İki sene önce, Birmingham’lı Martin Taylor’la ikili mücadelede Eduardo sakatlandığında, Taylor’ın Eduardo'yu sakatlamak için harekete girdiğini düşünmemiştim.Taylor orada aslında ayak değil,kariyer kırmış.
Eduardo'nun kariyeri orada darbeyi derinden yemişti.
Hırvatların Brezilya çakması,iyi bir sezonun ardından Arsenal'in kolay kolay vermeyeceği bir bonservis ile Londra'ya gelmişti.Her ne kadar kalbur altı bir lig olsa da Hırvatistan'da 2001-2007 arası sezonlarda 138 maçta 93 gol atmak kolay olmasa gerek Arsené de salt buna dayanarak gerçekleştirmemiştir ancak belli ki o zaman bir şeyler sezimsemişti.Taylor'ın o huysuzca müdahalesi onu Euro 2008'de Hırvatistan takımında izlememizi engelledi.O da bir zamanlar 11'in vazgeçilmezi olduğu takımında Olic-Petric-Modric-Krancjar gibi eh(!) işte dedirtecek oyuncuların arkasında kaldı.
Her zaman kendilerini yetiştiren Hırvatlar,Eduardo'yu Rio'dan 15 yaşında boşa getirmemişlerdi. U17'den itibaren Hırvat formasını da geçirmişlerdi.Biraz da yoz yetiştirmişler ki;Taylor onu sakatladığında dahi hastahanede klinik müdahale yapılacağında dahi Gılberto Silva'nın Portekizceyi ;İngilizceye çevirisiyle hareket etmişlerdi.
Sakatlığın kariyeri kırdığı,10 küsürat M € ile geldiği Londra'dan Shaktar'a 7.5 M € ile giden Hırvat'a sevgiler.
Baltık-Brezilya takımı Luce'nin Shaktar'ında adaptasyon sorunu çekmeyecektir diye düşünüyorum ancak ben 83 doğumlu dahi de olsa tekrardan Batı Avrupa'ya döneceği kanısındayım.
Arsené'e güvenim sonsuz ancak elden çıkarılanlar listesine baktığımızda içinde(bonservis bedeliyle satılanlar da dahil);Arsenal performasının üstüne çıkamadılar.[bkz:T.Henry,F.Ljunberg,N.Kanu,E.Adebayor,P.Viera...]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder