncuyu satacak isek Arsenal Akademisi ne için çalışıyor. Bu transfer kesinlikle Akademi sisteminin varlığının sorgulanmasını gerektirir. Bu şekilde olacaksa bu oyuncular için neden bu kadar mücadele ediyoruz. Dünya yıldızı isimlerin çıkması zaten düşük bir ihtimaldir. Çok nadir bir Wilshere yetiştirilir ama bir takımın tamamı dünya yıldızı zaten olamaz. Takımın kemik kadrosundan asker oyunculara da ihtiyacı olur. İşte bu isimlere en güzel örnekler altyapıdan çıkan Frimpong, Coquelin, Yennaris ve Miquel gibi isimler gösterilebilir. Oğuzhan da ileride böyle bir isim olabilirdi. Gerektiğinde oynayabilecek çok etkili bir oyuncu olarak.



Bu takımda ne oyuncular rezerv takımda yıllarca bekletildi inanamazsınız. Kerrea Gilbert isimli şahıs 24 yaşına gelmesine rağmen rezerv takım üstüne çıkamamıştı. Buna rağmen ısrarla kadroda bekletildi. Mark Randall gibi geleceği olmadığı her maçında belli olan bir isim yıllarca takımda kaldı. Fakat yetenekli Oğuzhan'a konu gelince henüz 19 yaşında bu kadar parlak geleceği olan bir isim takımdan gönderilebiliyor. Peki ama neden?

Transfere izin verilmesinde paranın etkisinin olmadığı aşikar. €750k gibi komik bir rakam asla bu transferin gerçekleştirilmesine neden olamaz. Ne de sonraki satışından elde edilecek olan %25'lik pay. Bu rakamlar Arsenal'in günlük maç gelirlerinin kat be kat altında. 

Twitter üzerinden paylaştığı resimlerden anladığımız kadarıyla takım arkadaşlarıyla birlikteliği düşünülünce problem yaratacak bir oyuncu gibi görünmüyor. Yani takım içerisinde bir huzursuzluk yaratması sonucunda gözden düşmüş olma ihtimali sıfırın altında.

Tüm bunları düşününce aslında söylemeye çekindiğim ve olmasını istemediğim tek bir ihtimal kalıyor. Türk Milli takımını seçmiş olması bir etken olabilir mi? Yıllardır Hollanda Milli takımıyla çıktığı maçlarda gösterdiği performansla birçok kez övgü alırken, takımın geleceğindeki yeri için yeni Fabregas tabirleri yapılırken, Türk Milli takımını seçmesinin üzerinden 4 ay gibi kısa bir süre geçmesinin ardından takımdan gönderiyorsunuz. Bu belki aşırı bir komplo teorisi olarak gösterilebilir ama bana bu transferde başka bir açıklama sunabilecek kişi varsa lütfen söylesin.

Fotoğraf : http://www.sporx.com 'dan alınmıştır.

Emrah Partal / GencArsenal

Alsancak Stadı Yıkılsın Mı ?

İzmir'de yaşayan  Rumların takımı olan Panionios 1910'lu yılların başından Kurtuluş Savaşı'na kadar Alsancak'ın zemininde oynayarak başlatmış Alsancak'ın futbol tarihini. Daha sonrasında 1929 yılında kapalı (!) ve açık tribünlerin inşa edilmesiyle Alsancak Stadı adıyla tam anlamda bir futbol stadına dönüştürülmüştür. 


1959 yılında kurulan Türkiye Futbol 1.Ligi ' nde İzmir'in takımları maçlarını bu stadda oynamış. güzel bir olaydır ki, Türkiye 1.Ligi 'nin ilk karşılaşması İzmirspor ile Beykoz 1908 arasında 21 Şubat 1959''da Alsancak Stadı' nda oynanmış, lig tarihimizin ilk golü de  İzmirsporlu Özcan Altuğ tarafından 11.dakikada Alsancak Stadı'nda atılmış.Alsancak Stadı'nda birçok kez Fuar Şehirleri Kupası , Kupa Galipleri Kupası gibi unutulmaz Avrupa Kupası maçları da oynanmış.


Tarihi Hissetmek


İzmir'de yaşadığımdan zaman zaman ben de gittim bu stada maç izlemeye. İzmir'de yetişmediğimden olsa gerek stadın yıkılması benim içimde bir tortu bırakmayacak. Ancak katıldığım söyleşilerde ve çok yakınımda bulunan Altaylı, Göztepeli, Karşıyakalı, İzmirsporlu tanıdıklarımın anlattıkları o stadın yukarıdaki 2 paragrafın binlercesi boyutunda bir tarih içerdiği yönünde. Geçtiğimiz kış aylarında bilgi birikimine ve duruşuna hayran olduğum Dağhan Irak , Göztepe taraftarının bir söyleşisi için Tepekule'ye gelmişti. Ben de fırsat bulup takip ettim, söyleşi esnasında yaşı orta yaşın üstündeki bir Göztepeli amca "Halkapınar'daki stada alışamadım. Benim stadım Alsancak'taki." deyince yüzünde ayrı bir duygusallık açığa çıktı. O amcamın yaşadıklarını yaşayan binlerce Altaylı, Göztepeli, Karşıyakalı,Altınordulu ve İzmirsporlu vardır kim bilir? İşte bu olaylar, o stadın tarihini koklamamıza yetiyor da artıyor bile.


Bugünün Tarihinde


Özellikle bugünlerde açığa çıkan TOKİ'ye devir haberleri üzerine bir şeyler karalamak istedim aslında. Biraz da başka pencerelerden bakalım olaylara. Stadın şu anki halini bilenler beni daha da iyi anlayacaktır. İki kelimeyele "Kötü durumda." diyebilirim. Soyunma odaları, zemin, tribünler, -pek dikkat çekmemiştir ama- üst balkondaki canlı yayın kulübesi(!) hepsi sıkıntılı vaziyette. 


Bulunduğu konum itibariyle de her türlü değerlendirmeye de açık vaziyette. Nasıl değerlendirilir, neler yapılır, orası benim ilgi alanım değil tartışmam ama ortaya çıkan tezatlardan da biraz bahsetmek istiyorum.


"Stad Yerinde Kalsın"cılar


Evet, Tarihi yaşamış ve saygı duyan bir kesimin de içinde olduğu bir grup bu tezi savunanlar. Alsancak Stadı'nı sadece İzmir'in değil, Türkiye futbol tarihinin önemli mekanlarından biri olarak değerlendiren Osmanlı'yı, işgali, Kurtuluş'u, Cumhuriyet'i görmüş bir yapı olarak gören, Kent tarihinin, belleğinin, kent kimliğinin ayrılmaz parçası olarak tezini savunan bir grup bunlar. Stadı bir bütün olarak Altay'ın,  Altınordu'nun, Göztepe'nin, İzmirspor'un, Karşıyaka'nın, şimdilerde unutulmaya yüz tutan Yeşilova'nın, Kültürspor'un, Ülküspor'un, İzmir Demirspor'un tarihidir. diyerek; Stadın tarihi ve kimliğine uygun şekilde yenilenmesini, kapasitesinin 20 bin kişiye çıkarılmasını, müzesi, restoranı ve yeraltı otoparkıyla yaşayan bir mekana dönüştürülmesi istiyorlar.


"Stad Artık Kaldırmıyor"cular


Bu kesim de stadın şu anki durumunun farkında ve artık bir çözüm peşindeler. Bir tarafında bölge binası diğer yanında kavak ağaçlarıyla hoş görüntü verse de balkondakiler korku içindeler.(Şahit oldum.)  Alsancak Stadı tepemize yıkılmadan şimdi olduğu yere veya başka bir yere stat yapılsın. İzmir'in Kuzeyinde veya Güneyinde olması fark etmiyor bu kesim için. Haklı değerlendirmeler sonucunda zeminin kötü, stada girişin çıkışın sıkıntılı olduğu sonucunda hemfikirler. 


Doğal Olarak Taraftarlık Tepkileri


Bu kısmı sona bıraktım. Bir kesim var ki, -sayıları oldukça fazla- tamamen olayı taraftar tezatlığı üzerinden değerlendirerek ne tarihi ne de seyir zevkini işin içine ekleyip yorum yapıyorlar. Taraftar ayrışmalarının hat safhada olduğu şu dönemde böyle bir kimlikte söz alanları görmek hiç de şaşırtmıyor beni açıkçası. 


Stad karşılığı olarak Örnekköy'e stad yapılacak gibi duruyor. Bu da haliyle Göztepeliler başta olmak üzere tepki topluyor. Alsancak stadı karşılığında Örnekköy'e (Kuzey- Karşıyaka'ya hitap eder nitekite)  planlanan stat, Güney'e yapılsaydı bu kez Karşıyakalılar yıkılmasın taraftarı olacaktı. Şu anda Karşıyakalılar izleyici konumunda görünüyorsa bu sebepte olması muhtemel. TOKİ’nin Örnekköy’deki stat ve tesislerin yanı sıra, Halkapınar’daki Spor İl Müdürlüğü hizmet binası ve gençlik merkezine harcayacağı rakam 81 milyon TL’yi aştığı takdirde Göztepe’nin yuvası Gürsel Aksel Stadı’nın geleceği de tehlikeye girecek. Protokol gereği, belirlenen bedelin aşılması durumunda GSGM bir başka tesisi daha TOKİ’ye vermesi gerekiyor. Bu da Göztepelileri ayağa kaldırmış durumda.


Bakan Suat Kılıç da çift stad yapılacağından , Alsancak Stadı'nın vedasından bahsediyor hep. Bu da benim hep uzak durmaya çalıştığım, doğal muhalif tepkilerin oluşmasına sebebiyet veriyor.


Öngörülerle Veda


Tarihin birikim stadın vedasını görecek gibiyiz. Bunun sonucunda ise İzmir, Kuzeyde 15-20 Bin kapasiteli, Güneyde ise 30 Bin kapasiteli 2 yeni stad kazanacak gibi. 3 Stad isteği geri dönecek bence. Fazla olur. Balçova isteği var Göztepe taraftarının. Çok sıkışık bir kesimde yeni bir stad oluşumu içine giremez bence Toki. Gaziemir önerisi kabul görmüştü. Arazi tayini sonucu İZSU'dan olumsuz bir yanıt gelmişti diye hatırlıyorum. Son durumdan haberdar ederseniz sevinirim.


Sonuç olarak İzmir'de stadyum kimliği değişecek gibi görünüyor. Stad sayısının artması deplasman kavramının tamamen tazelenmesi anlamına da gelebilir. Halkapınar'daki stadyumu da ayrı bir başlıkta incelemek gerekecek sanırsam.

1 Haziran 2012 Cuma

Konya Torku Şekerspor & Ömer Ali Şahiner Transferi

   Takipçisi olanlar bilir; Konya Torku Şekerspor, 2011 - 2012 futbol sezonunda beklenileni veremedi. Üst üste iki sezon şampiyonluğu kovalayan ve son haftalarda Bank Asya 1. Lig hedefine ulaşamayan takım, bu sezon başında takımın iskeletini bozarak yeni bir yapılanma içerisine gitti. Yeni sezonda Metin Altınay ve Mustafa Çapanoğlu olmak üzere iki teknik adamla çalışan Şekerspor, lige istediği gibi başlayamadı ve takım içinde yaşanan uyum sorunu nedeni ile uzun bir süre kendini toparlayamadı. İkinci yarının başında ise takıma yaptığı takviyelerle Play-Off’u hedefleyen Şekerspor, yine umduğunu bulamadı ve hedefinden uzaklaştı.


Başarısızlığı Etkileyen Faktör : Cafercan Aksu'nun Ayrılması 




Galatasaray Altyapısı'nda Arda Turan'ın da içinde bulunduğu 1987 jenerasyonunun en büyük yıldız adayı olarak görüldü . 2006'daki U19 Avrupa Şampiyonasında UEFA tarafından  takip edilmesi gereken 10 oyuncu arasında gösterilmişti. Galatasaray sonrası ne Çaykur Rizespor kariyeri ne Orduspor kariyeri ne de İBB macerası onu Konya Torku Şekerspor forması altında geçirdiği sezonlar kadar mutlu etmemiştir diye düşünüyorum. Artık takım olarak uzun süre zirvede götürdüğü sezonun ardından gruplarda Elazığspor'a Play-Off larda ise Sakaryaspor'a Bank Asya 1.Lig biletini kaptıran takımdan ayrılarak kendi adına hak ettiği basamağı atlamak istedi. Sözleşmesinin sonunda sezon ortasında anlaştığı Gençlerbirliği'nin yolunu tutan Cafercan Aksu hiç beklemediği bir karşılamayla Gençlerbirliği'nden lisansı bile çıkartılmadan ayrılmak zorunda kaldı. Gençlerbirliği'ne giderken şüphesiz hedefleri farklıydı, ancak üzerinde sürekli baskılar taşıyarak artık pestili çıkan genç(!) oyuncu, basamağı çift atladığının farkına vardı ve Boluspor'la anlaştı sezon başında. 10 maça çıktı. Ağları sadece kupadaki Fethiyespor maçında sarstı. Devre arasında ise sezon sonunda lige veda eder konumdaki Giresunspor'la anlaştı kiralık olarak. Burada da 10 maça çıktı yarım yamalak. Sözleşmesi Boluspor'la devam ediyor şu an. Ancak Boluspor'da ne kadar geleceği olabilir bilemem. Tekrar bir Konya macerası uygundur bence.


Kurşun Adres Sormaz Ki

2005'ten bu yana Torku Şekerspor'un kalesini koruyordu 2 sene önce Haziran ayında Elif Yaprakçı ile hayatını birleştirmişti.Geçen sene bugün evlendikten 1 sene kadar sonra , yeni doğan bebeği Mehmet'i sadece 20 gün sevmişken 105 bin lira şeker borcu toptancıyla yüzünden tartıştı. Bu sırada toptancı tabancalarla ateş açtı. Yaprakçı olay yerinde hayatını kaybetti.  Bebeğine doyamadan ölen Gürsel Yaprakçı geride gözü yaşlı bir eş ve yetim bir bebek bıraktı. Kaleciden oğluna, birlikte çekildikleri tek kare fotoğrafı hatıra kaldı. Konya Torku Şekerspor yönetimi de o sıralar Ankaragücü yönetimiyle anlaşıyordu transfer için.
2005'ten bu yana Torku Şekerspor'un kalesini koruyordu 2 sene önce Haziran ayında Elif Yaprakçı ile hayatını birleştirmişti.Geçen sene bugün evlendikten 1 sene kadar sonra , yeni doğan bebeği Mehmet'i sadece 20 gün sevmişken 105 bin lira şeker borcu toptancıyla yüzünden tartıştı. Bu sırada toptancı tabancalarla ateş açtı. Yaprakçı olay yerinde hayatını kaybetti.  Bebeğine doyamadan ölen Gürsel Yaprakçı geride gözü yaşlı bir eş ve yetim bir bebek bıraktı. Kaleciden oğluna, birlikte çekildikleri tek kare fotoğrafı hatıra kaldı. Konya Torku Şekerspor yönetimi de o sıralar Ankaragücü yönetimiyle anlaşıyordu transfer için. O da sezona Konya Şekerspor'la başlayamadı. Kader çiziyor hayatını, pisi pisine kahrolan hayatlar. Futbol, Şekerspor, Lig yükselme hep hikaye bunların yanında. 


Elde Kalan : Ömer Ali Şahiner 

Şüphesiz gerek kulübündeki gerekse Alt Grup Milli Takımlardaki başarısıyla dikkat çeken Ömer Ali Şahiner ise Konya Torku Şekerspor adına boş geçen sezonun ardından, ayrılmayı artık kafasına koydu.
Geride bıraktığımız sezonun başında Spor Toto Süper Lig ekipleri Bursaspor ve Medical Park Antalyaspor’un transfer listesinde olan Ömer Ali Şahiner, Antalyaspor  - daha doğrusu Mehmet Özdilek- ile prensipte anlaşmış ve gitmek için gün saydığı bir dönemde, Konya torku Şekerspor yönetimi engeline takılmıştı. Konya Torku Şekerspor yönetimi, böylesine yetenekli ve takıma katkısı tartışılmayacak futbolcuyu şampiyonluk hesapları yaptıkları gerekçesi ile bırakmamış ve sözleşme yenileyerek takımda kalmasını sağlamıştı.
 
Bu sezon ise o da direk 2 basamak atlayıp Spor Toto Süper Lig'e yol almak istiyor. Eskişehirspor, KDÇ Karabükspor ve Elazığspor yine O'nun baş talipçileri. Medical Park Antalyaspor ise yeniden bir Emrah Başsan oluşumu için bu sezon başı da Ömer Ali'nin peşinde. Şehrin diğer takım Konyaspor'da ise Ömer Ali'yi bir lig yükselterek Konyaspor forması giydirme hedefi var. Futbol şubesi o yolda girişimler olduğunu açıkladı. Ömer Ali ayrıca Eskişehirspor ile görüştüğünü, Elazığspor'dan ise Bülent Uygun'un kendisini aradığını söyledi. Bir de hatırlatma yapayım, şu sıralar Fenerbahçe 'de Aykut Kocaman'ın yardımcılığını yapan İsmail Kartal , Konya Torku Şekerspor'un başındayken 15 yaşındaki Ömer Ali'yi Fenerbahçe'ye önermiş Şekerspor yönetimi yine sıcak bakmamıştı ayrılığa. 

Ancak ayrılık şu sıralar gerçekleşecek gibi. Güzel, başarılarla dolu bir kariyer senin olsun Ömer Ali. Basamakları adım adım çık kafan rahat olsun. Sen hem Konya'nın hem Konyaspor'un hem de Konya Torku Şekerspor'un geleceğisin.

Ömer Ali Şahiner 'in yazıya cevabı da gecikmedi . Cevabı da burada yayınlayayım akıllarda soru işaretleri kalmasın madem. Her şeyin hayırlısı diyerek tabii.





14 Mayıs 2012 Pazartesi

A2 Ligi Play-Off Maç Programı


Final grubundan Galatasaray , Kartalspor, Gençlerbirliği, Konyaspor; Klasman Grubu'ndan da Bursaspor, Bucaspor, Kayseri Erciyesspor ve Sivasspor Play-Off 'lara katılıyor. Maçlar Ankara Bağlum Stadı'nda oynanacak.

Tarafsız saha kavramı burada pek uygulanabilmiş gözükmüyor. Şampiyona öncesinde belirlenen bir stadyum olsa oraya mücadelesiyle Gençlerbirliği katılsa hiç bir sorun teşkil etmeyecek. Cümle içindeki "Tarafsız" sözcüğü her ne kadar sıkıntı oluşturmasa da sözlük anlamıyla güncel manası tezat oluşturuyor. 

Her ne kadar A2 uygulaması bu sezonda verim açısından gözüme giremese de. Turnuva oluşumu oyuncu gelişimi açısından önemlidir. "Tesislerin gelişmesi, şehirler arası ulaşımın iyileşmesi , kulüplerin altyapıya vereceği değerin artması..." derken bile aklıma çeşitli zırvalıklar geliyor. Futboldan uzaklaşıyorum yine. 

Söyleyecek bir şey yok.

"Temiz" olsun, "Güzel" olsun, "Dünya'nın" olsun... 

A2 LİGİ TÜRKİYE ŞAMPİYONASI EŞLEŞMELERİ
(ANKARA BAĞLUM STADI)
14.05.2012 Pazartesi
ÇeyrekFinal 
1. MAÇ
KONYASPOR :1SİVASSPOR:1 (pen 6-7)
13:00
ÇeyrekFinal 
2. MAÇ
BUCASPOR:5GENÇLERBİRLİĞİ:1
16:30
15.05.2012 Salı
ÇeyrekFinal
3. MAÇ
KARTALSPOR:1KAYSERİ ERCİYESSPOR:0
13:00
ÇeyrekFinal
4. MAÇ
BURSASPOR:2GALATASARAY :1
16:30
16.05.2012 Çarşamba
YarıFinal
1. MAÇ
SİVASSPOR:1
BUCASPOR:5
15:30
17.05.2012 Perşembe
YarıFinal
2. MAÇ
KARTALSPOR:2
BURSASPOR:0
15:30
20.05.2012 Pazar
3.Lük - 4. Lük


SİVASSPOR 2-0 BURSASPOR
13:00
FİNAL


 KARTALSPOR 2-0 BUCASPOR
16:30



"Çeyrek final, yarı final ve final maçları tek maç eleme usulüne göre oynanacak. Çeyrek finaller 14 ve 15 Mayıs'ta oynanırken, yarı finaller 16 ve 17 Mayıs'ta yapılacak. Final ise 20 Mayıs 2012 Pazar günü oynanacak. A2 Ligi Play-off karşılaşmalarının 19 Mayıs Gençlik haftası nedeniyle 1 TL olan biletleri stat gişelerinden satılacak.


Bu maçlar sonucunda, kazanan takım 2011-2012 sezonu A2 Ligi Türkiye Şampiyonu olacak. Yarı finalde kaybeden takımlar ise 3.lük - 4.lük maçı oynayacak."



6 Mayıs 2012 Pazar

Atanın İyi De, Tutanın Formsuz: Arsenal 3-3 Norwich City

Arsenal için son haftaya girilmeden önce Şampiyonlar Ligi yolundaki mücadelede rahatlama ve avantaj elde etme maçıydı. Düşük ihtimal olmasına karşın yarın ki maçların ardından üçüncülüğü garantileyebilirdi. Arsenal geçtiğimiz haftaki Stoke City on birinden hiçbir değişiklik yapmadı. Sakatlıktan dönen Francis Coquelin ise yedek kulübesinde kendine fırsat bekledi.

Szczesny
Sagna-Koscielny-Vermaelen-Gibbs
Song-Ramsey
Rosicky
Benayoun-Van Persie-Gervinho

Arsenal maça çok hızlı başladı ve henüz 2. dakikada Benayoun'un harika golüyle öne geçti. Bugün doğum günü olan Benayoun da başkasından beklemeden hediyesini kendi aldı. Erken gelen golle savunacak bir şey kalmayan Norwich City de açık futbolu tercih edince Arsenal daha açık alan bulma fırsatını elde etti. Bir süre sonra toparlanan konuk ekip rakip yarı alanda görünmeye başladı. Norwich 12. dakikada ise oyununun karşılığını alarak Hoolahan ile skoru eşitledi. Maç içerisinde hava toplarına çıkışlarda konsantrasyon eksiği olduğunu gösteren Szczesny yaptığı hatayla bu topu kaleye alan isimdi aslında.

Arsenal beraberliğin ardından hücum anlamında bir şeyler sergilemeye çalışmasına rağmen savunmada ve önünde yapılan basit top kayıpları ve hatalar Norwich City hücumcularına fırsatlar tanıdı. Savunma oyuncuları arasında Koscielny dışındakiler tam anlamıyla görevlerini yapamadılar. Arsenal sezon boyunca olmadığı kadar basit top kaybı yaptı. Sezonda %85 civarında pas oranı tutturmasına karşın ilk yarıda %80 seviyesine hiç gelemediler. 27. dakikada ise gelişen kontra atakta üçe iki yakaladığı pozisyonu Norwich City golle sonlandırdı. Holt'un etkisiz şutu Gibbs'ten sekerek Szczesny'nin üzerinden ağlara gitti. Savunma anlamında Arsenal hiçbir varlık gösteremedi ve Norwich City gibi bir takım bile çok rahat pozisyona girerek öne geçmeyi başardı.Savunmada zaten sıkıntı yaşayan Arsenal'de, Bacary Sagna'nın sakatlanmasıyla oyundan çıkması sonucu oyuna Francis Coquelin girdi. Gervinho sol kanattan aktığı pozisyonda Gibbs'e çıkardı ama genç İngiliz etkili bir vuruş yapamadı ve nadir yakalanan fırsatlardan birini harcamış oldu. Norwich'in gelişen bir başka kontra atağında ters kademeye harika giren Francis Coquelin çok net bir golü önledi. Geriden gelip öne geçen ve saha içerisinde yaşanan gerginliğin ardından son üç haftada yenilen Norwich City işi gurur meselesi yaparak tam anlamıyla savaşmaya başladı. Uzatmanın son anında savunmanın belki de tek adamı Laurent Koscielny çok kritik bir müdahale ile farkın açılmasına izin vermedi.

Wes Hoolahan celebrates after scoring against Arsenal during the Premier League match at The Emirates
İlk yarıda savunma olarak en ideal beşlimiz ile oynamamıza rağmen en kötü performanslardan birini sergiledik. Koscielny de olmasa belki çok daha kötü sonuçlar doğabilirdi. Sezonun ilk yarısında deplasmanda 11 isabetli şut çekerken Norwich kalesine kendi sahamızda oynadığımız karşılaşmada bu sayı ilk yarıda sadece ikiydi. İkinci yarıda rakibin Norwich City olduğunu hatırlayarak kendi oyunumuzu oynayıp maçı çevirmek gerekiyordu.

İkinci yarıya Arsenal daha baskılı başlayarak gol aradı. Buna karşın 10 dakikalık baskıda etkili bir şut dahi çekemedi. Norwich City ise kontra toplarla farkı arttırmaya çalıştı. 57. dakikada ise duran topta Benayoun etkili bir kafa vuruşu yaptı ama Ruddy'nin üzerine gitti top. Gole ihtiyacı olan, ligde bir hedefi olan Arsenal olmasına karşın Norwich City çok daha net fırsatlar yakaladı. Ardından önce Van Persie sonra Ramsey net fırsatları değerlendiremedi. Bu kadar pozisyonlu ikinci yarı başında gol sesi çıkmaması son derece enteresandı.

Ramsey'nin yerine Alex Oxlade-Chamberlain girerek hücum anlamında ne varsa yapmaya çalıştı Wenger. Arsenal yeniden baskıyı oluşturduğu bölümlerde Van Persie'nin sağ ayağıyla bir pozisyonu değerlendiremezken, Gervinho'nun yine harika getirdiği topta Vermaelen'in şutu savunmaya takıldı. Ardından dönen topu Rosicky kaleye gönderdi ama savunmaya çarpan top kornere çıktı. İlk yarıya oranla daha çok pozisyona girilmesine karşın golü bulamadı. Son değişiklik ise Benayoun yerine oyuna alınan Chamakh ile yapıldı Wenger tarafından. Yine Gervinho'nun geliştirdiği atakta Arsenal gole çok yaklaştı. Chamakh'ın şutunda savunmanın uzaklaştırdığı top Song'a geldi. O da bu sezon birçok kez yaptığı Van Persie asistini yaptı ve gelen beraberlik golünün atılmasına sebep oldu.

Robin van Persie celebrates scoring the third Arsenal goal during the Barclays Premier League match between Arsenal and Norwich City at The EmiratesGolle birlikte tüm rüzgarı arkasına alan Arsenal rakip yarı alanda kamp kurdu. Gervinho ismini kaç kere söyledim bilmiyorum ama yine onunla gelişmiş atak sonucunda savunmadan seken top Van Persie'nin önüne düştü ve Arsenal'i öne geçiren golünü atmayı başardı. Her şey çok güzel galibiyet geliyor derken ise Norwich City Morison ile skoru yine eşitledi. Golde kalesini terk etmeyen Szczesny'nin hatası aşikar. Maçın en kötüsüydü. Golden sonra Van Persie ve Chamakh çok net fırsatlar buldu ama sonuca etki edemediler. Daha sonra Chamberlain'in ortasında Gervinho ve Van Persie kale sahasında topa dokunamadı. 90. dakikada sağdan Chamakh'ın ortasında Song'un topuk şutu kaleci Ruddy'nin ayaklarından döndü. Uzatma dakikalarındaki pozisyonları ilk yarı boyunca görmemiştim. İnanılmaz goller kaçtı. Galibiyet için her şeyi yaptık. Kaleci Ruddy'i geçemedik.

İlk yarıdaki etkisiz ve gergin oyun yerine ikinci yarının yarısı kadar futbol oynasaydık bu maç buraya bile gelmezdi. İkinci yarıda bulunabilecek pozisyon sayısının da üzerine çıkarak gol fırsatı yakaladık. Kaleci Ruddy kesinlikle hata yapmadı. Maçın kaderini belirleyen de bu fark oldu zaten. Szczesny gollerin ikisinde hatalı olan taraftı. Norwich City'nin kaleyi bulan 4 şutu var ve bunların 3'ü gol oldu. Dört haftadır kazanamıyoruz ve üstün formla elde ettiğimiz üçüncülüğü kaybetmek için formsuzluğumuzu kullanıyoruz. Bu sezon ikinci kez oluyor bu dört maçlık galibiyetsizlik serisi. Bunun sebebinin sadece Arteta olmadığı gerçek. Takımın üzerinde genel bir formsuzluk var. Arsenal son dört maçında yediği 6 golün 5'ini ilk yarım saatte yedi. Bunun sezonluk karşılığını tam olarak bilmiyorum ama biraz daha ihtiyatlı bir şekilde yine yediğimiz gollerin çoğu ilk yarıdadır. Maalesef maçlara iyi başlamıyoruz ve çevirebilmek için ikinci yarıda bazen yeterli olmuyor. Bu maçı çevirmeyi de başardık ama yine basit bir hata ile puan kaybı yaşadık.

Haftalardır savunduğumuz direksiyon meselesi artık bizde değil. Formula 1 tabiri ile biz pite girdik. Pitte benzin pompası tam olarak çıkmadı ya da lastik tam takılamayarak zaman kaybettik. Newcastle ve Tottenham ise henüz pite girmediler. Tur süreleri açısından avantajlı durumdalar. Pitten başarılı çıkarlarsa bizi geçecekler. Şu anda onların da pitte sorun yaşamasını bekliyoruz. Futbolda bir söz vardır: Atanın ile tutanın iyi olacak. Atanımız bu sezon harikalar yaratmaya devam ediyor. Ama maalesef tutanımız da son haftalarda bir formsuzluk görünüyor.

Şampiyonlar Ligi açısından iki rakibimizin birden bizi geçeceğini pek düşünmüyorum. Bu nedenle dördüncülüğün de Chelsea'nin Bayern Münih karşısında Almanya'da bir şansı olmadığını düşünerek Şampiyonlar Ligi'ne katılmanın bir yolu olduğunu söyleyebilirim. Ki bu bizim için yıllardır bir gelenek olmuş durumda. Sezonu en erken açan takım oluyoruz ve bu durum her sezon sonunda yorgunluk olarak etkisini gösteriyor. Bu açıdan direkt gruplara katılmak önemliydi. Ama şu anda Robin Van Persie'nin takımda kalma ihtimalinin tamamen Şampiyonlar Ligi ile doğru orantılı olduğunu hatırlatmak gerekirse dördüncü olarak da olsa Avrupa'nın en büyük kulüpler arası organizasyonuna dahil olmak çok önemli.

Emrah Partal / GencArsenal

5 Mayıs 2012 Cumartesi

Arsenal - Norwich City Maç Öncesi



Sezonun son iki haftasına girilirken son iki haftada alınamayan galibiyetler sonrasında üçüncülük yarışı üç takım arasında devam ediyor. Üç takımın fikstürünü kıyasladığımızda en avantajlı takımın Arsenal olduğunu söylemek mümkün. Özellikle Newcastle United'ın son derece düşük bir şansı var. Şampiyonluk amacındaki Manchester City ile deplasmanda Everton ile oynayacaklar. Her ne kadar yarış gibi görünse de Arsenal kontrolün elinde olduğu takım. Yapması gereken puan tablosunun ikinci sayfasındaki iki takımı yenmek. Arsenal her ne kadar Mikel Arteta'sız maç kazanamıyor olsa da bu maçları idare edebileceğinin düşüncesindeyim.

Arsenal'de son hafta Stoke City maçında oyuna sonradan giren Abou Diaby yeniden sakatlanarak kadro dışı kaldı. Theo Walcott'un son hafta forma şansı bulabileceği söylenirken bu maçın kadrosunda yer alamıyor. Mikel Arteta, Jack Wilshere ve Per Mertesacker sezonu kapatan isimler.

Norwich City takımında ise sol bek Adam Drury'nin durumu kritik. Savunma oyuncuları Zak Whitbread, Marc Tierney ve Daniel Ayala sakatlıkları nedeniyle kadroda yoklar.

Szczesny
Sagna-Koscielny-Vermaelen-Gibbs
Song-Ramsey
Rosicky
Chamberlain-Van Persie-Gervinho

Arsenal'in kazanmaktan başka çaresinin olmadığı bir maç. Eğer üçüncü sırada kalarak gelecek sezon Şampiyonlar Ligi'ne direkt katılmak istiyorsa son iki maçta en az 4 puan almak zorunda. 3 puanın kurtaramayabileceğini söyleyebiliriz.

Arsenal sezonun ilk yarısında oynanan maçı deplasmanda Van Persie'nin 2 golüyle kazanmıştı. Norwich City ligde kalmayı garantilemesinin ardından biraz saldı kendini. Son 11 maçta sadece iki galibiyet aldılar ve üç maçtır kaybediyorlar.


Bu da Guardian 11'i ;


Arsenal v Norwich City
Emrah Partal / GencArsenal

Yayınlar #33


05 Mayıs 2012 - Cumartesi

14:00 K.Erciyesspor - Sakaryaspor / TRT 1

06 Mayıs 2012 -  Pazar

14:00 Gaziantep B.B.Spor - Denizlispor / TRT WEB TV*
14:00 Giresunspor - İstanbul Güngören / TRT WEB TV*
14:00 Akhisar Belediyespor - Karşıyaka / TRT WEB TV*
14:00 Göztepe - Konyaspor / TRT ANADOLU
14:00 Kasımpaşa - Tavşanlı Linyitspor / TRT 1
14:00 Boluspor - Ç.Rizespor / TRT AVAZ
14:00 Adanaspor - Kartalspor / TRT 6
14:00 Elazığspor - Bucaspor / TRTSPOR




Artık takımlar tam anlamıyla yol ayrımında ! 























 (*) Yayın akışındaki değişiklikleri ve TRT Web Tv canlı yayınlarını trt.net.tr 'den takip edebilirsiniz.

29 Nisan 2012 Pazar

Alan Razı Veren Razı: Stoke City 1-1 Arsenal




Arsene Wenger geçen hafta oynanan Chelsea maçı kadrosundan iki değişiklik yaparak maça başladı. Gervinho ve Benayoun, Walcott ve Oxlade-Chamberlain yerine ilk on birdeki yerlerini aldılar.

Maçın başında Stoke City biraz topla oynamaya çalışmasına rağmen oyun dengeli başladı. Henüz 3. dakikada Song kendini sakınmasa ayağını kırabilecek bir hamle geldi Whitehead'den. Geçmişi bilen Van Persie olaya çok sert tepki gösterdi ve maçın hakemine kartı göstertti. Crouch ve Benayoun'un şutları ilk kaleyi yoklamaları oldu her iki takımın da. Benayoun özellikle maça çok iyi başladı. 8. dakikada Van Persie, Rosicky'nin ortasında etkili bir kafa vuruşu yaptı ama kaleci Begovic kurtardı. Ramsey'in kaptırdığı topta gelişen atakta ise sahada kafa vurmak denince akla gelen ilk oyuncu Crouch iki stoperin arasından kafayı vurarak Stoke City'i 1-0 öne geçirdi. İyi başladığımız bir maçta geriye düştük. Arsenal yine kaleyi bulan ilk şutta golü yemeyi başardı. Gole rağmen Arsenal oyundan kopmadı ve rakip kaleye gitmeye devam etti. Ramsey ile kaleyi yokladığında golü bulamadı ama maçın etkili isimlerinden Benayoun'un geliştirdiği atakta Rosicky'nin ortasına vuruşunu yapan Van Persie skoru eşitledi.

İlk yarının orta bölümüne girildiğinde Arsenal tam anlamıyla rakibini ablukaya aldı. Sağlı sollu ataklarla gol aramaya devam etti. Gervinho ile çok net bir fırsatı değerlendiremedi. Stoke City dahi eminim Arsenal'den böyle fiziksel bir oyun beklemiyordu. Vücut vücuda korkmadan mücadele verdiler. Arsenal, Stoke beklerini neredeyse sahadan silecek kadar etkili hücumlar yaptı kanatlardan.

Son bölüme girildikten sonra da oyunun temposu maçın başına oranla kademeli olarak düştü. Kaleye şut çekilmedi gibi bir şeydi. Son dakikalarda Stoke City, Arsenal kalesine doğru gelmeye çalıştı ve duran toplarla gol aradı. Fakat ilk yarıda başka gol sesi çıkmadı.

İkinci yarıya da Arsenal gole yakın olan taraf olarak başladı. Gervinho ve Van Persie ile kaleyi yokladılar. Van Persie yine çok iyi bir kafa vuruşunda kaleciyi geçemedi. Stoke City ise ceza sahasına şişirme topları kullanmaya devam etti. Arsenal topu ne zaman havadan, Stoke City ise yerden oynasa topu kaybeden taraf oldular. Herkes bildiğini yapmalı deyimi tam bu maç için söylenmiş.
İkinci bölümde Arsenal etkinliğini giderek kaybetmeye başladı. İlk yarıda Benayoun ve Rosicky'nin geliştirdiği ataklarla topun hakimiyetini elinde tutarken bu iki oyuncunun yorulmaya başlaması nedeniyle Arsenal adına tempo son derece düştü. Kazanılan serbest vuruşta Van Persie'nin barajdan dönen topa Vermaelen'in şutu savunma tarafından elle kesilmesine rağmen hakem bu pozisyonu atladı. 

Maçın son bölümüne etkisiz isim Ramsey yerine Diaby'i oyuna aldı Wenger. Beş dakika sonrasında ise Gervinho yerine Chamakh'ı oyuna soktu. Kurtarıcı olarak yeniden Chamakh'ı sahada görünce zaten umutlarım bitmişti. Kenarda Chamberlain beklerken gitmesi istenen ve beklenen Chamakh ne alaka diye soruyor insan. Değişikliklere rağmen Arsenal bir etkinlik gösteremezken Stoke City Jerome'un şutuyla gole yaklaştı ama Szczesny geçit vermedi. Son değişikliği de Benayoun-Santos şeklinde yaparak yenilmemeyi istediğini gösterdi Wenger. Uzatma dakikalarında ilk kez etkili taç şansı yakalayan Delap yine son derece etkili bir atış yaptı ve Sagna bir anlamda takımı ipten alarak golü engelledi.

Arsenal kısmen üstün oynamış olsa da galibiyeti hak edecek kadar kendi futbolunu sergileyemedi. Galibiyet almadan üç hafta geçti ama hala üçüncülük koltuğundayız. Rakiplerimiz eksik tüm maçlarını kazansalar bile Arsenal'in birer puan arkasında kalıyorlar. İşte sırf bu nedenle bu maçtaki bir puan önemli.

Emrah Partal / GencArsenal
Related Posts with Thumbnails