5 Ekim 2011 Çarşamba

Entrikalar Artık Bitmeli



KONYASPOR adına karmaşık ve gündemi yoğun bir hafta geride kaldı.

Tavşanlı Linyit maçı yenilgisi ve bu müsabakada olanlar Konyaspor’u yeni bir döneme soktu.

Başkan Bahattin Karapınar’ı en sert şekilde eleştirenlerden birisiyim.

Ama Tavşanlı maçında bu tabloyu görmemeliydik.

Bence bazı çevrelerin faktörüyle Konyaspor camiasına yakışmayacak bir görüntü çıktı ortaya. Dün kongre salonunda alkışlarla Bahattin Karapınar’ı selamlayanlar, Tavşanlı maçında ağza alınmayacak ifadelerle ve altına çizerek belirtiyorum bazı çevrelerin güdümünde başkanın biletini kestiler.

Aslına bakarsanız başkanın şampiyonlukla sonuçlanan Altay maçının hemen ardından istifa etmesi gerekiyordu.

Hem kahraman bir başkan olarak tarihe adını yazdıracak, hem de Konyaspor bu durumlara büyük ölçüde düşmeyecekti.

Yazdık, çizdik, söyledik.

Olmadı, anlatamadık.

Bu ayrılık ise Konyaspor tarihine bir leke olarak geçti.

Tribünlerin koro şeklinde küfürlü istifa talebini Konya’da ilk kez gördüm.

Bana göre organizeydi, bazılarına göre değil.

Ama böyle olmamalıydı.

Oysa ne başarısız başkanlar ve yöneticiler gördük bu kulüpte.

Hepsi sessiz bir şekilde yaptıkları yanlarına kar kalarak ayrıldı gitti.

Onlara ne tepki vardı, ne isyan.

***

Tüm bu yaşananlardan sonra Olağanüstü Genel Kurul kararı da alındı.

Çoğunluk sağlanması halinde 13 Ekim’de aksi durumda 20 Ekim’de yapılacak kongrede yeni dönem için söz sahibi olacak isimler belirlenecek.

***

İşte Konyaspor, 3 gün arayla oynayacağı ligin 4 ve 5. hafta maçlarına böyle bir durumda çıktı.

Önce Buca, ardından Sakarya deplasmanları.

Konyaspor için İzmir yolculuğu ise tam bir skandala dönüştü.

Takım otobüsü, Uşak yakınlarında emniyetçe bağlanıyor ve kafile otobüsten indiriliyordu.

3 yıl öncesinden kalan bir borç nedeniyle koskoca Konyaspor Kulübü yerlere seriliyordu.

Başkan yardımcısı Mehmet Uvat’ın ifadesine göre, Karapınar döneminden önceki yönetimin, taraftar için yaptığı harcamanın borcuydu.

Mont, atkı, forma için bir kalemde 60 Bin TL verenler, bu borcu kapatmadan çekip gitmişlerdi.

Olan benim zavallı kulübüme olmuş, giydikleri formayı en iyi şekilde temsil etmek isteyen futbolcular ve teknik heyet bu rezaleti yaşarken, aslında küçük olan Büyükşehir’imiz yere serilmişti.

***

Düşünün o futbolcuları. Koyun kendinizi onların yerlerine.

Yönetimi kongre kararı almış..

Yoldayken otobüsü bağlanmış..

İzmir’e bir tane yöneticisi gelmemiş..

Geleceği karanlıklar içinde olan bir kulübün futbolcusu olmak kolay mı?

Buca maçına böyle çıktı Konyaspor.

Her şeye rağmen mücadelesinden yine ödün vermeyen ve giydiği formayı yere sermeyen futbolcuların gayretiyle Buca’dan 1 puanla dönüldü.

Ardından yine deplasman ve Sakarya maçı.

Rakip bizden beter durumda.

Ancak tribünler 10-15-30 TL bilet ücretlerine rağmen hareketli. Cıvıl cıvıl.

Takımlarını bağırlarına basıyorlar.

Bizde durum tam tersi.

Tavşanlı maçı öncesi aklıma geliyor bir anda.

3 tane kelli felli adam.

Yalvarır bakışlarla basın tribününü girişini gösteriyor bana ve utanmadan; “buradan bilet almadan girebilirmiyiz?” diyor.

İşte iki kent arasındaki en belirgin fark bu olsa gerek.

Ancak bunları söylerken, gerek İstanbul’dan gerekse de Konya’dan gelen ve Sakarya’da takımı yalnız bırakmayan taraftarlarımızın hakkını yememeliyiz.

500 dolayındaki Konyaspor sevdalısına helal olsun.

***

Geçelim maça.

Oyun kontrolü genelde Sakarya’daydı.

Defansta yine sağlamdık.

Konyaspor bu kaleci ve bu defans kurgusuyla ligde kolay kolay gol yemez.

Tavşanlı maçı dışında da böyle oldu zaten.

Sakarya üstün olarak gözükse de hep net fırsatları bulan taraf Konyaspor’du.

Bu sezon ligde ilk golümüzü atan Recep ve pası veren Serbay’ı alınlarından öpüyorum.

Serbay’ın yaklaşık 30 metreden sağ kanttaki arkadaşına attığı ters topla rakiplerini sanki Messi vari gibi ipe dizerek çalımlayan ve kalecinin tersine şık bir şutla bize OHHHHH BEEEEE dedirttiren Recep Aydın’ın golü başka nasıl anlatılabilir ki?

Üstünlüğü ele alınca pozisyon sayısında da artış gözledik.

Kendisine güveni gelen Konyaspor; Robak, Recep, Serbay ve Ali Dere ile çok net fırsatlardan yararlanamadı.

Bu pozisyonlarda özellikle genç futbolcuların tecrübesizliği öne çıktı diyebiliriz.

Yavaş yavaş bu açıklar kapanacak.

Ali Dere’ye ayrı bir parantez açmak istiyorum.

Konyaspor camiasının çok şey beklediği Ali Dere, bu yükü ilk 5 haftada kaldıramadı.

Ali ya kendisine çok güveniyor, ya da futbol gelişimini tamamlamamış,

Aldığı her topu sonuna kadar götürmek istiyor.

Kafasını kaldırıp sağa sola baksa ve pas vermeyi öğrense takıma çok daha fazla yararı olacak.

Yeteneklerini ve hızını inkar etmiyoruz.

Madem futbol takım oyunu, o zaman Ali Dere de bu takımın bir parçası. Tek başına kahramanlığa soyunmamalı.

Umarım ilerleyen dönemde daha verimli bir Ali izleyeceğiz.

***

Konyaspor artık kongre dönemine girdi.

Henüz ciddi bir aday bile yok.

Artık kimse karnından konuşmamalı.

Bu takımı sevdiğini iddia eden ve göreve talip olacak babayiğitler zaman kaybetmeden listesini oluşturmalı.

Çeşitli entrikaların döndüğü bu camianın artık barışa ve Konyaspor’a yakışır bir yönetime ihtiyacı var.

Aksi bir durum Konyaspor’un sonu olacaktır.

TD/yenimeram.com.tr

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails