11 Aralık 2011 Pazar

Yoktan Var Etti: Arsenal 1-0 Everton


Maçı izleyemeyeceğimi söylememe rağmen maç saatinde işimden kaçarak bir iddaa bayiinde maçı açtırarak izledim. Arsenal sevgisi bu olsa gerek.

Arsenal kuruluşunun 125. yılını kutladığı bu günde alacağı bir galibiyetle gün boyu büyük coşku yaşayan taraftarlarına en iyi hediyeyi vermiş olacaktı. Maça beklerdeki zorunlu oyuncular haricinde artık kemikleşmiş kadromuzla çıktık.

Everton'ın maç öncesinde nasıl bir futbol oynayacağı zaten belliydi. Tamamen kapanıp tek forvete uzun toplar göndereceklerdi. Maç boyunca da bunu uyguladılar. Arsenal ise beksiz çıktığı maça dört stoperini savunmaya dağıtarak başladı. Bu zorunlu hamle ise Arsenal'in bu maçtaki en büyük handikapı oldu.

Maçı rahat kazanabileceğimize dair tezim ise sırf beklerin fiziksel ve mevki özellikleri nedeniyle hücuma yeterli desteği sağlayamadılar. İlk yarı boyunca Gervinho ve Walcott kanattan bastırırken alıştığımız bek desteği olmayınca yeterli pozisyon baskısını kuramadık. Gervinho ve Ramsey de girdikleri pozisyonları golle sonuçlandıramayınca ilk yarı 0-0 sona erdi. Gervinho her maç biraz daha gol kaçırma sayısını arttırıyor. Bir zamanlar Galatasaray'lıların Hakan Şükür'ün ayağına top geldiğinde hissettiklerini ben hissetmeye başladım. Pozisyon oluştuğunda golü atabileceğine dair hiçbir umut olmuyor bende. Lille'de o kadar golü nasıl atmış bilmiyorum. Bitiriciliği kesinlikle başarısız. Fakat asistleri ile takıma yaptığı desteği yok saymıyorum. Buna rağmen gol vuruşlarında kendisini biraz geliştirirse böylece ileride savunmaları tehdit eden bir gol silahımız daha olur.

Maçın ikinci yarısındaysa daha da pasif kalmaya başladık. Pozisyona girmek bir yana topu ileriye taşımakta da sıkıntılar yaşıyorduk. Bu halimizi gören Everton ise Saha'yı kenara, Distin'i sahaya alarak fırsatı değerlendirerek bir puanın peşine düştüğünü gösterdi. Arsene Wenger gelmek bilmeyen gol nedeniyle oyuna Rosicky ve Arshavin ile tam müdahele edecekken kimsenin yapamadığını Alex Song'un enfes pasında harika bitirişiyle Robin Van Persie yaptı ve Arsenal'i 1-0 öne geçirdi. Öne geçtikten sonra biraz daha rahatlayarak maçı rölantiye almayı başardık. Son zamanlarda bunu da yapmayı öğrendik artık. Eskiden olsa bu maçın son 5 dakikasında ağır bir baskı yer, belki de bir son dakika golüyle maçı verebilirdik. Şu anda ise skoru koruyabiliyoruz. Gerçi Mertesacker yaptığı birkaç basit hata ile Everton'a bu şansları tanıdı ama kalede Szczesny olunca insan bir rahat oluyor.
Genel olarak bakarsak Everton'ın güçlü bir takım olduğunu unutmadan iyi bir oyun çıkardığımızı söyleyebiliriz. Beklenen pozisyon zenginliğinin yaşanmamasının nedenini yukarıda belirttiğim olmayan bek desteğine bağlayabiliriz. Bu nedenle belki de ilerleye maçlarda da bek sıkıntımızın devam edeceği düşünülürse rezerv takımdan oyuncular takıma monte edilerek hücum gücümüz korunabilir. Ya da bu haliyle devam edilerek sağlam savunma ve bir tane atar kazanırım mantığı uygulanabilir. Ancak her zaman Robin'in böyle harika bir gol atmasını bekleyemeyiz. İşte bu nedenle diyorum ki Walcott ve Gervinho'nun da artık biraz gole yönelik katkılar yapmalarının zamanının geldiğini düşünüyorum.

Bu galibiyetle beraber bu sezon ilk kez ilk dörtteki yerimizi almış olduk. Serimiz ise devam ediyor. Herkese mutlu 125. yıllar dileyerek yazımızı sonlandıralım.


Emrah Partal / Genc Arsenal

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails